| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | exemplify v. | örneklendirmek | ||
|
I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean. Sorunun nasıl çözüleceğine dair fikrinizi duydum ama ne demek istediğinizi örneklendirmenizi istemek zorundayım. More Sentences |
||||
| General | exemplify v. | örneklemek | ||
|
I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean. Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Common Usage | exemplify v. | örneklerle göstermek | ||
| General | ||||
| General | exemplify v. | örnek oluşturmak | ||
| General | exemplify v. | örnek olmak | ||
| General | exemplify v. | resmi onaylı suretini çıkarmak | ||
| General | exemplify v. | örnek vermek | ||
| General | exemplify v. | örnek göstermek | ||
| General | exemplify v. | temsil etmek | ||
| General | exemplify v. | örnekle göstermek | ||
| General | exemplify v. | örneklerle açıklamak | ||
