|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
sayı |
count n.
|
|
You can see the particle count on the screen.
Parçacık sayısını ekranda görmeniz mümkün.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
sayı |
issue n.
|
|
I have commented on a number of central issues, although there are a great many other important issues.
Çok sayıda başka önemli konu olmasına rağmen, bazı temel konular hakkında yorumda bulundum.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
sayı |
number n.
|
|
We have therefore tabled amendments deleting the maximum number.
Bu nedenle, azami sayıyı kaldıran değişiklik önergeleri sunduk.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
sayı |
run n.
|
|
Jeremy was appointed to record all runs scored in the game.
Jeremy oyunda atılan tüm sayıları kaydetmekle görevlendirilmişti.
More Sentences
|
5 |
General |
sayı |
score n.
|
|
We lost by a score of three to one.
Bire karşı üç sayıyla kaybettik.
More Sentences
|
6 |
General |
sayı |
number n.
|
|
Following a new wave of recruitment in March 2000, this number should be further raised to 10,347.
Mart 2000'deki yeni işe alım dalgasının ardından bu sayının 10,347'ye çıkarılması gerekmektedir.
More Sentences
|
7 |
General |
sayı |
count n.
|
|
Who does it benefit, except a handful of large retail outlets which you can count on the fingers of one hand?
Bu durum, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki büyük perakende satış mağazası dışında kime fayda sağlıyor?
More Sentences
|
8 |
General |
sayı |
figure n.
|
|
In practice, this meant that there were too few figures available to merit their inclusion in the website.
Pratikte bu, web sitesine dahil edilmelerini hak etmeyecek kadar az sayıda rakamın mevcut olduğu anlamına geliyordu.
More Sentences
|
9 |
General |
sayı |
point n.
|
|
Point 6.4 in Article 7 reflects a poor understanding of employment and commercial relationships.
Madde 7'de yer alan 6.4 sayılı madde, istihdam ve ticari ilişkilerin yeterince anlaşılmadığını yansıtmaktadır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
10 |
Trade/Economic |
sayı |
number n.
|
|
There are now over 3.5 million motor boats in the European Union and the number is rising.
Şu anda Avrupa Birliği'nde 3,5 milyondan fazla motorlu tekne bulunmaktadır ve bu sayı giderek artmaktadır.
More Sentences
|
11 |
Trade/Economic |
sayı |
points n.
|
|
Tom has scored 30 points already.
Tom şimdiden 30 sayı yaptı.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
sayı |
figure n.
|
|
Add up these figures.
Bu sayıları toplayın.
More Sentences
|
Computer |
|
13 |
Computer |
sayı |
quantity n.
|
|
The quantity of amendments is too great and too many of them are simply technical in nature.
Değişikliklerin sayısı çok fazla ve birçoğu sadece teknik nitelikte.
More Sentences
|
Math |
|
14 |
Math |
sayı |
number n.
|
|
My second point concerns the agencies, of which we are acquiring an ever-greater number.
İkinci husus, sayıları her geçen gün artan ajanslarla ilgilidir.
More Sentences
|
Linguistics |
|
15 |
Linguistics |
sayı |
number n.
|
|
As far as enlargement is concerned, the number of services linked up will not actually be increased immediately now.
Genişleme ile ilgili olarak, bağlantılı hizmetlerin sayısı aslında hemen şimdi arttırılmayacaktır.
More Sentences
|
Sport |
|
16 |
Sport |
sayı |
point n.
|
|
Point 6.4 in Article 7 reflects a poor understanding of employment and commercial relationships.
Madde 7'de yer alan 6.4 sayılı bent, istihdam ve ticari ilişkilerin yeterince anlaşılmadığını yansıtmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
17 |
General |
sayı |
goal n.
|
|
18 |
General |
sayı |
button n.
|
|
19 |
General |
sayı |
volume n.
|
|
20 |
General |
sayı |
conversion n.
|
|
|
21 |
General |
sayı |
numeral n.
|
|
22 |
General |
sayı |
cage n.
|
|
23 |
General |
sayı |
tally n.
|
|
24 |
General |
sayı |
tale n.
|
|
25 |
General |
sayı |
digit n.
|
|
26 |
General |
sayı |
copy n.
|
|
27 |
General |
sayı |
numero [spanish] n.
|
|
28 |
General |
sayı |
magnitude n.
|
|
29 |
General |
sayı |
quotient n.
|
|
30 |
General |
sayı |
quotiety n.
|
|
31 |
General |
sayı |
mess [dialeect] n.
|
|
32 |
General |
sayı |
grist n.
|
|
33 |
General |
sayı |
rout n.
|
|
34 |
General |
sayı |
feck [obsolete] n.
|
|
35 |
General |
sayı |
numerary adj.
|
|
Technical |
|
36 |
Technical |
sayı |
numeral adj.
|
|
37 |
Technical |
sayı |
digital adj.
|
|
Computer |
|
38 |
Computer |
sayı |
num n.
|
|
39 |
Computer |
sayı |
numbers n.
|
|
Informatics |
|
40 |
Informatics |
sayı |
digit n.
|
|
|
Telecom |
|
41 |
Telecom |
sayı |
digit n.
|
|
Math |
|
42 |
Math |
sayı |
numeric n.
|
|
43 |
Math |
sayı |
cypher n.
|
|
Sport |
|
44 |
Sport |
sayı |
bucket n.
|
|
45 |
Sport |
sayı |
basket n.
|
|
46 |
Sport |
sayı |
extra point n.
|
|
Basketball |
|
47 |
Basketball |
sayı |
bucket n.
|
|
Volleyball |
|
48 |
Volleyball |
sayı |
point n.
|
|
Archaic |
|
49 |
Archaic |
sayı |
compt n.
|
|
|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
tek sayı |
odd number n.
|
|
One, three, and five are odd numbers.
Bir, üç ve beş tek sayılardır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
(sayı) çift |
even adj.
|
|
The teacher used the examples of 2 and 4 to describe even numbers.
Öğretmen çift sayıları tanımlamak için 2 ve 4 örneklerini kullandı.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
bin (sayı) |
one thousand n.
|
|
The entire Galician coast, one thousand kilometres, is closed to fishing and shellfish-gathering.
Bin kilometrelik Galiçya kıyılarının tamamı balıkçılık ve kabuklu deniz hayvanlarının yakalanmasına kapatılmıştır.
