|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
önceki ifade |
previous statement n.
|
|
The evidence corresponds to his previous statement.
Kanıtlar önceki ifadesine uyuyor.
More Sentences
|
2 |
General |
önceki yıl |
preceding year n.
|
|
This low growth rate must be seen in the light of the limited use of appropriations for payments in preceding years.
Bu düşük büyüme oranı, önceki yıllarda ödemeler için ödeneklerin sınırlı kullanımı ışığında görülmelidir.
More Sentences
|
3 |
General |
önceki yıl |
previous year n.
|
|
This has certainly improved compared with previous years but that was not difficult.
Bu durum önceki yıllara kıyasla kesinlikle iyileşmiştir ancak bu zor olmamıştır.
More Sentences
|
4 |
General |
bir önceki yıl |
previous year n.
|
|
This is an increase over the previous year.
Bu, bir önceki yıla göre bir artıştır.
More Sentences
|
5 |
General |
önceki oyun |
previous game n.
|
|
This easter egg is a reference to one of the developer's previous games.
Bu easter egg, geliştiricinin önceki oyunlarından birine bir göndermedir.
More Sentences
|
6 |
General |
daha önceki |
previous adj.
|
|
The same applies to today's resolution as much as to previous ones.
Aynı durum, daha öncekiler için olduğu kadar bugünkü karar için de geçerlidir.
More Sentences
|
7 |
General |
daha önceki |
former adj.
|
|
Former enlargements have shown that prosperity has increased, both in the countries concerned and for EU citizens.
Daha önceki genişlemeler, hem ilgili ülkelerde hem de AB vatandaşları için refahın arttığını göstermiştir.
More Sentences
|
8 |
General |
bir önceki |
former adj.
|
|
Daren is the club's former president.
Kulübün bir önceki başkanı Daren'dir.
More Sentences
|
Phrases |
|
9 |
Phrases |
önceki yıllarda |
in previous years expr.
|
|
What we noted for the 2001 budget year is no different from the trends observed in previous years.
2001 bütçe yılı için kaydettiklerimiz, önceki yıllarda gözlemlenen eğilimlerden farklı değildir.
More Sentences
|
Law |
|
10 |
Law |
önceki karar |
previous judgment n.
|
|
Previous judgments give us very clear precedents.
Önceki kararlar bize çok açık emsaller vermektedir.
More Sentences
|
Computer |
|
11 |
Computer |
önceki hafta |
previous week n.
|
|
He said he had come to Japan the previous week.
Önceki hafta Japonya'ya geldiğini söyledi.
More Sentences
|
General |
|
12 |
General |
fırtınadan önceki sessizlik |
the calm before a storm n.
|
|
13 |
General |
önceki geçmiş zaman |
pluperfect tense n.
|
|
14 |
General |
sondan bir önceki |
last but one n.
|
|
15 |
General |
efsaneye göre kuğunun ölmeden önceki son ve güzel ötüşü |
swan song n.
|
|
16 |
General |
bir önceki dönemden kalma |
holdover n.
|
|
17 |
General |
paskalyadan önceki perşembe |
maundy thursday n.
|
|
18 |
General |
önceki geçmiş zaman |
pluperfect n.
|
|
19 |
General |
paskalyadan önceki pazar günü |
palm sunday n.
|
|
20 |
General |
yemekten önceki şükran duası |
blessing n.
|
|
21 |
General |
önceki durumu |
former rank n.
|
|
22 |
General |
önceki görevli |
precursor n.
|
|
23 |
General |
olgunlaşmış karahindiba tohumlarının çiçek sapından kopmadan önceki beyaz ve tüy gibi top hali |
puffball n.
|
|
24 |
General |
önceki sene |
yesteryear n.
|
|
25 |
General |
paskalya yortusundan önceki cuma |
good friday n.
|
|
|
26 |
General |
bir önceki babanın çocuk üzerinde bıraktığı etki |
telegony n.
|
|
27 |
General |
katoliklerin büyük perhizinden önceki salı günü |
mardi gras n.
|
|
28 |
General |
daha önceki olaya uygulanabilen |
ex post facto n.
|
|
29 |
General |
yürürlüğe girmesinden önceki olaylara uygulanabilen kanun |
ex post facto n.
|
|
30 |
General |
son ve sondan önceki |
the last two n.
|
|
31 |
General |
önceki kuşaklar |
predecessor n.
|
|
32 |
General |
önceki mahkeme kararları |
retroactive judicial decisions n.
|
|
33 |
General |
sondan iki önceki |
the second before the last n.
|
|
34 |
General |
paskalyadan önceki hafta |
holy week n.
|
|
35 |
General |
önceki durumuna gelme |
reinstatment n.
|
|
36 |
General |
önceki yaşamın kaderi belirlediği inancı |
karma n.
|
|
37 |
General |
paskalyadan önceki ikinci pazar |
passion sunday n.
|
|
38 |
General |
lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi |
junior n.
|
|
39 |
General |
paskalya öncesi perhizden önceki ikinci pazar |
sexagesima n.
|
|
40 |
General |
önceki mektup |
previous letter n.
|
|
41 |
General |
önceki araştırma |
previous research n.
|
|
42 |
General |
önceki çalışma |
previous study n.
|
|
43 |
General |
önceki çalışma |
previous work n.
|
|
44 |
General |
önceki sayfa |
page up n.
|
|
45 |
General |
önceki haline döndürülmüş |
redux n.
|
|
46 |
General |
bir önceki sayı |
back number n.
|
|
47 |
General |
daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme |
follow-on operational test and evaluation n.
|
|
48 |
General |
savaştan önceki durum |
status quo ante-bellum n.
|
|
49 |
General |
önceki sayfanın devamı |
continuation of previous page n.
|
|
50 |
General |
önceki sayfanın devamı |
continuing from the previous page n.
|
|
51 |
General |
önceki adres |
former address n.
|
|
52 |
General |
önceki adım |
previous step n.
|
|
53 |
General |
önceki sahibi |
former owner n.
|
|
54 |
General |
önceki adres |
previous address n.
|
|
55 |
General |
önceki adres |
prior address n.
|
|
56 |
General |
sondan önceki sene |
penultimate year n.
