kumlu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kumlu



Bedeutungen von dem Begriff "kumlu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kumlu sandy adj.
General
kumlu speckled adj.
kumlu grainy adj.
kumlu sanded adj.
kumlu sabulose adj.
kumlu sabuline adj.
kumlu gritty adj.
kumlu sabulous adj.
kumlu sharp adj.
Technical
kumlu gritty adj.
Construction
kumlu arenaceous adj.
Geology
kumlu arenarious adj.
kumlu arenose adj.
kumlu arenous adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kumlu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 119 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kumlu taştan kap stoneware n.
kumlu sahil yolu dene n.
kumlu çakıllı çökeltiler sandy-gravel deposits n.
bir tür açık kahve renkli sırlanmamış kumlu taştan kap caneware n.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı gall n.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı clay gall n.
kumlu gibi gritty adj.
kumlu çakıllı sandy-pebbly adj.
kumlu (arazi/toprak) light adj.
hafif kumlu sandyish adj.
kumlu gibi sandyish adj.
kumlu bir şekilde grittily adv.
Technical
akışkan kumlu kalıplama fluid sand moulding n.
akışkan kumlu kalıplar fluid sand moulds n.
fazla kumlu karışım oversanded mix n.
ince kumlu şeyi arenaceous shale n.
kumlu ruberoit sanded bitumen felt n.
kumlu parlatma sanding n.
kumlu çakıl sandy gravel n.
kumlu yüzey sand finish n.
kumlu muşamba sanded bitumen felt n.
kumlu zemin sand ground n.
kumlu yapay reçine karışımı sand-epoxy resin mixture n.
kumlu çakıl sand gravel n.
kumlu çakıl hoggin n.
kumlu kireçtaşı arenaceous limestone n.
kumlu zemin sand soil n.
kumlu demir cevheri taconite n.
kumlu kalker sand limestone n.
kumlu çıkıntı sand buckle n.
kumlu lal uvarovite n.
kumlu kil sandy clay n.
kumlu sahil sandy coast n.
kumlu kil arenaceous clay n.
kumlu kireçtaşı sandy limestone n.
kumlu toprak loam n.
yüzü kumlu tuğla sanded brick n.
fazla kumlu oversanded adj.
ince kumlu fine sandy adj.
Construction
kumlu kireçtaşı arenaceous limestone n.
kumlu kireç tuğlası sand-lime brick n.
gereğinden az kumlu undersanded adj.
Marine
kumlu plaj sandy beach n.
kumlu kıyı sandy coast n.
Mining
içerisinde çoğunlukla brezilya elması bulunduran çakıl taşlı, demirli kumlu maden yatakları cascalho n.
kumlu göktaşı chondrite n.
kumlu kil argil n.
oksit ile killi veya kumlu demir karbonattan oluşan bir demir cevheri clay ironstone n.
Medical
kumlu nukleuslar sanded nuclei n.
Biology
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar hygroscopic earthstar (astraeus hygrometricus) n.
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar barometer earthstar n.
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar false earthstar n.
Marine Biology
gelgitin alçalma evresinde kumlu sahillerde görülen ammodytes cinsi küçük ve uzun deniz balığı ammodyte n.
gelgitin alçalma evresinde kumlu sahillerde görülen ammodytes cinsi küçük ve uzun deniz balığı sand launce n.
gelgitin alçalma evresinde kumlu sahillerde görülen ammodytes cinsi küçük ve uzun deniz balığı sand eel n.
gelgitin alçalma evresinde kumlu sahillerde görülen ammodytes cinsi küçük ve uzun deniz balığı sand lance n.
kumlu zeminlerde yaşayan uzun ve silindirik bir deniz balığı sandfish n.
bazı türleri kumlu sahillerde bulunan ve olta yemi olarak kullanılan ammodytes cinsi ince ve uzun deniz balığı lant n.
kumlu avrupa ve amerika kıyılarında bulunan büyük bir halkalı solucan lurg (nephthys caeca) n.
batı pasifik ve hint okyanuslarının kumlu bölgelerine özgü sivri burunlu bir balık beaked salmon (gonorhynchus gonorhynchus) n.
batı pasifik ve hint okyanuslarının kumlu bölgelerine özgü sivri burunlu bir balık sandfish (gonorhynchus gonorhynchus) n.
batı pasifik ve hint okyanuslarının kumlu bölgelerine özgü sivri burunlu bir balık mousefish (gonorynchus gonorynchus) n.
kumlu kıyılarda yaşayan kahverengi veya mavi çizgili küçük bir balık sandfish (diplectrum formosum) n.
kumlu tabanlarda yaşayan pisi balığı sand fluke n.
denizlerin kumlu sahillerinde çukurlar açan, avrupa ve amerika'ya özgü bir kabuklu sand screw (lepidactylis arenarius) n.
kumlu kıyılarda yaşayan kahverengi veya mavi çizgili küçük bir balık sandfish n.
batı pasifik ve hint okyanuslarının kumlu bölgelerine özgü sivri burunlu bir balık sandfish n.
gelgitin alçalma evresinde kumlu sahillerde görülen ammodytes cinsi küçük ve uzun deniz balığı smelt n.
