English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | indispensable adj. | zaruri | ||
Fertile soil is indispensable for agriculture. Verimli toprak tarım için zaruridir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | indispensable adj. | zorunlu | ||
Nobody is indispensable. Hiç kimse zorunlu değil. More Sentences |
||||
General | indispensable adj. | vazgeçilmez | ||
It's a fact that trees are indispensable to all living beings. Ağaçların tüm canlılar için vazgeçilmez olduğu bir gerçek. More Sentences |
||||
General | indispensable adj. | gerekli | ||
But it is apparent also that the analysis is indispensable to the later reconstruction of the total structures. Ancak şurası da açık ki, bu çözümleme, tüm yapıların daha sonraki yeniden kuruluşları için gereklidir. More Sentences |
||||
General | indispensable adj. | elzem | ||
The efficient promotion of young farmers is indispensable in this. Genç çiftçilerin etkin bir şekilde teşvik edilmesi bunun için elzemdir. More Sentences |
||||
General | indispensable adj. | olmazsa olmaz | ||
Your assistance is indispensable for us. Yardımın bizim için olmazsa olmazdır. More Sentences |
||||
General | indispensable adj. | öncelikli | ||
General | indispensable adj. | zaruri | ||
General | indispensable adj. | mecburi | ||
Law | ||||
Law | indispensable adj. | ehemmiyetli | ||
Law | indispensable adj. | lüzumlu |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | indispensable to prep. | -den ayrı tutulamayan |
Phrases | ||
Phrases | indispensable part of our lives n. | hayatımızın değişmez bir parçası |
Phrases | no one is indispensable expr. | kimse vazgeçilmez değildir |
Politics | ||
Politics | indispensable position n. | vazgeçilmez konum |