|
|
57 |
General |
bir önceki sahip |
former owner n.
|
|
58 |
General |
kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknoloji |
disruptive technology n.
|
|
59 |
General |
eski/önceki rakip |
erstwhile rival n.
|
|
60 |
General |
eski/önceki rakip |
former rival n.
|
|
61 |
General |
noelden önceki gün yapılan kutlama |
ludachristmas n.
|
|
62 |
General |
önceki anlaşmanın aynısı |
same deal as before n.
|
|
63 |
General |
(bir önceki sorunun mealinde onu takip eden) devam/takip sorusu |
follow-up question n.
|
|
64 |
General |
evlenmeden önceki soyadı |
maiden name n.
|
|
65 |
General |
önceki karısı/eşi |
ex wife n.
|
|
66 |
General |
eski/önceki eş |
ex husband n.
|
|
67 |
General |
eski/önceki kocası |
ex husband n.
|
|
68 |
General |
önceki isimler |
previous names n.
|
|
69 |
General |
önceki isim |
previous name n.
|
|
70 |
General |
indirimden önceki fiyat |
regular price n.
|
|
71 |
General |
önceki üç takvim ayı |
prior calendar quarter n.
|
|
72 |
General |
önceki emri geçersiz kılan emir |
countermand n.
|
|
73 |
General |
önceki evlilik |
former marriage n.
|
|
74 |
General |
önceki kullanım |
previous use n.
|
|
75 |
General |
önceki kullanım |
prior use n.
|
|
76 |
General |
adem'in havva'dan önceki karısı |
lilith n.
|
|
77 |
General |
akıllı telefonlardan önceki telefon grubu |
feature phone n.
|
|
78 |
General |
1100 yılından önceki dönemde kullanılan ingilizce |
englisc n.
|
|
79 |
General |
bir önceki boyaya uygulanan ikinci boya |
counterstain n.
|
|
80 |
General |
benden önceki sahibi |
the owner before me n.
|
|
81 |
General |
önceki ortak |
former partner n.
|
|
82 |
General |
önceki partner |
former partner n.
|
|
83 |
General |
tüm türk halklarında şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki inanç |
tengrism n.
|
|
84 |
General |
evlenmeden önceki soyadı |
née n.
|
|
85 |
General |
önceki ile eşit pey sürme |
call n.
|
|
86 |
General |
önceki dönemden kalan |
carryover n.
|
|
87 |
General |
önceki zaman ya da mekandan aktarılmış olan |
carryover n.
|
|
88 |
General |
önceki bir çalışanın yetkinlik ve güvenilirliğine ilişkin eski işveren tarafından verilen yazı |
character n.
|
|
89 |
General |
önceki bir çalışanın yetkinlik ve güvenilirliğine ilişkin eski işveren tarafından verilen yazı |
character reference n.
|
|
90 |
General |
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) |
nones n.
|
|
91 |
General |
önceki numaraya yapılan ekleme |
annumeration [obsolete] n.
|
|
92 |
General |
boğa güreşinde boğa öldürülmeden önceki son aşama |
faena n.
|
|
93 |
General |
cümlenin veya konuşmanın önceki kısmında belirtilen bir şey |
jobbie n.
|
|
94 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
95 |
General |
önceki malik veya kiracının ayrılmış olması |
vacant possession n.
|
|
96 |
General |
kanada'da 25 mayıs'tan önceki son pazartesi günü kutlanan bir resmi tatil |
victoria day [canada] n.
|
|
97 |
General |
yaz bayramı'ndan bir önceki gün |
june 23 n.
|
|
98 |
General |
düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi |
half life n.
|
|
99 |
General |
birisinin gerçek doğum gününden yaklaşık 6 ay önceki gün |
half-birthday n.
|
|
100 |
General |
paskalyadan önceki perşembe gününde yapılan fakirlerin ayaklarını yıkama töreni |
maundy n.
|
|
101 |
General |
paskalyadan önceki perşembe gününde fakirler için yapılan törende dağıtılan sadakalar |
maundy n.
|
|
102 |
General |
yaz gün dönümünden önceki akşam |
midsummer night n.
|
|
103 |
General |
2. dünya savaşı'ndan önceki cahil kırsal kesme özgü özellikler |
dad and dave [australia] n.
|
|
104 |
General |
edebi, sanatsal branşlarda kendisinden önceki bir ustanın ilke ve yöntemlerine sık sıkıya bağlı kimse |
descendant n.
|
|
105 |
General |
edebi, sanatsal branşlarda kendisinden önceki bir ustanın ilke ve yöntemlerine sık sıkıya bağlı kimse |
descendent n.
|
|
106 |
General |
mahkeme kararından önceki geçici gözaltı dönemi |
detention n.
|
|
107 |
General |
bir önceki akşam |
overnight n.
|
|
108 |
General |
bir önceki seviyeye veya konuma geri dönme |
roll back n.
|
|
109 |
General |
(olay veya etkinlikten önceki) zaman dilimi |
run-up n.
|
|
110 |
General |
önceki durumuna geri getiren kimse |
instaurator n.
|
|
111 |
General |
önceki durumuna döndüren kimse |
instaurator n.
|
|
112 |
General |
(fiyatların, standartların) önceki seviyesine düşürülmesi |
dropback n.
|
|
113 |
General |
dizide sondan bir önceki öge |
penult n.
|
|
114 |
General |
dizide sondan bir önceki öge |
penultima n.
|
|
115 |
General |
kelimenin sondan bir önceki hecesi |
penultima n.
|
|
116 |
General |
sondan bir önceki |
penultimate n.
|
|
117 |
General |
(önceki deneyimden kaynaklı) heyecan |
fleshment n.
|
|
118 |
General |
(önceki deneyimden kaynaklı) harekete geçme |
fleshment n.
|
|
119 |
General |
(önceki deneyimden kaynaklı) uyarılma |
fleshment n.
|
|
120 |
General |
önceki atama |
foreordination n.
|
|
121 |
General |
önceki tayin |
foreordination n.
|
|
122 |
General |
önceki akşamdan kalmış ve sabahleyin çıra ile yeniden yakılacak olan köz birikintisi |
gathering coal n.
|
|
123 |
General |
önceki suçlama |
preaccusation n.