More Sentences
|
4 |
General |
sayı teorisi |
number theory n.
|
|
Number theory also studies the natural, or whole, numbers.
Sayı teorisi ayrıca doğal veya tam sayıları da inceler.
More Sentences
|
5 |
General |
asal sayı |
prime n.
|
|
Every even number greater than 2 is the sum of two primes.
2'den büyük her çift sayı iki asal sayının toplamıdır.
More Sentences
|
6 |
General |
çok sayı |
scores n.
|
|
In a far-off desert or in the centre of Brussels, if the factory blows up, scores of workers will lose their lives.
Uzak bir çölde ya da Brüksel'in merkezinde fabrika havaya uçarsa çok sayıda işçi hayatını kaybedecektir.
More Sentences
|
7 |
General |
reel sayı |
real number n.
|
|
The set of real numbers is uncountable.
Reel sayılar kümesi sayılamazdır.
More Sentences
|
8 |
General |
yeter sayı |
quorum n.
|
|
Other Members could have requested the quorum and then not voted.
Diğer Üyeler karar yeter sayısı talep edip oy kullanmayabilirdi.
More Sentences
|
9 |
General |
sayı sistemi |
number system n.
|
|
Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
More Sentences
|
10 |
General |
şanslı sayı |
lucky number n.
|
|
What's your lucky number?
Senin şanslı sayın nedir?
More Sentences
|
11 |
General |
çok sayı |
host n.
|
|
We can naturally give a whole host of useful recommendations in this matter.
Bu konuda doğal olarak çok sayıda faydalı tavsiyede bulunabiliriz.
More Sentences
|
12 |
General |
çok sayı |
lot n.
|
|
There are a whole lot of related issues to be sorted out.
Çözülmesi gereken çok sayıda bağlantılı konu bulunmaktadır.
More Sentences
|
13 |
General |
çok sayı |
great deal n.
|
|
You have accomplished a great deal of work and taken numerous decisions regarding the Lisbon Process.
Lizbon Süreci ile ilgili olarak çok sayıda çalışma gerçekleştirdiniz ve çok sayıda karar aldınız.
More Sentences
|
14 |
General |
sayı sayma |
counting n.
|
|
With everyone counting the same way, business and trade will explode.
Herkes aynı şekilde sayı sayarsa, alışveriş ve ticaret patlayacaktır.
More Sentences
|
15 |
General |
bölen sayı |
divisor n.
|
|
In the equation 12 ÷ 4 = 3, '4' is the divisor.
12 ÷ 4 = 3 denkleminde '4' bölen sayıdır.
More Sentences
|
16 |
General |
(beyzbol vb.) sayı |
inning n.
|
|
The home team scored three runs in the fourth inning.
Ev sahibi takım dördüncü devrede üç sayı attı.
More Sentences
|
17 |
General |
(dergi, mecmua) sayı |
issue n.
|
|
I read the December issue of Cosmopolitan.
Cosmopolitan'ın Aralık sayısını okuyorum.
More Sentences
|
18 |
General |
(düzenli yayın) sayı |
volume n.
|
|
Our book store sells bound volumes of that magazine.
Kitapçımız bu derginin ciltlenmiş sayılarını satıyor.
More Sentences
|
19 |
General |
sayı saymak |
count v.
|
|
The little boy was able to count to 15.
Küçük çocuk 15'e kadar saymayı becerebiliyordu.
More Sentences
|
20 |
General |
sayı yapmak |
hit v.
|
|
Tom swung the bat and hit a home run.
Tom sopayı salladı ve sayı yaptı.
More Sentences
|
21 |
General |
onlu sayı |
round adj.
|
|
She pushed the total to the nearest round number.
Toplamı en yakın onlu sayıya yuvarladı.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
22 |
Trade/Economic |
asıl sayı |
cardinal number n.
|
|
Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
More Sentences
|
Technical |
|
23 |
Technical |
sayı sistemi |
number system n.
|
|
Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
Dil öğrenmek sayı sistemi gibidir; bir başlangıcı vardır ama bir sonu yoktur.
More Sentences
|
24 |
Technical |
sayı teorisi |
number theory n.
|
|
Number theory also studies the natural, or whole, numbers.
Sayı teorisi aynı zamanda doğal ya da tam sayıları da inceler.
More Sentences
|
Common Usage |
|
25 |
Common Usage |
(dergi/gazete) sayı |
issue n.
|
|
26 |
Common Usage |
tam sayı |
integer n.
|
|
27 |
Common Usage |
devirli sayı |
repeating decimal n.
|
|
28 |
Common Usage |
azımsanmayacak (sayı/miktar) |
substantial adj.
|
|
General |
|
29 |
General |
müsaade edilen en büyük sayı veya miktar |
limit n.
|
|
30 |
General |
çok büyük sayı |
number of many figures n.
|
|
31 |
General |
kesirli sayı |
fractional number n.
|
|
|
32 |
General |
özel sayı |
special n.
|
|
33 |
General |
indeks sayı |
indicator n.
|
|
34 |
General |
irrasyonel sayı |
irrational n.
|
|
35 |
General |
tek sayı |
uneven number n.
|
|
36 |
General |
onaltılık sayı sistemi |
hexadecimal number system n.
|
|
37 |
General |
sayı (oyunda) |
score n.
|
|
38 |
General |
büyülü sayı |
magic number n.
|
|
39 |
General |
çok büyük sayı |
myriad n.
|
|
40 |
General |
sınırlı sayı |
finite number n.
|
|
41 |
General |
eksi sayı |
negative number n.
|
|
42 |
General |
büyük sayı |
large number n.
|
|
43 |
General |
bir harita üzerinde belirli noktaları belirten sayı veya harf |
map reference n.
|
|
44 |
General |
zarda gelen sayı |
cast n.
|
|
45 |
General |
kombinatoryal sayı teorisi |
combinatorial number theory n.
|
|
46 |
General |
devirli ondalık sayı |
repeater n.
|
|
47 |
General |
tekrarlayan kesirli sayı |
repeater n.
|
|
48 |
General |
onlu sayı sistemi |
decimal number system n.
|
|
49 |
General |
tam sayı programlama |
integer programming n.
|
|
50 |
General |
bölünemez sayı |
indivisible n.
|
|
51 |
General |
abstre sayı |
abstract number n.
|
|
52 |
General |
sayı boncuğu |
abacus n.
