Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
yoke
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"yoke"
in Turkish English Dictionary : 77 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
yoke
n.
boyunduruk
General
2
General
yoke
n.
evlilik bağı
3
General
yoke
n.
gömlekte roba
4
General
yoke
n.
çift
5
General
yoke
n.
elbisede basen
6
General
yoke
n.
kulluk
7
General
yoke
n.
roba
8
General
yoke
n.
yeke
9
General
yoke
n.
sırık (hamalların kullandığı)
10
General
yoke
n.
hizmet
11
General
yoke
n.
hamalların kullandığı sırık
12
General
yoke
n.
etekte basen kısmı
13
General
yoke
n.
esaret
14
General
yoke
n.
kolon kalıp kelepçesi
15
General
yoke
n.
çatal
16
General
yoke
n.
bağlantı
17
General
yoke
n.
kölelik
18
General
yoke
n.
esaret
19
General
yoke
n.
birleştirme kelepçesi
20
General
yoke
n.
bağlantı kelepçesi
21
General
yoke
n.
kölelik sembolü
22
General
yoke
n.
boyun eğme belirtisi
23
General
yoke
n.
ızdırap simgesi
24
General
yoke
n.
çanın asıldığı çerçeve
25
General
yoke
n.
zilin asıldığı dışbükey parça
26
General
yoke
n.
y şekilli halat, kablo veya zincir
27
General
yoke
v.
boyunduruğa vurmak
28
General
yoke
v.
hayvana boyunduruk geçirmek
29
General
yoke
v.
koşmak
30
General
yoke
v.
boyunduruk geçirmek
31
General
yoke
v.
boyunduruğa koşmak
32
General
yoke
v.
bağlamak
33
General
yoke
v.
boyunduruğu altına almak
34
General
yoke
v.
bağlanmak
35
General
yoke
v.
evlendirmek
36
General
yoke
v.
bağlamak
37
General
yoke
v.
boyunduruk takmak
38
General
yoke
v.
boyunduruk vurmak
39
General
yoke
v.
köle etmek
40
General
yoke
v.
esir etmek
41
General
yoke
v.
ağır çalışmaya zorlamak
42
General
yoke
v.
boyun eğmeye zorlamak
43
General
yoke
v.
köleliğe zorlamak
44
General
yoke
v.
bir araya gelmek
Technical
45
Technical
yoke
n.
bağ
46
Technical
yoke
n.
bağlantı demiri
47
Technical
yoke
n.
boyunduruk
48
Technical
yoke
n.
çatal
49
Technical
yoke
n.
çatal bağlantı
50
Technical
yoke
n.
çeki kancası
51
Technical
yoke
n.
kaliper
52
Technical
yoke
n.
kelepçe
53
Technical
yoke
n.
yapağı yağı
54
Technical
yoke
n.
yeke
55
Technical
yoke
n.
yumurta sarısı
56
Technical
yoke
n.
tasma veya çatal
57
Technical
yoke
n.
aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları
58
Technical
yoke
n.
tüp içindeki elektron ışınlarının tarama hareketine neden olup onu kontrol eden elektromanyetik bir düzenek
59
Technical
yoke
v.
birleştirmek
Mechanic
60
Mechanic
yoke
n.
mafsal çatalı
Textile
61
Textile
yoke
n.
basen kısmı
62
Textile
yoke
n.
conta
63
Textile
yoke
n.
etekte üst kısım
64
Textile
yoke
n.
roba
65
Textile
yoke
n.
kıyafetin vücuda oturan ve toplanmış kısmı
Architecture
66
Architecture
yoke
n.
iki mimari elemanı birbirine bağlayan parça
Construction
67
Construction
yoke
n.
beton dökme sırasında kalıbın etrafındaki çelik çerçeve
Automotive
68
Automotive
yoke
n.
braket
69
Automotive
yoke
n.
mafsal çatalı
Aeronautic
70
Aeronautic
yoke
n.
lövye
71
Aeronautic
yoke
n.
hava taşıtlarını kontrol etmeye yarayan kumanda kolu
Marine
72
Marine
yoke
n.
gemi dümeninde dümen kablolarının bağlı olduğu çapraz çubuk
Medical
73
Medical
yoke
n.
yok
Agriculture
74
Agriculture
yoke
n.
boyunduruk ile bağlanmış bir çift çeki hayvanı
History
75
History
yoke
n.