|
|
124 |
General |
bir önceki hareket |
preaction n.
|
|
125 |
General |
önceki davranış |
preaction n.
|
|
126 |
General |
önceki tasarlama |
predeliberation n.
|
|
127 |
General |
önceki planlama |
predeliberation n.
|
|
128 |
General |
önceki müzakere |
predeliberation n.
|
|
129 |
General |
önceki çizim |
predelineation n.
|
|
130 |
General |
önceki betimleme |
predelineation n.
|
|
131 |
General |
önceki tarif |
predelineation n.
|
|
132 |
General |
önceki keşif |
prediscovery n.
|
|
133 |
General |
gün batmadan önceki zaman dilimi |
predusk n.
|
|
134 |
General |
önceki sınırlama |
prefinition [rare] n.
|
|
135 |
General |
önceki açıklama |
prefinition [rare] n.
|
|
136 |
General |
önceki yaşam |
prelife n.
|
|
137 |
General |
doğmadan önceki yaşam |
prelife n.
|
|
138 |
General |
önceki his |
presensation [obsolete] n.
|
|
139 |
General |
önceki görüş |
presensation [obsolete] n.
|
|
140 |
General |
önceki fikir |
presensation [obsolete] n.
|
|
141 |
General |
kül çarşambasından önceki pazartesi |
shrove monday n.
|
|
142 |
General |
kül çarşambasından önceki pazar |
shrove sunday n.
|
|
143 |
General |
13. yaş gününden hemen önceki yıllar |
preteens n.
|
|
144 |
General |
önceki olma |
prevenience n.
|
|
145 |
General |
epitazdan önceki bölüm |
protasis n.
|
|
146 |
General |
önceki prototipi örnekleyen birey |
prototype n.
|
|
147 |
General |
makamın önceki sahibi |
predecessor n.
|
|
148 |
General |
önceki durumuna getirmek |
restore to the former rank v.
|
|
149 |
General |
iptal etmek (yeni bir emir ile önceki emri) |
countermand v.
|
|
150 |
General |
daha önceki bir tarihten itibaren geçerli kılmak |
backdate v.
|
|
151 |
General |
önceki konuya dönmek |
hark back to v.
|
|
152 |
General |
bir önceki tahminden vazgeçmek |
unpredict v.
|
|
153 |
General |
önceki haline getirmek |
unchange v.
|
|
154 |
General |
daha önceki bir tarihten geçerli kılmak |
backdate v.
|
|
155 |
General |
önceki duruma dönmek |
revert back v.
|
|
156 |
General |
önceki beyanın aynen tekrar etmek |
reiterate one's previous statement v.
|
|
157 |
General |
önceki performansını geliştirmek |
outdo oneself v.
|
|
158 |
General |
önceki deneyimlere göre eleştirmek |
monday-morning-quarterback v.
|
|
159 |
General |
daha önceki bir mahkeme kararına atıfta bulunmak |
cite (to) v.
|
|
160 |
General |
(dizin, katalog) önceki sayıları daha sonraki sayılarda birleştirmek |
cumulate v.
|
|
161 |
General |
(önceki otoritenin) fikir veya inançlarını kabul etmek |
follow v.
|
|
162 |
General |
bir önceki durum ile gerekçelendirmek |
precedent v.
|
|
163 |
General |
daha önceki olaylar üzerinden desteklemek |
precedent v.
|
|
164 |
General |
önceki durumda olmak |
preexist v.
|
|
165 |
General |
önceki durumda olmak |
pre-exist v.
|
|
166 |
General |
bir önceki olaya dayanmak |
supervene v.
|
|
167 |
General |
bir önceki olaya bağlı olmak |
supervene v.
|
|
168 |
General |
tufandan önceki devre ait |
antediluvian adj.
|
|
169 |
General |
sondan bir önceki |
second to last adj.
|
|
170 |
General |
sondan önceki |
penultimate adj.
|
|
171 |
General |
sondan bir önceki |
next to last adj.
|
|
172 |
General |
sondan bir önceki |
penultimate adj.
|
|
173 |
General |
tarihten önceki |
prehistoric adj.
|
|
174 |
General |
bundan önceki |
the preceding adj.
|
|
175 |
General |
savaştan önceki |
antebellum adj.
|
|
176 |
General |
-den önceki |
antecedent to adj.
|
|
177 |
General |
savaştan önceki |
ante-bellum adj.
|
|
178 |
General |
-den önceki |
preceding adj.
|
|
179 |
General |
sondan bir önceki |
next to the last adj.
|
|
180 |
General |
iç savaştan önceki |
antebellum adj.
|
|
181 |
General |
nikahtan önceki |
antenuptial adj.
|
|
182 |
General |
doğumdan önceki |
antenatal adj.
|
|
183 |
General |
evvelsi güne (dünden önceki güne) ait olma |
nudiustertian adj.
|
|
184 |
General |
dünden önceki gün ile ilgisi olma |
nudiustertian adj.
|
|
185 |
General |
önceki ve sonraki arasında bulunan |
middle adj.
|
|
186 |
General |
önceki kuşakların duygu veya fikirlerinden dolayı olan |
hereditary adj.
|
|
187 |
General |
daha önceki |
lower adj.
|
|
188 |
General |
bir önceki husus ile aynı |
idem adj.
|
|
189 |
General |
bahsi geçen bir önceki konu ile aynı |
idem adj.
|
|
190 |
General |
bir önceki akşam ile ilgili |
overnight adj.
|
|
191 |
General |
sondan bir önceki |
penult adj.
|
|
192 |
General |
sondan bir önceki |
penultimate adj.
|
|
193 |
General |
tez veya makalenin önceki bir bölümünde alıntılanmış |
forequoted adj.
|
|
194 |
General |
girişten önceki |
preadmission adj.
|
|
195 |
General |
doğumdan önceki |
preborn adj.
|
|
196 |
General |
izin vermeden önceki |
preconsent adj.
|
|
197 |
General |
onaylamadan önceki |
preconsent adj.
|
|
198 |
General |
rıza göstermeden önceki |
preconsent adj.
|
|
199 |
General |
çürümeden önceki |
predecay adj.
|
|
200 |
General |
kurumadan önceki |
predry adj.
