onlara - Türkisch Englisch Wörterbuch

onlara

Bedeutungen von dem Begriff "onlara" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
onlara them pron.
Discrimination against untouchables is, according to them, a hidden form of apartheid.
Dokunulmazlara karşı ayrımcılık onlara göre apartheidın gizli bir biçimidir.

More Sentences
onlara to them pron.
So let me express my sincere thanks to them too.
Bu yüzden onlara da en içten teşekkürlerimi sunmama izin verin.

More Sentences
onlara they [dialect] pron.
onlara mun [dialect] [uk] pron.
Colloquial
onlara em pron.

Bedeutungen, die der Begriff "onlara" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
onlara göre for them adv.
For them Cancún was a step too far, too soon.
Onlara göre Cancún çok uzak ve çok erken bir adımdı.

More Sentences
Speaking
anlat onlara tell them expr.
Tell them who we are.
Kim olduğumuzu anlat onlara.

More Sentences
onlara söyle tell them expr.
What the newspapers will tell them is that Parliament delayed discussing it until it had talked about its own pay.
Gazetelerin onlara söyleyeceği şey, Parlamento'nun kendi maaşları hakkında konuşana kadar bunu tartışmayı ertelediğidir.

More Sentences
Common Usage
başkalarının dertlerini anlayıp onlara ortak olan sympathetic adj.
General
latin dilinden türemiş dilleri kullanan halkları ve ülkeler veya onlara dair latin n.
atların performanslarına göre onlara resmi puan veren kimse handicapper n.
kabala' da kehanette bulunmaya yarayan sayılar elde etmek için harflerin yerine onlara denk düşen sayılar koyma gematria n.
yeni mobilyaları eskitip onlara antika görünümü veren kimse antiquer n.
fahişeleri koruyup onlara eşlik eden kimse ruffian [obsolete] n.
yeni durumları çabuk kavrayıp onlara alışabilen (zeka) supple adj.
merkezi ve baskıcı yönetim biçimi ve böyle yönetim biçimleriyle ilgili veya onlara ait olan totalitarian adj.
kuzey kanada, alaska ve grönland halkıyla ilgili veya onlara ait olan inuit adj.
inuit halkıyla ilgili veya onlara ait olan inupiaq adj.
belirli bir grup tarafından anlaşılan veya onlara hitap eden esoterical adj.
belirli bir grup tarafından anlaşılacak veya onlara hitap edecek şekilde esoterically adv.
onlara ek olarak in addition to them adv.
Phrases
sorgulamak onlara düşmez theirs not to reason why expr.
Proverb
eğer sana yardım edilmişse sen de onlara yardım et one good turn deserves another
eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl! If you can't beat 'em, join 'em!
eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl! If you can't beat them, join them!
eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl If you can't lick 'em, join 'em
Colloquial
helal sana/ona/onlara bully for you/him/her/them interj.
sana/ona/onlara helal olsun bully for you/him/her/them interj.
aferin sana/ona/onlara bully for you/him/her/them interj.
bravo sana/ona/onlara bully for you/him/her/them interj.
eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl if you can't beat 'em expr.
eğer onları yenemiyorsan, onlara katıl if you can't beat 'em expr.
Idioms
hadi millet gösterin onlara dab on them folks n.
anneler için esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir çalışma planı mommy track n.
çalışan anneler için çizilmiş esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir kariyer planı mommy track n.
onlara hayatta güvenmem I wouldn't trust them as far as I could spit expr.
onlara hayatta güvenmem I wouldn't trust him/her as far as I could throw them expr.
Speaking
aferin onlara good for them expr.
büyük ihtimalle onlara doğruyu söylemeyeceğim I probably won't tell them the truth expr.
burada kalmaları için onlara bir sebep ver give them a reason to stay here expr.
ben olsam onlara karşı bahse girmezdim I wouldn't bet against them expr.
beni onlara götürebilir misin? can you take me to them? expr.
çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade what's the magic word? expr.
göster onlara günlerini! give them hell! expr.
henüz onlara söylemedim I haven't told them yet expr.
eğer onları yenemiyorsan, onlara katıl! If you can't beat them, join them! expr.
eğer onları yenemiyorsan, onlara katıl! If you can't beat 'em, join 'em! expr.
eğer onlara kızgın isek if we're angry at them expr.
eğer onlara kızgınsak if we're angry at them expr.
onlara tutamayacağım bir söz veremem I can't promise them anything I can't deliver expr.
onlara hak ettiği saygıyı gösterin show them the respect they deserve expr.
onlara kızgınsak if we're angry at them expr.
onlara ne anlattın? what did you tell them? expr.
onlara bir şey anlatmadım I told them nothing expr.
onlara hiçbir şey söylemeyeceğim i won't tell them anything expr.
onlara kızgın isek if we're angry at them expr.
onlara dayanamıyorum I can't stand them expr.
onlara öğrenme fırsatı verilmemiş they haven't been given the opportunity to learn expr.
onlara kimin patron olduğunu göstereceğim I'll show them who’s boss expr.
onlara aldanma don't let them fool you expr.
onlara bir harita çizdim I've drawn them a map expr.
onlara aşina mısın? are you familiar with them? expr.
onlara yalan söylediğine inanamıyorum I can't believe you lied to them expr.
onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyecek birine ihtiyaçları var they need someone to tell them what to do expr.
onlara bildiklerini söyle tell them what you know expr.
onlara meşgul olduğumuzu söyledim I told them we're busy expr.
senin yüzünden onlara karşı zor durumda kaldım I am out on a limb for you with them expr.
Trade/Economic
başkalarının onlara hizmet etmeyip herkesin kendi işini kendi görmesi self-service n.
bankalardan mevduat kabul eden ve onlara kredi açan banka banker's bank n.
Law
sanal ortamda çocukların güvenini kazanıp sanal ya da gerçek dünyada onlara istismar edilmesi online grooming n.
Biology
sinir dürtülerinin kaslar üzerindeki etkileriyle ilgili olan veya onlara ait neuromotor adj.
Education
öğrencilerin okurken bir yanda da çalışıp para kazanmaları için onlara iş bulan bir program work-study n.
Military
uçak gemileri ve onlara eşlik eden savaş gemilerinden oluşan deniz gücü carrier striking force n.
abd'de askeri madalya sahiplerinin aynı madalyaya layık görülmesi halinde onlara verilen bronz veya gümüş meşe yaprakları ve meşe palamudundan oluşan bir süs oak-leaf cluster n.
Mythology
robin hood'un grubuna katılıp onlara yardımcı olan neşeli bir keşiş tuck n.
robin hood'un grubuna katılıp onlara yardımcı olan neşeli bir keşiş friar tuck n.
Archaic
otellerde kat görevlilerinin çalışmalarını denetleyip onlara odaların yenilenmesi ve mobilyaların değiştirilmesine ilişkin tavsiye veren kadın inspectress n.