(antik dünyada) bir dik mızrağın üzerine savrulduğu iki dik mızraktan oluşan esaret sembolü
Military
76
Military
yoke
n.
esaret
Hunting
77
Hunting
yoke
n.
top taşıma kolu
Meanings of
"yoke"
with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
lock piece of a yoke
n.
zelve
2
General
yoke mate
n.
meslektaş
3
General
yoke of
n.
boyundurukla bağlanmış bir çift hayvan
4
General
yoke mate
n.
hayat arkadaşı
5
General
yoke [irish]
n.
cihaz
6
General
yoke [irish]
n.
nesne
7
General
yoke [irish]
n.
alet
8
General
yoke [irish]
n.
zamazingo
9
General
yoke to
v.
hayvanı bir boyundurukla bir araca koşmak
10
General
yoke with
v.
aynı boyunduruğa koşmak
11
General
yoke (to) [scotland]
v.
işe koyulmak
12
General
yoke (to) [scotland]
v.
kendini işe vermek
13
General
poka-yoke
adj.
insan hatalarını önleyecek şekilde tasarlanmış
Phrasals
14
Phrasals
yoke together
v.
insanları/hayvanları birbirine bağlamak
15
Phrasals
yoke together
v.
hayvan koşmak
16
Phrasals
yoke together
v.
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek
17
Phrasals
yoke together
v.
birbirine bağlanmak
18
Phrasals
yoke people or things together
v.
insanları/hayvanları birbirine bağlamak
19
Phrasals
yoke people or things together
v.
hayvan koşmak
Idioms
20
Idioms
yoke around someone's neck
n.
ayak bağı
21
Idioms
yoke around someone's neck
n.
sırttaki yük
22
Idioms
be under the yoke of someone/something
v.
birinin/birşeyin boyunduruğu altında olmak
23
Idioms
pass under the yoke
v.
boyunduruk altına girmek
24
Idioms
pass under the yoke
v.
gururu kırılmak
25
Idioms
pass under the yoke
v.
küçük düşürülmek
26
Idioms
under the yoke
expr.
boyunduruk altında
27
Idioms
yoke around someone's neck
expr.
birinin sırtındaki yük
Trade/Economic
28
Trade/Economic
poka-yoke
n.
hata önleme tekniği
29
Trade/Economic
poka-yoke
n.
işletmelerde üretim esnasında meydana gelebilecek arızaların kullanımı kolay düzenekler yardımıyla önceden tespit edilerek yok edilmesini amaçlayan üretim sistemi
30
Trade/Economic
poka-yoke
n.
sıfır hata tekniği
Technical
31
Technical
anchor yoke
n.
ankraj kelepçesi
32
Technical
adjusting yoke
n.
ayar çatalı
33
Technical
link yoke
n.
bağlantı çatalı
34
Technical
connection yoke
n.
birleştirme kelepçesi
35
Technical
yoke-type valve connection
n.
boyunduruk tipi valf bağlantı
36
Technical
yoke ring
n.
boyunduruk halkası
37
Technical
yoke-type brush holder
n.
boyunduruk tipi fırça tutucu
38
Technical
bench yoke vice
n.
boru mengenesi
39
Technical
valve yoke
n.
boyunduruk
40
Technical
yoke-type brush gear
n.
boyunduruk tipi fırça tutucu
41
Technical
tube yoke
n.
çatal
42
Technical
yoke bolt
n.
çatal cıvatası
43
Technical
yoke bolt
n.
çatal cıvata
44
Technical
sleeve yoke
n.