|
|
201 |
General |
önceki yaşama ait |
prelife adj.
|
|
202 |
General |
önceki yaşam ile ilgili |
prelife adj.
|
|
203 |
General |
önceki yaşamda meydana gelen |
prelife adj.
|
|
204 |
General |
öğleden önceki |
prenoon adj.
|
|
205 |
General |
öğleden önceki zaman dilimine ait |
prenoon adj.
|
|
206 |
General |
belirli bir eğitimden önceki döneme ait veya ilişkin |
preprofessional adj.
|
|
207 |
General |
(filmi, yazılımı veya kaydı) piyasaya sürmeden önceki döneme ait |
prerelease adj.
|
|
208 |
General |
(mahkumu) tahliye etmeden önceki döneme ait |
prerelease adj.
|
|
209 |
General |
önceki seferkinden daha uzak olan |
preremote adj.
|
|
210 |
General |
gözden geçirmeden önceki döneme ait |
prereview adj.
|
|
211 |
General |
gösteriden önceki döneme ait |
preshow adj.
|
|
212 |
General |
önceki oluşumdan kaynaklanan |
self-born adj.
|
|
213 |
General |
(bir şeyin) önceki halinden çıkan |
self-born adj.
|
|
214 |
General |
(bir şeyin) önceki halinden gelen |
self-born adj.
|
|
215 |
General |
sondan bir önceki olarak |
penultimately adv.
|
|
216 |
General |
önceki sene |
last year adv.
|
|
217 |
General |
önceki yıl |
last year adv.
|
|
218 |
General |
önceki bölümde |
thereinbefore adv.
|
|
219 |
General |
önceki kısımda |
thereinbefore adv.
|
|
220 |
General |
önceki gibi |
same as before adv.
|
|
221 |
General |
önceki yılların herhangi birinde |
in any of the previous years adv.
|
|
222 |
General |
bir önceki gece |
the night before adv.
|
|
223 |
General |
önceki sözcükle birleşerek |
enclitically adv.
|
|
224 |
General |
önceki yıllarda |
in the previous years adv.
|
|
225 |
General |
önceki gün |
the day before yesterday adv.
|
|
226 |
General |
bir önceki yorumdan hemen sonra |
in the (very) next breath adv.
|
|
227 |
General |
(bu belgenin, konuşmanın) önceki kısmında |
hereinabove adv.
|
|
228 |
General |
(bu belgenin, konuşmanın) önceki bölümünde |
hereinabove adv.
|
|
229 |
General |
bir önceki akşamda |
overnight adv.
|
|
230 |
General |
önceki bir zamandan sonrakine doğru |
downwards adv.
|
|
231 |
General |
daha önceki bir kaynaktan sonrakine doğru |
downwards adv.
|
|
232 |
General |
daha önceki |
afore prep.
|
|
233 |
General |
bir önceki |
the previous one pron.
|
|
234 |
General |
bir önceki |
the preceding one pron.
|
|
235 |
General |
bir önceki |
the former one pron.
|
|
236 |
General |
önceki husus |
idem pron.
|
|
237 |
General |
önceki anlamı veren ön ek |
arche- pref.
|
|
Phrasals |
|
238 |
Phrasals |
önceki bir zamana/yere bakmak |
turn back v.
|
|
239 |
Phrasals |
önceki durumuna dönmek |
switch back v.
|
|
240 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi) önceki durumuna çevirmek |
switch back v.
|
|
241 |
Phrasals |
önceki markaya/firmaya/tarifeye dönmek |
switch back v.
|
|
242 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi) önceki markaya/firmaya/tarifeye döndürmek |
switch back v.
|
|
243 |
Phrasals |
önceki bir şeyle ilinti kurmak |
refer back to (someone or something) v.
|
|
244 |
Phrasals |
önceki bir şeye gönderme yapmak |
refer back to (someone or something) v.
|
|
245 |
Phrasals |
önceki bir şeye atıfta bulunmak |
refer back to (someone or something) v.
|
|
246 |
Phrasals |
önceki durumuna geri dönmek |
sink back into (something) v.
|
|
247 |
Phrasals |
önceki zihinsel durumuna geri dönmek |
sink back into (something) v.
|
|
248 |
Phrasals |
önceki zihinsel haline tekrar dalmak |
sink back into (something) v.
|
|
249 |
Phrasals |
önceki durumuna tekrar yenik düşmek |
sink back into (something) v.
|
|
250 |
Phrasals |
bir sayacı/saati önceki bir konuma getirmek |
wind back v.
|
|
251 |
Phrasals |
önceki konuya dönmek |
hark back v.
|
|
252 |
Phrasals |
önceki bir zaman diliminde kalmak |
hold over v.
|
|
253 |
Phrasals |
(önceki konuya) geri dönmek |
hearken back to (something) v.
|
|
254 |
Phrasals |
(önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak |
reach back into (some point in time) v.
|
|
255 |
Phrasals |
(önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak |
reach back to (some point in time) v.
|
|
256 |
Phrasals |
önceki bir şeyle ilinti kurmak |
refer back to v.
|
|
257 |
Phrasals |
önceki bir şeye gönderme yapmak |
refer back to v.
|
|
258 |
Phrasals |
önceki bir şeye atıfta bulunmak |
refer back to v.
|
|
259 |
Phrasals |
önceki durumuna geri dönmek |
sink back v.
|
|
260 |
Phrasals |
önceki zihinsel durumuna geri dönmek |
sink back v.
|
|
261 |
Phrasals |
önceki zihinsel haline tekrar dalmak |
sink back v.
|
|
262 |
Phrasals |
önceki durumuna tekrar yenik düşmek |
sink back v.
|
|
Phrases |
|
263 |
Phrases |
gece yarısından önceki bir saatlik uyku sonrasındaki iki saate bedeldir |
one hour's sleep before midnight is worth two after expr.
|
|
264 |
Phrases |
bir önceki yılın aynı dönemine göre |
year-on-year expr.
|
|
265 |
Phrases |
bir önceki döneme göre |
quarter on quarter (qoq) expr.
|
|
266 |
Phrases |
daha önceki senelerde |
in previous years expr.
|
|
267 |
Phrases |
daha önceki yıllarda |
in previous years expr.
