surpass - Türkisch Englisch Wörterbuch

surpass

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "surpass" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
surpass v. aşmak
The costs of the project surpassed expectations.
Projenin maliyeti beklentileri aşmaktaydı.

More Sentences
General
surpass v. geçmek
You should be grateful that he makes us want to surpass him.
Müteşekkir olmalısın ki kendisini geçmemiz için bizde istek yaratıyor.

More Sentences
surpass v. geride bırakmak
He surpasses his rivals in all ways.
Rakiplerini her yönden geride bırakıyor.

More Sentences
surpass v. aşmak
The costs of the project surpassed expectations.
Projenin maliyeti beklentileri aşmaktaydı.

More Sentences
surpass v. gücünü aşmak
The theory of evolution surpasses the scope of my imagination.
Evrim teorisi benim hayal gücümü aşıyor.

More Sentences
Trade/Economic
surpass v. aşmak
The costs of the project surpassed expectations.
Projenin maliyeti beklentileri aşmaktaydı.

More Sentences
Common Usage
surpass v. üstün gelmek
General
surpass v. üstün çıkmak
surpass v. ütmek
surpass v. üstün olmak
surpass v. takmak
surpass v. geçmek (üstünlük açısından)
surpass v. gölgede bırakmak
surpass v. baskın çıkmak
surpass v. sınırını aşmak
surpass v. ötesine geçmek
surpass v. aşırı hale getirmek
surpass v. sınırların dışına çıkarmak
surpass v. ulaşılamaz hale getirmek
surpass v. öne çıkmak
surpass v. dikkat çekmek

Bedeutungen, die der Begriff "surpass" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 16 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
surpass somebody v. taş çıkartmak
surpass one's elder v. boynuz kulağı geçmek
Phrasals
surpass someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyde geçmek
surpass someone or something in something v. birine/bir şeye bir şeyde üstün gelmek
surpass someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyde aşmak
surpass someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyde geride/gölgede bırakmak
surpass someone or something in something v. birine/bir şeye bir şeyde baskın çıkmak
surpass someone or something in something v. bir şeyde birinden bir şeyden daha iyi olmak
surpass in v. -de geçmek
surpass in v. -de üstün gelmek
surpass in v. -de aşmak
surpass in v. '-de geride/gölgede bırakmak
surpass in v. '-de baskın çıkmak
surpass in v. -de daha iyi olmak
Colloquial
surpass (oneself) v. (kendini) aşmak
surpass (oneself) v. (kendi) rekorunu kırmak