Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | organised adj. | organize | ||
The trade in synthetic drugs is often a case of organised crime. Sentetik uyuşturucu ticareti genellikle organize bir suç vakasıdır. More Sentences |
||||
General | organised adj. | örgütlü | ||
Then there are others who, like France, retain the idea of a world organised into nations. Fransa gibi uluslar halinde örgütlenmiş bir dünya fikrini savunan başkaları da var. More Sentences |
||||
General | organised adj. | organize olmuş | ||
This obviously has to do with us being organised in the wrong way. Bunun yanlış bir şekilde organize olmamızla ilgisi olduğu açıktır. More Sentences |
||||
General | organised adj. | düzenli | ||
I am very good at appearing organised, although the reality is somewhat different. Gerçek biraz farklı olmasına rağmen düzenli görünmede çok iyiyim. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | organised adj. | örgütlü | ||
Then there are others who, like France, retain the idea of a world organised into nations. Fransa gibi uluslar halinde örgütlenmiş bir dünya fikrini savunan başkaları da var. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | organised adj. | organize | ||
The trade in synthetic drugs is often a case of organised crime. Sentetik uyuşturucu ticareti genellikle organize bir suç vakasıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | organised adj. | teşkilatlanmış | ||
General | organised adj. | düzenlenmiş | ||
General | organised adj. | kurulmuş | ||
General | organised adj. | tertipli | ||
General | organised adj. | teşekküllü | ||
General | organised adj. | teşkilatlı | ||
General | organised adj. | organizmaya özgü özellikleri gösteren | ||
General | organised adj. | bir kuruluşa üyelikle ilgili | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | organised adj. | market örgütlü piyasa | ||
Trade/Economic | organised adj. | kurulmuş | ||
Slang | ||||
Slang | organised adj. | sarhoş |