|
|
53 |
General |
devirli ondalık sayı |
repeating decimal n.
|
|
54 |
General |
bölünen sayı |
dividend n.
|
|
55 |
General |
indeks sayı |
index number n.
|
|
56 |
General |
eksiltilen sayı |
minuend n.
|
|
57 |
General |
sayı tahtası |
scoreboard n.
|
|
58 |
General |
cebirsel sayı teorisi |
algebraic number theory n.
|
|
59 |
General |
rasyonel olmayan sayı |
surd n.
|
|
60 |
General |
sayı yapma |
conversion n.
|
|
61 |
General |
bir (sayı olarak) |
one n.
|
|
62 |
General |
üsse ait sayı |
exponential n.
|
|
63 |
General |
çarpılan sayı |
multiplicand n.
|
|
64 |
General |
sanal sayı |
imaginary number n.
|
|
65 |
General |
sekizli sayı sistemi |
octal numbering system n.
|
|
66 |
General |
tek sayı |
odd n.
|
|
67 |
General |
ondalık sayı |
decimal n.
|
|
68 |
General |
sayı olarak çokluk |
numerosity n.
|
|
69 |
General |
sayı ilmi |
numerics n.
|
|
70 |
General |
sayı olarak çokluk |
numerousness n.
|
|
71 |
General |
altılı sayı (serisi) |
hexade n.
|
|
72 |
General |
rastgele sayı üreteçleri |
random number generators n.
|
|
73 |
General |
ardışık sayı |
consecutive number n.
|
|
74 |
General |
ardışık sayı |
successive number n.
|
|
75 |
General |
uğurlu sayı |
lucky number n.
|
|
76 |
General |
yuvarlak sayı |
round number n.
|
|
77 |
General |
rakibe hiç sayı yaptırmama |
shutout n.
|
|
78 |
General |
sayı vermeme |
shutout n.
|
|
79 |
General |
en küçük sayı |
least n.
|
|
80 |
General |
bir önceki sayı |
back number n.
|
|
81 |
General |
tekil sayı |
singular number n.
|
|
82 |
General |
0-8 arasındaki sayıları kullanan sayı sistemi |
nonary n.
|
|
83 |
General |
sayı farkı |
majority n.
|
|
84 |
General |
göstergenin gösterdiği sayı |
reading n.
|
|
85 |
General |
karakteristik sayı |
role number n.
|
|
86 |
General |
hint arap sayı sistemi |
hindu-arabic system n.
|
|
87 |
General |
(mecmua gibi süreli yayınlar için) sayı |
issue number n.
|
|
88 |
General |
tahmini sayı |
ballpark figure n.
|
|
89 |
General |
takribi sayı |
ballpark figure n.
|
|
90 |
General |
eski sayı |
back number n.
|
|
91 |
General |
belirli sayı |
quota n.
|
|
92 |
General |
(dergi vb) ilk sayı |
first issue n.
|
|
93 |
General |
sayı kuralları (özellikleri) |
number facts n.
|
|
94 |
General |
karesi alınmış sayı |
squared number n.
|
|
95 |
General |
100'ün üzerindeki skor/sayı/100'lük seri |
century n.
|
|
96 |
General |
sayı yaptırma |
assist n.
|
|
97 |
General |
yüzle çarpılmış sayı |
centuplicate n.
|
|
98 |
General |
tambölen sayı |
divisor n.
|
|
99 |
General |
astronomik rakam/sayı |
astronomical number n.
|
|
100 |
General |
üslü sayı |
exponential number n.
|
|
101 |
General |
sayı duyusu |
number sense n.
|
|
102 |
General |
sayı çifti |
number pair n.
|
|
103 |
General |
zardaki en düşük sayı |
ambsace n.
|
|
104 |
General |
özel sayı |
special issue n.
|
|
105 |
General |
(sayı olabilecek topu) kurtarma |
get n.
|
|
106 |
General |
bir (tam) sayının 1 sayı önce geleni |
preceding number n.
|
|
107 |
General |
iki basamaklı sayı |
double digit number n.
|
|
108 |
General |
müsabakada takımların yaptığı sayı |
tally n.
|
|
109 |
General |
tek vuruşta yapılan sayı |
ace n.
|
|
110 |
General |
büyük miktar, sayı veya mesafe |
chance [dialect] n.
|
|
111 |
General |
numerologlara göre, bir kişinin edinilmiş veya oturmuş kişilik özelliklerini gösteren değişken sayı |
name number n.
|
|
112 |
General |
bir sayının dokuz katı olan sayı |
nonuple n.
|
|
113 |
General |
sayı falcısı |
numerologist n.
|
|
114 |
General |
(belli bir sayı üzerinden) geriye kalan kişiler |
remainder [obsolete] n.
|
|
115 |
General |
altı yerine üç farklı sayı içeren zar |
top n.
|
|
116 |
General |
20-30 arasını kapsayan sayı aralığı |
twenties n.
|
|
117 |
General |
bir diğerinden önce gelen sayı |
antenumber n.
|
|
118 |
General |
çift tam sayı |
even integer n.
|
|
119 |
General |
eksik sayı |
undercount n.
|
|
120 |
General |
gerçek sayıdan veya miktardan az olan sayı veya tutar |
undercount n.
|
|
121 |
General |
küçük ve belirsiz sayı |
baker's dozen n.
|
|
122 |
General |
üzerine basınca harf, sayı ve sembolleri belgeye işleyen bir nesne |
keybutton n.
|
|
123 |
General |
ek sayı |
extra n.
|
|
124 |
General |
sonsuz sayı |
jillion n.
|
|
125 |
General |
bilinmez sayı |
jillion n.
|
|
126 |
General |
sonu gelmez büyüklükteki sayı |
jillion n.
|
|
127 |
General |
aynı sınıftan diğer değerlerle kıyaslanabilmesi için bir değere verilen sayı |
magnitude n.
|
|
128 |
General |
ikili sayı |
binit [obsolete] n.
|
|
129 |
General |
aşağı yukarı belirli olan miktar, sayı, pay veya yer |
matter n.
|
|
130 |
General |
bobsledde sayı |
lauf n.
|
|
131 |
General |
büyük sayı |
mense [dialect] [uk] n.
|
|
132 |
General |
büyük sayı |
meyne n.
|
|
133 |
General |
sayı piyangosunda bahisler için fiş kabul eden, kaydeden ve veren kimse |
writer n.