çatal manşon
45
Technical
yoke method
n.
çatal yöntemi
46
Technical
steering yoke
n.
direksiyon çatalı
47
Technical
gear yoke
n.
dişli çatalı
48
Technical
flange yoke
n.
flanş çatalı
49
Technical
jacking yoke
n.
kaldırma çatalı
50
Technical
lifting yoke
n.
kaldırma çatalı
51
Technical
combination yoke
n.
kombi çatal
52
Technical
end yoke
n.
mafsal çatalı
53
Technical
magnet yoke
n.
mıknatıslı boyunduruk
54
Technical
magnetic yoke
n.
mıknatıs kelepçesi
55
Technical
pivot yoke
n.
pivot çatalı
56
Technical
deflection yoke
n.
saptırma boyunduruğu
57
Technical
shift yoke
n.
selektör çatalı
58
Technical
valve yoke
n.
supap terazisi
59
Technical
yoke pinion
n.
sürgü parçası dişli
60
Technical
end yoke
n.
uç çatalı
61
Technical
valve yoke
n.
valf çatalı
62
Technical
yoke type connections
n.
yoke tipi bağlantılar
63
Technical
yoke shaft
n.
çatallı kayıcı mil
Computer
64
Computer
flight yoke
n.
uçuş dümeni
65
Computer
4-button flight yoke
n.
4-düğmeli uçuş dümeni
66
Computer
4-button flight yoke w/throttle
n.
4-düğmeli uçuş valfi
67
Computer
4-button flight yoke w/throttle
n.
4-düğmeli uçuş dümeni
Electric
68
Electric
deflection yoke
n.
saptırma boyunduruğu
Textile
69
Textile
back yoke
n.
arka roba
70
Textile
waist yoke
n.
bel robası
71
Textile
back yoke
n.
conta
72
Textile
shoulder yoke
n.
omuz robası
73
Textile
front yoke
n.
ön roba
Automotive
74
Automotive
stator yoke
n.
statör boyunduruğu
75
Automotive
rotor yoke
n.
rotor boyunduruğu
76
Automotive
yoke housing
n.
ay yuvası
77
Automotive
yoke plug
n.
çatal tapası
78
Automotive
yoke housing
n.
çatal muhafazası
79
Automotive
yoke plug adaptor
n.
çatal tapa adaptörü
80
Automotive
yoke and field winding assembly
n.
çatal ve bobin ünitesi
81
Automotive
scotch yoke
n.
iskoç düzeneği
82
Automotive
universal joint yoke
n.
kardan mafsalı çatalı
83
Automotive
slip yoke
n.
kayıcı çatal
84
Automotive
sleeve yoke
n.
kayıcı çatalı
85
Automotive
rack yoke
n.
kramiyer çatalı
86
Automotive
rack yoke
n.
kremayer çatalı
87
Automotive
rack support yoke
n.
kremayer destek çatalı
Marine
88
Marine
yoke of the rudder
n.
dümenin boyunduruk yekesi
89
Marine
pig yoke
n.
kuadrant
90
Marine
pig yoke
n.
sekstant
Botanic
91
Botanic
yoke elm (carpinus betulus)
n.
adi gürgen
Agriculture
92
Agriculture
neck yoke
n.
boyunduruk
93
Agriculture
neck yoke attachment
n.
boyunduruk üzerinde iki tane halkalı cıvata ve iki takviye plakasına bağlı büyük demir halka
94
Agriculture
neck yoke ferrule and ring
n.
boyunduruğun her iki ucuna bağlı demir halka
95
Agriculture
yoke [dialect] [uk]
n.
(rençper ve ekibin) istikrarlı çalışma dönemi
Hunting
96
Hunting
yoke screw
n.
boyunduruk vidası
Ornithology
97
Ornithology
yoke-toed
adj.
(kemirgen gagalılar ve ağaçkakanlar) önde iki arkada iki parmağı olan
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yoke
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy