esir - Turkish English Dictionary

esir

Meanings of "esir" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
esir captive n.
Kill all the captives.
Bütün esirleri öldür.

More Sentences
esir prisoner n.
Show us that Greece, and this also goes for Turkey, is not a prisoner of the past.
Bize Yunanistan'ın, ki bu Türkiye için de geçerli, geçmişin esiri olmadığını gösterin.

More Sentences
General
esir thrall n.
First of all, it is in thrall to liberal ideology.
Her şeyden önce, liberal ideolojinin esiri olmuş durumdayız.

More Sentences
esir capture n.
Tom was wounded and captured.
Tom yaralandı ve esir düştü.

More Sentences
Military
esir prisoner n.
Show us that Greece, and this also goes for Turkey, is not a prisoner of the past.
Bize Yunanistan'ın, ki bu Türkiye için de geçerli, geçmişin esiri olmadığını gösterin.

More Sentences
esir captive n.
Kill all the captives.
Bütün esirleri öldür.

More Sentences
General
esir helot n.
esir ether n.
esir slave n.
esir bondslave n.
esir bondman n.
esir bondsman n.
esir prisoner of war n.
esir bond slave n.
esir devotee n.
esir villein n.
esir serf n.
esir aether n.
esir caitive n.
esir détenu n.
esir influence n.
esir slavey n.
esir enslaved adj.
esir captivated [obsolete] adj.
esir mancipate [obsolete] adj.
Law
esir bondsman n.
Archaic
esir sclave n.

Meanings of "esir" with other terms in English Turkish Dictionary : 127 result(s)

Turkish English
Common Usage
esir almak capture v.
Most of the exiles were killed or captured.
Sürgünlerin çoğu öldürüldü ya da esir alındı.

More Sentences
General
esir tüccarı slaver n.
The slaver transported captured individuals across the Atlantic.
Esir tüccarı tutsak alınan kişileri Atlantik ötesine taşıyordu.

More Sentences
esir kampı prison camp n.
It is on our shelves that products from these prison camps are found.
Bu esir kamplarından gelen ürünler bizim raflarımızda bulunuyor.

More Sentences
esir almak take prisoner v.
Tom was taken prisoner by the Germans.
Tom Almanlar tarafından esir alındı.

More Sentences
esir düşmek be captured v.
Sami's grandfather was captured during the Mexican Revolution.
Sami'nin büyükbabası Meksika Devrimi sırasında esir düşmüştü.

More Sentences
esir tutulmak be held captive v.
Tom is still being held captive.
Tom hâlâ esir tutuluyor.

More Sentences
esir alınmak be taken captive v.
Tom has been taken captive.
Tom esir alındı.

More Sentences
esir edilmiş captured adj.
The king was captured during the battle and beheaded.
Kral savaş sırasında esir edildi ve kafası kesildi.