|
|
134 |
General |
sayılabilir bir seride milyonuncu sayı |
millionth n.
|
|
135 |
General |
arap rakamlarında ondalık virgülün solunda üçüncü hanedeki sayı |
hundred n.
|
|
136 |
General |
ek sayı |
more n.
|
|
137 |
General |
devirli sayı |
recurring decimal n.
|
|
138 |
General |
çok fazla sayı |
gallon(s) n.
|
|
139 |
General |
çok büyük sayı |
hundreds and thousands n.
|
|
140 |
General |
çok büyük sayı |
load n.
|
|
141 |
General |
çok sayı |
right smart n.
|
|
142 |
General |
sırayla sayı sayma içeren bir oyun |
buzz n.
|
|
143 |
General |
büyük sayı |
gobs n.
|
|
144 |
General |
büyük sayı |
hecatomb n.
|
|
145 |
General |
büyük sayı |
hirst [scotland] n.
|
|
146 |
General |
birden çok sayı |
multiplicate [obsolete] n.
|
|
147 |
General |
çok büyük sayı |
multiplicity n.
|
|
148 |
General |
sekizlik sistemde sayı |
octonary n.
|
|
149 |
General |
sekiz misli sayı |
octuple n.
|
|
150 |
General |
yedi ile birin toplamı olan asıl sayı |
ogdoad n.
|
|
151 |
General |
çok sayı |
rout n.
|
|
152 |
General |
büyük sayı |
rout n.
|
|
153 |
General |
tümlemek için gereken sayı |
complement n.
|
|
154 |
General |
hesaplanamaz sayı |
infinite n.
|
|
155 |
General |
çok büyük sayı |
infinite n.
|
|
156 |
General |
sonsuz sayı |
infinitude n.
|
|
157 |
General |
sonsuz sayı |
infinity n.
|
|
158 |
General |
aşırı sayı |
infinity n.
|
|
159 |
General |
sonlu ötesi sayı |
infinity n.
|
|
160 |
General |
çift haneli tam sayı |
double digit n.
|
|
161 |
General |
iki basamaklı sayı |
double digit n.
|
|
162 |
General |
çok büyük sayı |
googol n.
|
|
163 |
General |
(sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama |
cloudburst n.
|
|
164 |
General |
(sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama |
deluge n.
|
|
165 |
General |
(bilardo) oyuncunun karambol ve kırmızı topu deliğe sokarak iki şekilde sayı aldığı vuruş |
combination shot n.
|
|
166 |
General |
sayı haline getirme |
digitalization [us] n.
|
|
167 |
General |
sayı haline getirme |
digitalisation [uk] n.
|
|
168 |
General |
çift haneli sayı |
double digits [us] n.
|
|
169 |
General |
büyük sayı |
piles n.
|
|
170 |
General |
saymanın ötesindeki sayı |
countlessness n.
|
|
171 |
General |
küçük bir sayı |
curn [scotland] n.
|
|
172 |
General |
küçük sayı |
curran n.
|
|
173 |
General |
fazla sayı |
scad n.
|
|
174 |
General |
fazla sayı |
skad n.
|
|
175 |
General |
sınırlı sayı |
few n.
|
|
176 |
General |
sayı veya rakamlarla yapılan iş |
figurework n.
|
|
177 |
General |
yaklaşık düzeyi gösteren sayı |
order n.
|
|
178 |
General |
tam sayı |
precision n.
|
|
179 |
General |
tanımlayıcı sayı |
prefix n.
|
|
180 |
General |
çok az sayı |
puckle n.
|
|
181 |
General |
(eton college duvar oyununda) topun kaldırılması ile alınan sayı |
shy n.
|
|
182 |
General |
braille ile ifade edilen sayı |
sign n.
|
|
183 |
General |
tekil sayı |
singular n.
|
|
184 |
General |
(tilt) top girdiğinde sayı kazandıran delik |
sinkhole n.
|
|
185 |
General |
kolay sayı |
sitter n.
|
|
186 |
General |
kırk sekizinci sıra sayı |
forty-eighth n.
|
|
187 |
General |
kırk beşinci sıra sayı |
forty-fifth n.
|
|
188 |
General |
kırk bir sıra sayı |
forty-first n.
|
|
189 |
General |
kırk dördüncü sıra sayı |
forty-fourth n.
|
|
190 |
General |
kırk dokuzuncu sıra sayı |
forty-ninth n.
|
|
191 |
General |
kırk ikinci sıra sayı |
forty-second n.
|
|
192 |
General |
kırk yedinci sıra sayı |
forty-seventh n.
|
|
193 |
General |
kırk altıncı sıra sayı |
forty-sixth n.
|
|
194 |
General |
kırk üçüncü sıra sayı |
forty-third n.
|
|
195 |
General |
altıncı sayı |
sixth n.
|
|
196 |
General |
altmışıncı sayı |
sixtieth n.
|
|
197 |
General |
altmış beşinci sayı |
sixty-fifth n.
|
|
198 |
General |
altmış dördüncü sayı |
sixty-fourth n.
|
|
199 |
General |
rakibe sayı vermeme |
skunk n.
|
|
200 |
General |
ufak sayı |
smatter n.
|
|
201 |
General |
belirli sayı değeri |
point n.
|
|
202 |
General |
(loto ve sayı oyunlarında numaraların çekildiği) sayı sırası |
station n.
|
|
203 |
General |
toplam sayı |
substance [obsolete] n.
|
|
204 |
General |
üslü sayı |
exponent n.
|
|
205 |
General |
üstün olmak (sayı/nüfuz/kuvvet/etki/derece açısından) |
predominate v.
|
|
206 |
General |
sayı ile kazanmak |
win on points v.
|
|
207 |
General |
sayı yapmak |
score up v.
|
|
208 |
General |
sayı yapmak |
put on v.
|
|
209 |
General |
sayı saymak |
number v.
|
|
210 |
General |
sayı ile kazanmak ya da kaybetmek |
point v.
|
|
211 |
General |
yuvarlamak (sayı) |
round something up v.
|
|
212 |
General |
yuvarlamak (sayı) |
round up v.
|
|
213 |
General |
sayı yapmak |
knock up v.
|
|
214 |
General |
sayı ile kaybetmek |
lose on points v.
|
|
215 |
General |
sayı kaydetmek |
chalk up v.
|
|
216 |
General |
sayı kazanmak |
score v.
|
|
217 |
General |
sayı yapmak |
chalk up v.
|
|
218 |
General |
(sayı/puan) kazanmak |
score v.
|
|
219 |
General |
avans sayı almak |
take odds v.
|
|
220 |
General |
sayı kaybetmek |
lose the point v.
|
|
221 |
General |
sayı toplamak |
rack up v.
|
|
222 |
General |
sayı kazanmak |
rack up v.
|
|
223 |
General |
buz hokeyinde sayı yapmak |
cage v.
|
|
224 |
General |
sayı olarak/sayıca büyümek |
grow in numbers v.
|
|
225 |
General |
sayı almak |
tally v.
|
|
226 |
General |
sayı yapmak |
tally v.
|
|
227 |
General |
sayı, miktar, güç veya önem bakımından daha büyük olmak |
reign v.
|
|
228 |
General |
sayı kazanmak |
make v.
|
|
229 |
General |
sayı/miktar olarak daha büyük olmak |
outstrip v.
|
|
230 |
General |
(yuvarlak değerde) sayı söylemek |
round v.
|
|
231 |
General |
sayı, miktar, güç veya önemce daha fazla olmak |
rule v.
|
|
232 |
General |
sayı vuruşu yapmak |
connect v.
|
|
233 |
General |
(süre, mesafe, hız, sayı) mekanik kayıt cihazına kaydetmek |
clock v.
|
|
234 |
General |
sayı atmaya çalışırken yedi atmak |
crap (out) v.
|
|
235 |
General |
yüksek sayı yapmak |
pace v.
|
|
236 |
General |
(skor tahtasına kaydedilecek şekilde) sayı almak |
peg v.
|
|
237 |
General |
(bazı kart oyunlarında) sayı alamamak |
scratch v.
|
|
238 |
General |
(yaş veya sayı olarak) yaklaşmak |
push v.
|
|
239 |
General |
sayı almasına izin vermek |
spot v.
|
|
240 |
General |
sayı yapmadan |
scoreless adj.
|
|
241 |
General |
tek (sayı) |
uneven adj.
|
|
242 |
General |
tek (sayı) |
odd adj.
|
|
243 |
General |
çift (sayı) |
even adj.
|
|
244 |
General |
sayı ya da sayılara ait |
numerary adj.
|
|
245 |
General |
(sayı) asal |
prime adj.
|
|
246 |
General |
(sayı) tek |
odd adj.
|
|
247 |
General |
sayı bakımından |
quantitative adj.
|
|
248 |
General |
sayı bilgisi |
arithmetic adj.
|
|
249 |
General |
sayı falı ile ilgili |
numerological adj.
|
|
250 |
General |
şişirilmemiş (sayı, miktar, boyut) |
uninflated adj.
|
|
251 |
General |
kalan (sayı) |
odd adj.
|
|
252 |
General |
tek sayı içeren (dizi, seri) |
odd adj.
|
|
253 |
General |
yüz (sayı) |
fivescore adj.
|
|
254 |
General |
on dörtten bir sayı fazla olan |
fifteen adj.
|
|
255 |
General |
asal sayı ile ilgili |
prime-number adj.
|
|
256 |
General |
memelilerin sayı ve boyutça büyüdüğü, 10 milyon yıl ile 2 milyon yıl öncesine tarihlenen döneme ait |
pliocene adj.
|
|
257 |
General |
memelilerin sayı ve boyutça büyüdüğü, 10 milyon yıl ile 2 milyon yıl öncesine tarihlenen dönem ile ilişkili |
pliocene adj.
|
|
258 |
General |
dik (sayı, harf) |
roman adj.
|
|
259 |
General |
sayı yapan |
scoring adj.
|
|
260 |
General |
(sayı olarak) dörtlük |
four adj.
|
|
261 |
General |
(sayı, tür) … tabanlı |
soled adj.
|
|
262 |
General |
sayı itibariyle |
in number adv.
|
|
263 |
General |
sayı olarak |
numerically adv.
|
|
264 |
General |
(sayı) çift |
even adv.
|
|
265 |
General |
sayı anlamına gelen ön ek |
dactylo- pref.
|
|
266 |
General |
belirtilen kuvvete sahip sayı |
-plex suf.
|
|
267 |
General |
sıra sayı numarasını belirten bir son ek |
-st suf.
|
|
Phrasals |
|
268 |
Phrasals |
(rakibin) sayı atmasını engellemek |
shut out v.
|
|
269 |
Phrasals |
(bir sayı) kadar artırmak |
increment something by something v.
|
|
270 |
Phrasals |
her defasında belli bir sayı kadar artırmak |
increment something by something v.
|
|
271 |
Phrasals |
(sayı) kaydetmek/kazanmak |
chalk off v.
|
|
272 |
Phrasals |
sayı atışı yapmak |
toss up v.
|
|
273 |
Phrasals |
(birine karşı) puan kazanmak/sayı yapmak |
score something up against someone v.
|
|
274 |
Phrasals |
-e sayı yapmak/gol atmak |
score against someone v.
|
|
275 |
Phrasals |
sayı kaydetmek |
bang in v.
|
|
276 |
Phrasals |
sayı yapmak |
bang in v.
|
|
277 |
Phrasals |
spor müsabakasında para karşılığı kasten sayı kaçırmak |
shave off v.
|
|
278 |
Phrasals |
(birine) sayı yazmak |
chalk one up for (someone) v.
|
|
279 |
Phrasals |
(puan, sayı) düşürmek |
count off v.
|
|
280 |
Phrasals |
(puan, sayı) eksiltmek |
count off v.
|
|
281 |
Phrasals |
(beysbolda) topa vurup koşucunun sayı yapmasını sağlamak |
drive in v.
|
|
282 |
Phrasals |
(beysbolda) topa vurup koşucunun sayı yapmasını sağlamak |
drive into v.
|
|
283 |
Phrasals |
-e karşı puan kazanmak/sayı yapmak |
score against v.
|
|
284 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı puan kazanmak/sayı yapmak |
score against (someone or something) v.
|
|
285 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için sayı yapmak |
score for (someone or something) v.
|
|
286 |
Phrasals |
(biri/bir şey) adına sayı yapmak/puan kazanmak |
score for (someone or something) v.
|
|
287 |
Phrasals |
(bir şeyden) sayı yapmak |
score off (something) v.