|
|
268 |
Phrases |
hemen önceki |
next but one expr.
|
|
269 |
Phrases |
önceki senelerde |
in previous years expr.
|
|
270 |
Phrases |
önceki yıllara nazaran |
compared to the previous years expr.
|
|
271 |
Phrases |
önceki senelere nazaran |
compared to the previous years expr.
|
|
272 |
Phrases |
ondan önceki |
the one before expr.
|
|
273 |
Phrases |
önceki adıyla/adlarıyla |
née expr.
|
|
274 |
Phrases |
bir önceki/son emir iptal |
belay my last expr.
|
|
275 |
Phrases |
bir önceki emri yok say/sayın |
belay my last expr.
|
|
Proverb |
|
276 |
Proverb |
gece yarısından önceki bir saatlik uyku sonrasındaki iki saate bedeldir |
one hour's sleep before midnight is worth two after
|
|
Colloquial |
|
277 |
Colloquial |
önceki eş/sevgili |
ex n.
|
|
278 |
Colloquial |
önceki deneyimlerine göre başka birinin yaptıklarını eleştiren kimse |
monday morning quarterback n.
|
|
279 |
Colloquial |
önceki deneyimlerine göre başka birinin yaptıklarını eleştiren kimse |
monday quarterback n.
|
|
280 |
Colloquial |
önceki deneyimlerine göre başka birinin yaptıklarını eleştiren kimse |
monday-morning quarterbacking n.
|
|
281 |
Colloquial |
gün doğumundan kısa bir süre sonraki ve gün batımından kısa bir süre önceki, gökyüzünün kırmızı olduğu zaman |
golden hour n.
|
|
282 |
Colloquial |
önceki başarılarının üstüne çıkmak |
top oneself [uk] v.
|
|
283 |
Colloquial |
önceki geceyi unut |
forget about the other night expr.
|
|
284 |
Colloquial |
(bir önceki döneme/sezona göre) daha kötü durumda |
in worse spot expr.
|
|
285 |
Colloquial |
(bir önceki kişiye) katılıyorum |
what (someone else) said expr.
|
|
286 |
Colloquial |
(bir önceki kişiyle) aynı şeyleri düşünüyorum/hissediyorum |
what (someone else) said expr.
|
|
287 |
Colloquial |
senden önceki kadın da öyle derdi |
that's what she said expr.
|
|
288 |
Colloquial |
bir önceki yılın aynı dönemine göre |
year on year expr.
|
|
Idioms |
|
289 |
Idioms |
önceki durumdan tamamen farklı olan özel durum |
new ballgame n.
|
|
290 |
Idioms |
film veya dizilerde jenerikten önceki sahne |
cold open n.
|
|
291 |
Idioms |
birisinin ölmeden önceki son yılları |
twilight years n.
|
|
292 |
Idioms |
fırtınadan önceki sakin dönem |
eye of the hurricane n.
|
|
293 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlik durumu |
eye of the storm n.
|
|
294 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlik durumu |
eye of the hurricane n.
|
|
295 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlik |
calm before the storm n.
|
|
296 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlik |
lull before the storm n.
|
|
297 |
Idioms |
fırtınadan önceki sakin dönem |
eye of the storm n.
|
|
298 |
Idioms |
hareketli zamandan önceki sükunet hali |
eye of the storm n.
|
|
299 |
Idioms |
hareketli zamandan önceki sükunet hali |
eye of the hurricane n.
|
|
300 |
Idioms |
kendinden önceki ileri gelenlerden güç alma |
a dwarf standing on the shoulders of giants n.
|
|
301 |
Idioms |
ölümden önceki yıllar |
twilight years n.
|
|
302 |
Idioms |
yenilmeden önceki son gayret/çaba |
last burst of fire n.
|
|
303 |
Idioms |
geçmişteki/önceki deneyimlerden alınan ders |
twenty-twenty hindsight n.
|
|
304 |
Idioms |
önceki deneyimler |
twenty-twenty hindsight n.
|
|
305 |
Idioms |
kendinden önceki önemli düşünürlerin bilgilerine dayanarak/buluşlarının üzerinde yükselen kimse |
a dwarf standing on the shoulders of giants n.
|
|
306 |
Idioms |
halka sunulmadan önceki gösterim |
a sneak preview n.
|
|
307 |
Idioms |
köprüden önceki son çıkış |
the last chance saloon n.
|
|
308 |
Idioms |
önceki sorunları halletmek/aradan çıkarmak |
tie up loose ends v.
|
|
309 |
Idioms |
önceki (daha önce konuşulan) konuya geri dönmek |
pick up on something v.
|
|
310 |
Idioms |
söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak |
have big shoes to fill v.
|
|
311 |
Idioms |
önceki fikrinin tam tersini ileri sürmek |
reverse (one's) field v.
|
|
312 |
Idioms |
önceki bilgilerden/deneyimlerden yararlanarak ilerlemek |
stand on the shoulders of giants v.
|
|
313 |
Idioms |
(birinin veya bir şeyin) önceki halinden eser kalmamak |
be a ghost of (someone or something's) former self v.
|
|
314 |
Idioms |
(birinin veya bir şeyin) önceki halinin hayali gibi olmak |
be a ghost of (someone or something's) former self v.
|
|
315 |
Idioms |
(biri veya bir şey) önceki haline göre kötülemek |
be a ghost of (someone or something's) former self v.
|
|
316 |
Idioms |
(birinin veya bir şeyin) önceki halinden eser kalmamak |
be a shadow/ghost of your/its former self v.
|
|
317 |
Idioms |
(birinin veya bir şeyin) önceki halinin hayali gibi olmak |
be a shadow/ghost of your/its former self v.
|
|
318 |
Idioms |
(biri veya bir şey) önceki haline göre kötülemek |
be a shadow/ghost of your/its former self v.
|
|
319 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlik olmak |
be in the calm before the storm v.
|
|
320 |
Idioms |
önceki fikrinin tam tersini ileri sürmek |
reverse field v.
|
|
321 |
Idioms |
önceki deneyimler sayesinde |
with 20/20 hindsight expr.
|
|
322 |
Idioms |
önceki deneyimlerle |
with 20/20 hindsight expr.
