English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | escalate v. | kızışmak | ||
Things escalated quickly. İşler çabuk kızıştı. More Sentences |
||||
General | escalate v. | tırmandırmak | ||
The escalated violence and brutality of the occupation is quite disproportionate. İşgalin tırmandırdığı şiddet ve vahşet oldukça orantısızdır. More Sentences |
||||
General | escalate v. | tırmanmak | ||
We know from personal, painful experience that problems only escalate as a result. Kişisel ve acı verici deneyimlerimizden biliyoruz ki, bunun sonucunda sorunlar sadece tırmanıyor. More Sentences |
||||
General | escalate v. | artmak | ||
The problem of noise is therefore escalating, especially road and aircraft noise. Bu nedenle gürültü sorunu, özellikle de yol ve uçak gürültüsü giderek artmaktadır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | escalate v. | artmak | ||
The problem of noise is therefore escalating, especially road and aircraft noise. Bu nedenle gürültü sorunu, özellikle de yol ve uçak gürültüsü giderek artmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | escalate v. | kızıştırmak | ||
General | escalate v. | kızıştırmak (savaş/anlaşmazlık vb) | ||
General | escalate v. | yükseltmek (fiyat vb'ni) | ||
General | escalate v. | çıkmak | ||
General | escalate v. | artırmak | ||
General | escalate v. | yükselmek | ||
General | escalate v. | yükseltmek | ||
General | escalate v. | çoğalmak | ||
General | escalate v. | fiyatı yükseltmek | ||
General | escalate v. | savaşı kışkırtmak | ||
General | escalate v. | üst makamlara bildirmek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | escalate v. | artırmak | ||
Industry | ||||
Industry | escalate v. | (işlemi) bir üst seviyeye devretmek | ||
Industry | escalate v. | daha yetkili makama havale etmek |