|
|
288 |
Phrasals |
(bir hareketin devamında) sayı yapmak |
score off (something) v.
|
|
289 |
Phrasals |
(bir hareketin sonucunda) sayı yapmak/gol atmak |
score off (something) v.
|
|
290 |
Phrasals |
(bir hareketi değerlendirerek) sayı yapmak/gol atmak |
score off (something) v.
|
|
291 |
Phrasals |
beyzbolda (bir atıcıya) karşı sayı kazanmak |
score off (someone) v.
|
|
292 |
Phrasals |
(belli bir puan, sayı) gerisinde olmak |
trail by (something) v.
|
|
293 |
Phrasals |
(belli bir puan, sayı) gerisinden gelmek/takip etmek |
trail by (something) v.
|
|
Phrases |
|
294 |
Phrases |
yeter sayı sağlanmazsa |
if the quorum is not present/reached/met expr.
|
|
295 |
Phrases |
yeter sayı sağlanmadığı takdirde |
if the quorum is not present/reached/met expr.
|
|
Colloquial |
|
296 |
Colloquial |
büyük sayı |
raft n.
|
|
297 |
Colloquial |
(beyzbol) sayı vuruşu |
gopher ball n.
|
|
298 |
Colloquial |
(beyzbol) sayı getirecek vuruş |
gopher ball n.
|
|
299 |
Colloquial |
beysbolda her üç kalede de oyuncu varken erişilen sayı turu |
grand slam n.
|
|
300 |
Colloquial |
son derece büyük sayı |
bajillion n.
|
|
301 |
Colloquial |
hayal edilemeyecek kadar büyük sayı |
kazillion n.
|
|
302 |
Colloquial |
sayı işareti |
mesh n.
|
|
303 |
Colloquial |
6 turluk sayı atışı |
maximum n.
|
|
304 |
Colloquial |
(golfte) beraberlikten iki sayı fazla |
double bogey n.
|
|
305 |
Colloquial |
çok sayı |
loads n.
|
|
306 |
Colloquial |
büyük sayı |
loads n.
|
|
307 |
Colloquial |
(beysbolda) sayı vuruşu |
dinger [us] n.
|
|
308 |
Colloquial |
(beyzbol) sayı vuruşu |
gopher n.
|
|
309 |
Colloquial |
(beyzbol) sayı getirecek vuruş |
gopher n.
|
|
310 |
Colloquial |
çok büyük sayı |
gazillion n.
|
|
311 |
Colloquial |
beysbol veya softbolda topu, dört kaleyi de alıp sayı yapmaya izin verecek şekilde iç sahanın dışına vurmak |
hit a home run v.
|
|
312 |
Colloquial |
sayı turu vuruşu yapmak |
hit a home run v.
|
|
313 |
Colloquial |
sayı kazandıran vuruş yapmak |
hit a home run v.
|
|
314 |
Colloquial |
ceza olarak rakipten puan, sayı düşmek |
ding v.
|
|
315 |
Colloquial |
sayı kazanmak |
slip past v.
|
|
316 |
Colloquial |
(golf deliğinde) par sayısından iki sayı fazla skor yapmak |
double bogey v.
|
|
317 |
Colloquial |
(topa) sayı olacak şekilde vurmak |
sink v.
|
|
318 |
Colloquial |
sayı olacak atış yapmak |
sink v.
|
|
319 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı seç |
think a number between one and ten expr.
|
|
320 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı tut |
think a number between one and ten expr.
|
|
321 |
Colloquial |
1'den 10'a kadar bir sayı seç |
think a number between one and ten expr.
|
|
322 |
Colloquial |
1'den 10'a kadar bir sayı seç |
pick a number between one and ten expr.
|
|
323 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı tut |
pick a number between one and ten expr.
|
|
324 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı seç |
pick a number between one and ten expr.
|
|
325 |
Colloquial |
sayı yok |
no score expr.
|
|
326 |
Colloquial |
sayı/skor yapan olmadı |
no score expr.
|
|
327 |
Colloquial |
neredeyse (bir saat, sayı, yaş ) olmak |
be getting on for… [uk] expr.
|
|
328 |
Colloquial |
sayı vuruşu |
it's outta here expr.
|
|
Idioms |
|
329 |
Idioms |
sevişilenler listesindeki çentik/sayı/skor |
a notch in (someone's) bedpost n.
|
|
330 |
Idioms |
sevişilenler listesindeki çentik/sayı/skor |
a notch on (someone's) bedpost n.
|
|
331 |
Idioms |
sayı meselesi |
numbers game n.
|
|
332 |
Idioms |
başarı listesinde bir madde/çentik/sayı |
a notch in (someone's) belt n.
|
|
333 |
Idioms |
hanesine bir sayı (ekleme) |
a notch in (someone's) belt n.
|
|
334 |
Idioms |
sayı meselesi |
numbers game n.
|
|
335 |
Idioms |
takribi sayı |
a ballpark estimate n.
|
|
336 |
Idioms |
tahmini sayı |
a ballpark figure n.
|
|
337 |
Idioms |
tahmini sayı |
a ballpark estimate n.
|
|
338 |
Idioms |
takribi sayı |
a ballpark figure n.
|
|
339 |
Idioms |
yaklaşık sayı |
a ballpark estimate n.
|
|
340 |
Idioms |
yaklaşık sayı |
a ballpark figure n.
|
|
341 |
Idioms |
sayı çokluğuyla sağlanan güç |
force of numbers n.
|
|
342 |
Idioms |
şeytanla ilişkilendirilen bir sayı |
666 n.
|
|
343 |
Idioms |
maçta rakibe hiç sayı vermeme |
a clean sheet n.
|
|
344 |
Idioms |
maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama |
a clean sheet n.
|
|
345 |
Idioms |
maçta rakibe hiç sayı vermeme |
a clean sheet/slate n.
|
|
346 |
Idioms |
maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama |
a clean sheet/slate n.
|
|
347 |
Idioms |
üst üste üç sayı yapmak/kazanmak |
a hat trick n.
|
|
348 |
Idioms |
takribi (bir) sayı |
a ballpark figure n.
|
|
349 |
Idioms |
tahmini (bir) sayı |
a ballpark figure n.
|
|
350 |
Idioms |
yaklaşık (bir) sayı |
a ballpark figure n.
|
|
351 |
Idioms |
bir tarafın sayı kaydedemediği oyun/maç |
clean sheet [uk] n.