|
|
323 |
Idioms |
sondan bir önceki |
before last expr.
|
|
324 |
Idioms |
bir önceki |
before last expr.
|
|
325 |
Idioms |
fırtınadan önceki sessizlikte/sessizlik anında |
in the calm before the storm expr.
|
|
326 |
Idioms |
köprüden önceki son çıkışta |
in the last chance saloon expr.
|
|
327 |
Idioms |
geçmişteki/önceki deneyimlerden alınan ders ile |
with twenty-twenty hindsight expr.
|
|
328 |
Idioms |
önceki deneyimler ile |
with twenty-twenty hindsight expr.
|
|
Poetic/Literary |
|
329 |
Poetic/Literary |
önceki mısranın son harfiyle başlayan |
acromonogrammatic adj.
|
|
Speaking |
|
330 |
Speaking |
benim otuz sene önceki halim |
this is me thirty years ago n.
|
|
331 |
Speaking |
annenizin evlenmeden önceki soyadı |
your mother's maiden name expr.
|
|
332 |
Speaking |
bir önceki |
the one before expr.
|
|
333 |
Speaking |
önceki geceki konuşmamızı düşünüyordum |
I was thinking about our conversation the other night expr.
|
|
334 |
Speaking |
önceki evliliğinden çocukları |
her children from her previous marriage expr.
|
|
335 |
Speaking |
ölmeden önceki gece |
the night before she died expr.
|
|
Trade/Economic |
|
336 |
Trade/Economic |
bir metnin daha önceki bir kısmı |
above n.
|
|
337 |
Trade/Economic |
abd’deki milli banka kanunundan önceki bankaların verdiği güvenilir olmayan kağıt para |
red dog n.
|
|
338 |
Trade/Economic |
avrupa konseyi'nin bir önceki, şimdiki ve gelecek olan başkanlarının oluşturduğu üçlü grup |
troika n.
|
|
339 |
Trade/Economic |
bir önceki yıla göre fiyatlar genel düzeyindeki artış |
rate of inflation n.
|
|
340 |
Trade/Economic |
bir önceki siparişi ödeme yöntemi |
load-to-load n.
|
|
341 |
Trade/Economic |
bir önceki dönem hesap özeti |
previous bank statement n.
|
|
342 |
Trade/Economic |
bir sözleşme veya borç senedine düzenlendiği günden önceki bir tarihi koyma |
back dating n.
|
|
343 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
no objection certificate n.
|
|
344 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
certificate of no objection n.
|
|
345 |
Trade/Economic |
faiz ve vergiden önceki gelir |
earnings before interest and taxes n.
|
|
346 |
Trade/Economic |
faiz ve vergilerden önceki kazançlar |
earnings before interest and taxes n.
|
|
347 |
Trade/Economic |
faiz ilave edilmeden önceki fiyat |
flat price n.
|
|
348 |
Trade/Economic |
faiz ödemeleri hesaplanmadan önceki şirket nakit akışı |
unlevered cash flow n.
|
|
349 |
Trade/Economic |
faizden önceki kar |
profit before interest n.
|
|
350 |
Trade/Economic |
füzyondan önceki kar |
profit prior to consolidation n.
|
|
351 |
Trade/Economic |
her bir elemanın bir önceki ve sonraki elemandan farkının hep aynı olduğu dizi |
arithmetic progression n.
|
|
352 |
Trade/Economic |
iskontosuz ve indirimden önceki fiyat |
full price n.
|
|
353 |
Trade/Economic |
konsolidasyondan önceki kar |
profit prior to consolidation n.
|
|
354 |
Trade/Economic |
önceki işyeri |
previous workplace n.
|
|
355 |
Trade/Economic |
önceki işyeri |
former workplace n.
|
|
356 |
Trade/Economic |
önceki vergi dönemi |
previous taxation period n.
|
|
357 |
Trade/Economic |
önceki dönem gelir ve karı |
prior period income n.
|
|
358 |
Trade/Economic |
önceki kapanış |
previous closing n.
|
|
359 |
Trade/Economic |
önceki dönem gider ve zararları |
prior period expenses losses n.
|
|
360 |
Trade/Economic |
önceki dönem bakiyesi |
balance from previous period n.
|
|
361 |
Trade/Economic |
önceki mektup |
previous letter n.
|
|
362 |
Trade/Economic |
önceki döneme ilişkin gelir ve karlar ile önceki döneme ait gider ve zararların tutarlarını ve kaynaklarını açıklayıcı not |
explanatory note related to revenues or profits and expenses or losses of previous period with sources and amounts of them n.
|
|
363 |
Trade/Economic |
önceki dönemden bakiye |
balance from previous period n.
|
|
364 |
Trade/Economic |
önceki yıla ait gelir |
prior year income n.
|
|
365 |
Trade/Economic |
önceki taksitlerden daha yüksek olan son kredi taksidi |
balloon payment n.
|
|
366 |
Trade/Economic |
önceki dönem gelir ve karları |
previous period revenues and profits n.
|
|
367 |
Trade/Economic |
önceki yılların sonuçlarına ilişkin yabancı gelir vergileri |
foreign income taxes on the results of prior years n.
|
|
368 |
Trade/Economic |
örflere, adetlere ve benzer durumlarla ilgili daha önceki mahkeme kararlarına dayalı, yazılı olmayan hukuk sistemi |
common law n.
|
|
369 |
Trade/Economic |
önceki vergi yılı |
previous taxation year n.
|
|
370 |
Trade/Economic |
önceki dönem gider ve zararları |
previous period expenses and losses n.
|
|
371 |
Trade/Economic |
önceki dönem gelir ve karları |
prior period revenues/profit n.
|
|
372 |
Trade/Economic |
önceki yılın karları ve zararları |
prior year’s profits and losses n.
|
|
373 |
Trade/Economic |
önceki dönem gelir ve karlar |
income and profits of the previous period n.
|
|
374 |
Trade/Economic |
önceki müdür |
former manager n.
|
|
375 |
Trade/Economic |
önceki ciranta |
previous endorser n.
|
|
376 |
Trade/Economic |
önceki zarar |
anterior loss n.
|
|
377 |
Trade/Economic |
önceki hesap bakiyesi |
previous balance n.