More Sentences
esir ticareti slave trade n.
esir değişimi anlaşması cartel n.
esir alan kimse captor n.
esir eden enslaver n.
esir alma capture n.
esir etme enslaving n.
esir tutma slavery n.
esir etme slave n.
esir kampı cage n.
esir tüccarı slave trader n.
esir alan kişi captor n.
esir sahibi slave master n.
esir taşıyan gemi slave ship n.
esir gemisi slave ship n.
vietnam esir kampı vietnamese prison camp n.
esir toplama yeri depot n.
esir çalışma kampı slave labour camp n.
esir çalışma kampı slave labor camp n.
esir alan capturer n.
esir edilme enthraldom n.
kadın esir détenue n.
esir alan kimse imprisoner n.
esir alma fang [obsolete] n.
esir etme inthrallment [obsolete] n.
esir olma inthrallment [obsolete] n.
esir tutulan şey prisoner n.
beyaz esir ticareti slaver n.
esir etmek capture v.
esir etmek captivate v.
esir düşmek be taken captured v.
esir almak latch on to somebody v.
esir almak hold somebody captive v.
esir etmek enthral v.
esir almak buttonhole v.
esir olmak be captured v.
esir etmek enslave v.
esir almak take captive v.
esir etmek enthrall v.
esir almak (birini bunaltmak vb) latch on v.
esir düşmek be taken prisoner v.
esir tutulmak be kept captive v.
esir tutmak hold someone captive v.
esir alınmak be imprisoned v.
esir tutmak keep someone captive v.
esir etmek hold by the button v.
esir tutmak hold captive v.
esir almak hold captive v.
esir tutulmak be in captivity v.
esir etmek make someone a slave v.
esir etmek enslave someone v.
tarafından esir alınmak be taken prisoner by v.
yeniden esir etmek reenslave v.
yeniden esir etmek re-enslave v.
esir etmek yoke v.
esir etmek unfree v.
esir etmek enslave v.
esir etmek enthral [obsolete] v.
esir almak bind v.
esir tutmak withhold [obsolete] v.
esir almak withhold [obsolete] v.
esir etmek own v.
esir etmek inthrall v.
esir almak seize v.
esir almak surprise v.
esir düşmüş captive adj.
esir edilmiş enthralled adj.
esir edilmiş enslaved adj.
esir olmayan yokeless adj.
esir edilmemiş unenslaved adj.
esir edilmiş olan vassalled adj.
esir edilmiş mancipate [obsolete] adj.
esir edilmiş slave adj.
Phrasals
birini birine/bir şeye esir etmek stick someone with someone or something v.
esir etmek stick with v.
(birini) esir almak latch on to (someone) v.
Colloquial
(konuşma sırasında) esir almak bail up [australia] v.
Idioms
birisini esir tutmak keep someone captive v.
birisini esir tutmak hold someone captive v.
(birini/bir şeyi) esir almak grab (someone or something) by the throat v.
birini esir almak grab someone by the throat v.
esir almak yerine düşmanların hepsini öldürmek take no prisoners v.
birini esir almak buttonhole someone v.
birini/bir şeyi esir almak take someone/something by the throat v.
birine/bir şeye esir olmuş stuck with someone or something adj.
esir olmuş stuck with adj.
birini/bir şeyi esir almak grab someone/something by the throat
Law
beyaz esir ticareti white slavery n.
(roma'da) esir alınanların hür bireyler olarak öldüğünü varsayan yasal bir ilke postliminium n.
(roma'da) düşman tarafından esir alınan kimselerin hür bireyler olarak öldüğünü varsayan yasal bir ilke postliminy n.
Politics
esir devlet captive state n.
esir değişimi prisoner exchange n.
esir değişimi prisoner swap n.
esir değişimi yapmak exchange the prisoners v.
Marine
esir mübadele gemisi cartel ship n.
Mining
esir madenler captured mines n.
Physics
esir maddesi ether n.
History
savaş suçlularının gönderildiği bir alman esir kampı stalag n.
Military
açık esir kampı compound n.
esir mübadele gemisi cartel ship n.
esir ve enterne sıra numarası internment serial number n.
esir mübadelesi exchange of prisoners n.
esir kampı tali bölümü prisoner of war enclosure n.
esir muamelesi görmeyen personel protected personnel n.
geçici harp esir nezaret yeri prisoner of war cage n.
kayıp veya esir missing in action n.
tali esir kampı branch camp n.
tali harp esir kampı prisoner of war branch camp n.
ölen veya esir düşen askeri personel loss n.
(esir mübadelesi, düşmanlığı durdurulmasına ilişkin) düşman orduların komutanları arasında yapılan anlaşma convention n.
savaş esirinin belirtilen zamanda nezarete döneceğini veya onu esir alan kişilere karşı tekrar silahlanmayacağını bildirdiği yazılı taahhüt parole n.
Latin
küçük şeyler küçük ruhları esir alır parva leves capiunt animos expr.
Archaic
esir almak fang [obsolete] v.
esir etmek slave v.
esir almak surprise v.
esir almak surprize v.
esir edilmiş thrall adj.
Slang
(birini) esir alıp çene çalmak yak at (one) v.
(birini) esir alıp çene çalmak yack at (one) v.
Star Wars
esir-sınıfı orta boy uzay nakliyesi helot-class medium space transport n.