|
|
352 |
Idioms |
bir tarafın sayı elde edemediği oyun/maç |
clean sheet [uk] n.
|
|
353 |
Idioms |
bir tarafın skor hanesine sayı yazdıramadığı oyun/maç |
clean sheet [uk] n.
|
|
354 |
Idioms |
iki sayı geriden başlama |
two strikes against n.
|
|
355 |
Idioms |
sayı yapmak |
get (something) under (one's) belt v.
|
|
356 |
Idioms |
kariyerinde (şu kadar) sayı/iniş vb. bulunmak |
get (something) under (one's) belt v.
|
|
357 |
Idioms |
sayı yapmak |
have (something) under (one's) belt v.
|
|
358 |
Idioms |
kariyerinde (şu kadar) sayı/iniş vb. bulunmak |
have (something) under (one's) belt v.
|
|
359 |
Idioms |
sayı yapmaya başlamak |
break one's egg v.
|
|
360 |
Idioms |
sayı yapmaya başlamak |
crack one's egg v.
|
|
361 |
Idioms |
sayı yapmaya başlamak |
break one's duck v.
|
|
362 |
Idioms |
sayı yapmaya başlamak |
crack one's duck v.
|
|
363 |
Idioms |
(basketbol, futbol) kolay sayı kazanmak için rakip sahada topu beklemek |
cherry-pick v.
|
|
364 |
Idioms |
sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak |
keep a clean sheet v.
|
|
365 |
Idioms |
sayı yapmak |
make a point v.
|
|
366 |
Idioms |
sayı yapmak |
make points v.
|
|
367 |
Idioms |
sayı yapmak |
score points v.
|
|
368 |
Idioms |
(sayı vb.) uydurmak |
pluck something out of the air v.
|
|
369 |
Idioms |
son dakikada sayı yapıp beraberliği yakalamak |
pounce at the death [uk] v.
|
|
370 |
Idioms |
çok sayı kaçırdığı için bir atıcıyı oyun dışı bırakmak (beysbol) |
knock (someone) out of the box v.
|
|
371 |
Idioms |
sayı yapmaya başlamak |
break your duck v.
|
|
372 |
Idioms |
çok sayı yapmak/kaydetmek |
score big v.
|
|
373 |
Idioms |
(bir şeyi) atıp (birini/rakibi) geçirerek/aşırarak sayı kazanmak/gol atmak |
slip (something) past (one) v.
|
|
374 |
Idioms |
(topa vurup (birini/rakibi) geçirerek/aşırarak sayı kazanmak/gol atmak |
slip (something) past (one) v.
|
|
375 |
Idioms |
atıp (birini/rakibi) geçirerek/aşırarak sayı kazanmak/gol atmak |
slip one past (someone) v.
|
|
376 |
Idioms |
(topa vurup (birini/rakibi) geçirerek/aşırarak sayı kazanmak/gol atmak |
slip one past (someone) v.
|
|
377 |
Idioms |
sayı/iniş vb. yapmış |
under one's belt adj.
|
|
378 |
Idioms |
sayı pozisyonunda |
in scoring position expr.
|
|
379 |
Idioms |
sayı almaya yakın |
in scoring position expr.
|
|
Speaking |
|
380 |
Speaking |
bir sayı tut |
think of a number expr.
|
|
381 |
Speaking |
1'den 10'a kadar bir sayı tut |
think a number between one and ten expr.
|
|
382 |
Speaking |
1'den 10'a kadar bir sayı tut |
pick a number between one and ten expr.
|
|
383 |
Speaking |
aklından rastgele bir sayı tut |
pick a random number expr.
|
|
384 |
Speaking |
aklından bir sayı tut |
pick a number expr.
|
|
Trade/Economic |
|
385 |
Trade/Economic |
hint sayı sisteminde yüz bine eşit meblağ |
lac n.
|
|
386 |
Trade/Economic |
çift sayı |
even number n.
|
|
387 |
Trade/Economic |
kesirli sayı |
broken number n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
sayı eşitliği |
tie n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
sayı-boncuğu |
abacus n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
rasyonel sayı |
rational number n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
tam sayı |
whole number n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
elektronik rastgele sayı belirleme cihazı |
ernie [uk] n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
hisse senedinin fiyat-kazanç oranını ifade eden sayı |
multiple n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
hisse değerindeki değişimi temsil eden sayı |
index n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
sabitlenmek (sayı/kur vb) |
be fixed v.
|
|
396 |
Trade/Economic |
sabitlenmek (sayı/kur vb) |
be pegged v.
|
|
Law |
|
397 |
Law |
sayı (dergi, gazete) |
issue n.
|
|
398 |
Law |
yeter sayı |
quorum n.
|
|
Politics |
|
399 |
Politics |
yeter sayı olmadığında oturumun ertelendiğini deklare etmek |
count out v.
|
|
Media |
|
400 |
Media |
eski sayı |
backfile n.
|
|
401 |
Media |
geçmiş sayı |
backfile n.
|
|
402 |
Media |
özel sayı |
superspecial n.
|
|
Technical |
|
403 |
Technical |
sayı sistemi |
numeral system n.
|
|
404 |
Technical |
avrupa sayı sistemi |
european nominal digit shapes n.
|
|
405 |
Technical |
anahtar sayı |
pivot number n.
|
|
406 |
Technical |
artı sayı |
positive number n.
|
|
407 |
Technical |
altı bitlik sayı |
sextet n.
|
|
408 |
Technical |
asıl sayı |
cardinal number n.
|
|
409 |
Technical |
belirsiz büyük sayı |
zillion n.
|
|
410 |
Technical |
bir sayı çıkarıcı |
one-digit subtracter n.
|
|
411 |
Technical |
büyük bir sayı |
good deal n.
|
|
412 |
Technical |
boyutsuz sayı |
pure number n.
|
|
413 |
Technical |
büyülü sayı |
magic number n.
|
|
414 |
Technical |
bir başka sayıyı bölen sayı |
divisor n.
|
|
415 |
Technical |
bölünmüş sayı |
dividend n.
|
|
416 |
Technical |
bir önceki sayı |
back number n.
|
|
417 |
Technical |
bütün sayı ölçeği |
complete number scale n.
|
|
418 |
Technical |
bileşik sayı |
compound number n.
|
|
419 |
Technical |
bilinmeyen bir sayı |
z n.