Botanic
güney afrika'da kumlu kıyılara özgü, parlak kırmızımsı çiçekli çok yıllık bir çalı nemesia n.
kuzey amerika'daki kumlu plajlarda yetişen, seyrek çiçekli ve çok büyümeyen bir bitki toothcup (rotala ramosior) n.
abd'nin doğusundaki kumlu bölgelerde bulunan dar yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki american boneset (eupatorium hyssopifolium) n.
abd'nin doğusundaki kumlu bölgelerde bulunan dar yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki hyssopleaf thoroughwort n.
kuzey amerika ve avrupa'nın kumlu sahillerinde yetişen çok yıllık bir bitki türü cakila n.
abd'nin batısındaki kumlu ormanlık bölgelerinde ve dere kenarlarında yetişen çalı lead plant (amorpha canescens) n.
abd'nin batısındaki kumlu ormanlık bölgelerinde ve dere kenarlarında yetişen çalı leadplant n.
kumlu sahil ve tepelerde yetişen kaba çok yıllık bir ot cinsi ammophila n.
kumlu sahillerde bulunan sert bir ot marram (ammophila arundinacea) n.
güneydoğu kaliforniya'dan güneybatı utah'a ve batı arizona'dan kuzeybatı meksika'ya uzanan coğrafyadaki kumlu çöllerde yetişen, sarı çiçekli ve tüylü bir bitki desert sunflower n.
güneydoğu kaliforniya'dan güneybatı utah'a ve batı arizona'dan kuzeybatı meksika'ya uzanan coğrafyadaki kumlu çöllerde yetişen, sarı çiçekli ve tüylü bir bitki gerea canescens n.
new england ila florida kıyıları boyunca kumlu zeminlerde yetişen bir çalı ink berry n.
abd'nin batısındaki kumlu ormanlık bölgelerinde ve dere kenarlarında yetişen çalı shoestring n.
en iyi kumlu toprakta yetişen arenaceous adj.
kumlu yerlerde yaşayan arenicolous adj.
Agriculture
kumlu topraklar sand soils n.
kumlu topraklar sandy grounds n.
kumlu kil sand clay n.
kumlu veya killi turba yarpha [scottish] n.
kumlu veya killi turba yarfa [scottish] n.
(iskoçya'nın highlands bölgesinin batısında) otlak ve ekilebilir arazi olarak kullanılan kumlu, çimenlik, kireç yönünden zengin toprak parçası machair [scotland] n.
Breeding
görünen ağırlığını artırmak için kümes hayvanlarını kumlu macunla besleme sanding n.
Environment
kumlu kireçtaşı ragstone n.
kumlu zemin sandy soil n.
Geography
kumlu toprak sandy soil n.
kumlu deniz tabanı üzerinde açık renkli görünen deniz suyu white water n.
kumlu deniz tabanı üzerinde açık renkli görünen deniz suyu whitewater n.
new york, queens county'de kumlu bir yarımada rockaway n.
toprağı kumlu veya turbalı olan, çam ağaçlarıyla kaplı arazi pine barren n.
libya'da yer alan düzensiz kumlu bir çöl serir n.
Geology
kumlu kireçtaşı ragg n.
kumlu çakıl sandy gravel n.
kuvaterner yaşlı kumlu siltli gölsel çökeller quaternary aged sandy and silty lacustrine sediments n.
kumlu toprak sandy earth n.
kumlu şeyi sandy shale n.
kumlu kil sandy clay n.
kumlu marn sandy marl n.
kumlu toprak sandy soil n.
kumlu silt sandy silt n.
kumlu zemin sandy ground n.
siltli-kumlu seviye silty-sandy level n.
yarı sonsuz kumlu şev semi-infinite sandy slope n.
kumlu bir kayaç arenite n.
kumlu buzulsu rock milk n.
şistli kumlu shaly-sandy adj.
Military
kumlu arazi dune country n.
Art
kumlu zeminde yapılan bir dans sanding n.
Photography
kumlu (görüntü/fotoğraf/film) noisy adj.
Ornithology
iri ayaklıgiller familyasından kumlu sahillere yumurtlayan selebes denizi'ne özgü bir kuş maleo (macrocephalon maleo) n.
Entomology
abd'nin kumlu sahillerinde yuva yapan bir kabuklu keşiş yengeci sand bug (hippa talpoidea) n.
Star Wars
kumlu çeneler sandy jaws n.