|
|
378 |
Trade/Economic |
önceki satış |
previous sales n.
|
|
379 |
Trade/Economic |
önceki yılların sonuçlarına ilişkin belçika gelir vergileri |
belgian income taxes on the results of prior years n.
|
|
380 |
Trade/Economic |
ödemeden önceki denetim |
preaudit n.
|
|
381 |
Trade/Economic |
önceki dönem gider ve zararları |
prior period loss n.
|
|
382 |
Trade/Economic |
önceki dönem gelir ve karları |
income and profit relating to previous periods n.
|
|
383 |
Trade/Economic |
önceki teknik |
prior art n.
|
|
384 |
Trade/Economic |
önceki dönem gider ve zarar |
previous period expenses and losses n.
|
|
385 |
Trade/Economic |
önceki onay |
prior approval n.
|
|
386 |
Trade/Economic |
önceki dönemde uygulanan yöntem |
method used in previous period n.
|
|
387 |
Trade/Economic |
önceki fiyat |
previous price n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
önceki dönem hatası |
prior period error n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
önceki fiyat düzeyine yeniden ulaşmak için dolaşımdaki para miktarının artırılması veya azaltılması |
revelation n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
önceki mali yıllara ait temettüler ve yönetici istihkakları |
dividends and directors' entitlements relating to prior financial years n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
şirketleşmeden önceki kar |
profit prior to incorporation n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
vergiden önceki kar |
before tax profit n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
üç aylık vadeli işlemlerin ve opsiyonların vadesinin dolmasından önceki son saat |
triple witching n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
vergiden önceki kar |
profit before tax n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
vergiden önceki kar |
income before income taxes n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
vergiden önceki kar |
pretax income n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
(patent) önceki teknik |
prior art n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
önceki teklifi geçmek için gereken en az tutardan daha fazla olan teklif |
jump bid n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
israil'in şekelden önceki para birimi |
pound n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
işletme zararı veya kullanılmamış krediyi önceki dönemin vergilendirilebilir gelirinden düşmek |
carry back v.
|
|
401 |
Trade/Economic |
işletme zararı veya kullanılmamış krediyi önceki dönemin vergilendirilebilir gelirinden düşmek |
carry forward v.
|
|
402 |
Trade/Economic |
işletme zararı veya kullanılmamış krediyi önceki dönemin vergilendirilebilir gelirinden düşmek |
carry over v.
|
|
403 |
Trade/Economic |
bir belgeye düzenlenme tarihinden önceki tarihi koymak |
predate v.
|
|
404 |
Trade/Economic |
daha önceki tarihli |
ante-dated adj.
|
|
405 |
Trade/Economic |
önceki olayları kapsayan |
retroactive adj.
|
|
406 |
Trade/Economic |
vergiden önceki |
pre-tax adj.
|
|
407 |
Trade/Economic |
vergiden önceki |
pretax adj.
|
|
408 |
Trade/Economic |
önceki eksik ödemeler sebebiyle ödenmesi gereken |
excess adj.
|
|
409 |
Trade/Economic |
bir önceki zaman dilimine kıyasla |
sequential adv.
|
|
410 |
Trade/Economic |
bir önceki çeyreğe kıyasla |
sequential adv.
|
|
411 |
Trade/Economic |
bir önceki cümleye tabi olmak üzere |
subject to the preceding sentence expr.
|
|
412 |
Trade/Economic |
bir önceki aya göre |
month-on-month expr.
|
|
413 |
Trade/Economic |
faiz ve vergiden önceki gelir |
earnings per share expr.
|
|
Law |
|
414 |
Law |
tecavüz mağdurunun olaydan önceki cinsel yaşamına ilişkin detayların delil olarak kullanımını yasaklayan veya sınırlandıran yasa |
rape shield law n.
|
|
415 |
Law |
hukuk kayıtlarının tutulmaya başlamasından önceki dönem |
time immemorial n.
|
|
416 |
Law |
(ingiliz hukukunda) 1189'dan önceki zaman |
time immemorial n.
|
|
417 |
Law |
bir önceki ihmali izleyen ihmal |
supervening negligence n.
|
|
418 |
Law |
bir önceki kiracı tarafından ekilmiş sonraki kiracı tarafından biçilen ürün |
away-going crop n.
|
|
419 |
Law |
bir sözleşmeye tanzim olunduğu günden önceki bir tarihi koyma |
backdating n.
|
|
420 |
Law |
bir olayın meydana gelmesinden önceki bir tarihin konulmasıyla ortaya çıkan tarih hatası |
prochronism n.
|
|
421 |
Law |
bir önceki kiranın bitiminden önce başlayan kira |
concurrent lease n.
|
|
422 |
Law |
bir önceki ikametgahı |
former habitual residence n.
|
|
423 |
Law |
doğum gününden önceki gün kuralı |
the day before the birthday rule n.
|
|
424 |
Law |
esas kararın alınacağı duruşmadan önceki her bir duruşma |
interlocutory hearing n.
|
|
425 |
Law |
evlenmeden önceki |
antenuptial n.
|
|
426 |
Law |
imza gününden önceki gün |
antedate n.
|
|
427 |
Law |
önceki hüküm |
initial decree n.
|
|
428 |
Law |
önceki şahitlik |
previous testimony n.
|
|
429 |
Law |
önceki beyanlarına aykırı tutum yasağı |
estoppel n.
|
|
430 |
Law |
önceki ifadenin savunmayı engellemesi |
estoppel n.
|
|
431 |
Law |
önceki ihmal |
prior negligence n.
|
|
432 |
Law |
önceki mahkumiyet |
previous conviction n.
|
|
433 |
Law |
sanığın önceki ifadesi |
previous statement of accused n.
|
|
434 |
Law |
sözleşmede tarafların kararlaştırmış oldukları önceki benzer şartları uygulayarak anlaşılmayan veya yorumlanması gereken hususları açıklığa kavuşturmaları |
course of dealing n.
|
|
435 |
Law |
sözleşmenin icrasından önceki bir tarihte işlenmiş sözleşme ihlali |
constructive breach n.
|
|
436 |
Law |
sözleşmenin icrasından önceki bir tarihte işlenmiş sözleşme ihlali |
anticipatory breach n.