|
|
420 |
Technical |
çift uzunluktaki sayı |
double-length number n.
|
|
421 |
Technical |
değişmez sayı çeki |
fixed-count check n.
|
|
422 |
Technical |
diploit sayı |
diploid number n.
|
|
423 |
Technical |
en küçük tam sayı |
unit n.
|
|
424 |
Technical |
eşlenik sayı |
conjugate number n.
|
|
425 |
Technical |
eksi sayı |
negative number n.
|
|
426 |
Technical |
eşleşik sayı |
congruent number n.
|
|
427 |
Technical |
eski sayı |
back number n.
|
|
428 |
Technical |
en muhtemel sayı tekniği |
most probable number technique n.
|
|
429 |
Technical |
en muhtemel sayı |
most probable number n.
|
|
430 |
Technical |
gezer noktalı sayı |
floating point number n.
|
|
431 |
Technical |
iki beşli sayı |
biquinary number n.
|
|
432 |
Technical |
ikili sayı döküm programı |
binary dump program n.
|
|
433 |
Technical |
ikili kodlu sayı |
binary coded digit n.
|
|
434 |
Technical |
ikili sayı sistemi |
binary system n.
|
|
435 |
Technical |
ikili sayı sistemi |
binary number system n.
|
|
436 |
Technical |
ikili sayı sisteminden çıkarma |
binary subtraction n.
|
|
437 |
Technical |
ikili sayı sisteminde bir birim |
bit n.
|
|
438 |
Technical |
işaretli sayı |
signed number n.
|
|
439 |
Technical |
ikili sayı |
binary number n.
|
|
440 |
Technical |
ikili sayı zinciri |
binary chain n.
|
|
441 |
Technical |
ikili sayı |
binary digit n.
|
|
442 |
Technical |
ikili sayı dizgesi |
binary number system n.
|
|
443 |
Technical |
ikili sayı hücresi |
binary cell n.
|
|
444 |
Technical |
ikili sayı sırası |
row binary n.
|
|
445 |
Technical |
kendisi ve bir sayısı dışındaki bir sayı ile bölündüğü zaman kalan bırakmayan sayı |
composite number n.
|
|
446 |
Technical |
katlı uzunlukta sayı |
multiple-length number n.
|
|
447 |
Technical |
kompleks sayı |
complex number n.
|
|
448 |
Technical |
kombinasyon (sayı ya da şifre) |
combination n.
|
|
449 |
Technical |
konjuge sayı |
conjugate number n.
|
|
450 |
Technical |
kök sayı |
radix n.
|
|
451 |
Technical |
kübik sayı |
cubic number n.
|
|
452 |
Technical |
onaltılı sayı |
hexadecimal digit n.
|
|
453 |
Technical |
ondalık sayı |
decimal number n.
|
|
454 |
Technical |
on altılı sayı sistemi |
hexadecimal numbering system n.
|
|
455 |
Technical |
onaltılı sayı sisteminde sıfır |
null character n.
|
|
456 |
Technical |
oranlı sayı |
rational number n.
|
|
457 |
Technical |
pozitif tam sayı |
natural number n.
|
|
458 |
Technical |
paketlenmiş ondalık sayı |
packed decimal n.
|
|
459 |
Technical |
sayı (rakam) |
number n.
|
|
460 |
Technical |
rasgele birbiçimli sayı |
random uniform number n.
|
|
461 |
Technical |
sayı basmak için kullanılan zımba |
figure stamp n.
|
|
462 |
Technical |
sayı dönemi |
digit period n.
|
|
463 |
Technical |
sayı seçici |
digit selector n.
|
|
464 |
Technical |
rasgele sayı tabloları |
random number tables n.
|
|
465 |
Technical |
rastgele sayı organizasyonu |
random number organization n.
|
|
466 |
Technical |
sayı dizgesi |
number system n.
|
|
467 |
Technical |
rasgele düzgün sayı |
uniform random number n.
|
|
468 |
Technical |
reel sayı |
float n.
|
|
469 |
Technical |
sayı basamağı |
digit place n.
|
|
470 |
Technical |
sayı süzgeci |
digit filter n.
|
|
471 |
Technical |
rassal sayı üreteci |
random number generator n.
|
|
472 |
Technical |
sayı parçalayıcı |
number cruncher n.
|
|
473 |
Technical |
sayı hanesi |
digit place n.
|
|
474 |
Technical |
real sayı |
real number n.
|
|
475 |
Technical |
sayı kavramı |
number concept n.
|
|
476 |
Technical |
rasgele sayı üreteci |
random number generator n.
|
|
477 |
Technical |
sayı sıkıştırma |
digit compression n.
|
|
478 |
Technical |
sayı filtresi |
digit filter n.
|
|
479 |
Technical |
rastgele sayı üreteci |
random number generator n.
|
|
480 |
Technical |
sayı bölücü devre |
scaling circuit n.
|
|
481 |
Technical |
sanal sayı |
imaginary number n.
|
|
482 |
Technical |
sayı düzlemi |
digit plane n.
|
|
483 |
Technical |
rassal sayı |
random number n.
|
|
484 |
Technical |
sayı konumu |
digit position n.
|
|
485 |
Technical |
sayı üreteci |
number generator n.
|
|
486 |
Technical |
sayı zamanı |
digit period n.
|
|
487 |
Technical |
sayı zamanı |
digit time n.
|
|
488 |
Technical |
sayı delgisi |
digit punch n.
|
|
489 |
Technical |
sayı zımbası |
figure stamp n.
|
|
490 |
Technical |
sayı geciktirme öğesi |
digit delay element n.
|
|
491 |
Technical |
sayı konumu |
digit place n.
|
|
492 |
Technical |
sayı kuramsal dönüşüm |
number theoretic transform n.
|
|
493 |
Technical |
sayı geciktirme aygıtı |
digit delay device n.
|
|
494 |
Technical |
rasgele birbiçimli sayı |
uniform random number n.
|
|
495 |
Technical |
sayı sembolizmi |
symbolism of numbers n.
|
|
496 |
Technical |
sekizli sayı sistemi |
octal numbering system n.
|
|
497 |
Technical |
sekizli sayı |
octal digit n.
|
|
498 |
Technical |
sembol sayı |
symbol number n.
|
|
499 |
Technical |
sekizli sayı |
octal number n.
|
|
500 |
Technical |
sözde rasgele sayı |
pseudo random number n.
|
|