Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | uncommon adj. | alışılmamış | ||
The decision was not uncommon for a sitting president. Karar, görev süresi içindeki bir başkan için alışılmadık bir durum değildi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | uncommon adj. | sıra dışı | ||
That's not uncommon. Bu sıra dışı değil. More Sentences |
||||
General | uncommon adj. | nadir | ||
The women endured hard labor in smoky dwellings and suicide was not uncommon. Kadınlar dumanaltı evlerde ağır işlere katlanıyorlardı ve intihar nadir bir durum değildi. More Sentences |
||||
General | uncommon adj. | nadir | ||
The women endured hard labor in smoky dwellings and suicide was not uncommon. Kadınlar dumanaltı evlerde ağır işlere katlanıyorlardı ve intihar nadir bir durum değildi. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | uncommon adj. | nadir | ||
The women endured hard labor in smoky dwellings and suicide was not uncommon. Kadınlar dumanaltı evlerde ağır işlere katlanıyorlardı ve intihar nadir bir durum değildi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | uncommon adj. | fevkalade | ||
General | uncommon adj. | olağanüstü | ||
General | uncommon adj. | olağandışı | ||
General | uncommon adj. | seyrek | ||
General | uncommon adj. | az bulunur | ||
General | uncommon adj. | acayip | ||
General | uncommon adj. | istisnai |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Technical | ||||
Technical | uncommon failure mode n. | olağandışı hata türü | ||
Technical | uncommon failure n. | olağandışı bozulma | ||
Technical | uncommon failure n. | olağandışı hata | ||
Medical | ||||
Medical | an uncommon disorder of keratinization n. | ender görülen bir keratinizasyon bozukluğu | ||
Medical | an uncommon well-defined neurovascular syndrome n. | iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom | ||
Medical | an uncommon clinical picture n. | nadir görülen klinik bir tablo | ||
Medical | an uncommon skin tumor n. | nadir görülen bir deri tümörü | ||
Medical | an uncommon well-defined neurovascular syndrome n. | olan iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom | ||
Medical | uncommon localisation n. | sıradışı yerleşim |