|
|
437 |
Law |
londra'daki yüksek mahkeme'de 11 ocak ile paskalya'dan önceki çarşamba arasında gerçekleştirilen oturum |
hilary term [uk] n.
|
|
438 |
Law |
daha önceki bir yasayı fesheden yasa |
repealer n.
|
|
439 |
Law |
mirasın kesintilerden önceki hali |
gross estate n.
|
|
440 |
Law |
önceki beyanlarına aykırı tutum yasağı |
conclusion n.
|
|
441 |
Law |
ingiliz parlamentosu'nun yasama sürecinde önerinin komisyona sevk edilmesinden önceki aşama |
second reading n.
|
|
442 |
Law |
(yeni bir emir ile önceki emri) iptal etmek |
unorder v.
|
|
443 |
Law |
önceki kararın uygulanamazlığını tartışmak |
distinguish v.
|
|
444 |
Law |
önceki kararın bir diğer davada uygulanamazlığını öne sürmek |
distinguish v.
|
|
445 |
Law |
nikahtan önceki |
antenuptial adj.
|
|
446 |
Law |
mülkün nihai sahibine aktarılmasından önceki durumuna ilişkin |
particular adj.
|
|
447 |
Law |
(bu belgenin, açıklamanın) önceki kısmında |
hereinbefore adv.
|
|
448 |
Law |
(bu belgenin, açıklamanın) önceki bölümünde |
hereinbefore adv.
|
|
Politics |
|
449 |
Politics |
özgür orange devleti'nin güney afrika'nın bir ili haline gelmeden önceki yasama meclisi |
volksraad n.
|
|
450 |
Politics |
daha önceki bir cevaba verilen karşı cevap |
counterresponse n.
|
|
451 |
Politics |
önceki kral |
foreking n.
|
|
452 |
Politics |
ön seçimden önceki dönem ile ilgili |
preprimary [us] adj.
|
|
453 |
Politics |
zirveden önceki döneme ait |
presummit adj.
|
|
Industry |
|
454 |
Industry |
örgütlü çalışanlarla işveren arasında imzalanan sözleşmede, belirtilen sorunun sözleşmenin süresinin dolmasından önceki bir tarihte yeniden ele alınacağını ifade eden madde |
reopener n.
|
|
Insurance |
|
455 |
Insurance |
nakliyat sigortasında tenzillerden önceki brüt prim |
on gross n.
|
|
456 |
Insurance |
önceki yıllardan devreden kar |
profit carried forward n.
|
|
Tourism |
|
457 |
Tourism |
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı |
run of the house rate n.
|
|
458 |
Tourism |
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı |
run of the house n.
|
|
459 |
Tourism |
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı |
rack rate n.
|
|
Media |
|
460 |
Media |
bir programın reklamdan önceki kısmı |
lead-in n.
|
|
461 |
Media |
(bir tv dizisinde) sondan bir önceki bölüm |
penultimate episode n.
|
|
Advertising |
|
462 |
Advertising |
yayınından önceki ay |
month preceding n.
|
|
Technical |
|
463 |
Technical |
boyanmadan önceki hazırlanma |
preparation prior to painting n.
|
|
464 |
Technical |
bir önceki sayı |
back number n.
|
|
465 |
Technical |
cam haline gelmeden önceki hammadde karışımı |
fritted n.
|
|
466 |
Technical |
kaplanmamış çelik alt yüzeylerin önceki kaplamanın tamamen kaldırılmasından sonraki pas dereceleri |
rust grades of uncoated steel substrates after overall removal of previous coating n.
|
|
467 |
Technical |
önceki duruma getirme düğmesi |
restore button n.
|
|
468 |
Technical |
önceki kaplamanın kısmen kaldırılması |
localized removal of previous coating n.
|
|
469 |
Technical |
önceki ostenit taneleri |
prior austenite grains n.
|
|
470 |
Technical |
önceki ostenit tane büyüklüğü |
prior austenite grain size n.
|
|
471 |
Technical |
önceki ayara dönüş |
resume previous setting n.
|
|
472 |
Technical |
önceki kaynak tecrübesini esas alan vasıflandırma |
qualification based on previous welding experience n.
|
|
473 |
Technical |
önceki durumuna gelme |
restitution n.
|
|
474 |
Technical |
önceki sürümlü bilgisayar |
down-level computer n.
|
|
475 |
Technical |
önceki ostenit |
prior austenite n.
|
|
Computer |
|
476 |
Computer |
açılan menü/önceki slayt |
popup menu/previous slide n.
|
|
477 |
Computer |
kilitaç önceki |
unlocked prev n.
|
|
478 |
Computer |
önceki işaret |
previous mark n.
|
|
479 |
Computer |
önceki ekran |
previous screen n.
|
|
480 |
Computer |
önceki hücre |
previous cell n.
|
|
481 |
Computer |
önceki eşleşme |
previous match n.
|
|
482 |
Computer |
önceki dosya |
recent file n.
|
|
483 |
Computer |
önceki işaretçi |
previous marker n.
|
|
484 |
Computer |
önceki ilke |
previous policy n.
|
|
485 |
Computer |
önceki şarkı |
previous track n.
|
|
486 |
Computer |
önceki metin |
previous text n.
|
|
487 |
Computer |
önceki boyuta büyüt |
restore up n.
|
|
488 |
Computer |
önceki sürüm |
early release n.
|
|
489 |
Computer |
önceki klasör |
previous folder n.
|
|
490 |
Computer |
önceki parça |
previous track n.
|
|
491 |
Computer |
önceki istemci |
previous client n.
|
|
492 |
Computer |
önceki ipucu |
previous tip n.
|
|
493 |
Computer |
önceki boyuta getirme düğmesi |
restore button n.
|
|
494 |
Computer |
önceki örnek |
previous sample n.
|
|
495 |
Computer |
önceki slayt |
previous slide n.
|
|
496 |
Computer |
önceki değişiklik |
previous change n.
|
|
497 |
Computer |
önceki öğe |
previous item n.
|
|
498 |
Computer |
önceki resim |
previous image n.
|
|
499 |
Computer |
önceki veriyi iptal et karakteri |
cancel previous data n.
|
|
500 |
Computer |
önceki ay |
previous month n.
|
|