noisy

Bedeutungen von dem Begriff "noisy" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	noisy adj.	gürültücü
Some neighbors are very noisy. Bazı komşular çok gürültücüdür. More Sentences
2	Common Usage	noisy adj.	gürültülü
Who wants incredibly noisy aircraft in Europe? Avrupa'da inanılmaz derecede gürültülü uçakları kim ister? More Sentences
General
3	General	noisy adj.	sesli
The radio is so noisy. Radyo çok sesli. More Sentences
4	General	noisy adj.	gürültülü
Moreover, it is stipulated that the noisiest aircraft should pay more for the greater nuisance that they cause. Ayrıca en gürültülü uçakların neden oldukları daha büyük rahatsızlık için daha fazla ödeme yapmaları öngörülmektedir. More Sentences
5	General	noisy adj.	patırtılı
6	General	noisy adj.	şamatacı
7	General	noisy adj.	rahatsız edici
8	General	noisy adj.	yaygaracı
9	General	noisy adj.	farfara
10	General	noisy adj.	velveleci
11	General	noisy adj.	bağırtkan
12	General	noisy adj.	şamatalı
Photography
13	Photography	noisy adj.	kumlu (görüntü/fotoğraf/film)
14	Photography	noisy adj.	benekli (görüntü/fotoğraf/film)
15	Photography	noisy adj.	noktalı (görüntü/fotoğraf/film)

Bedeutungen, die der Begriff "noisy" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	noisy neighbour (uk) n.	gürültücü komşu
Tom's having a lot of problems with noisy neighbours in his new apartment. Tom yeni dairesinde gürültücü komşularla çok sorun yaşıyor. More Sentences
2	General	noisy neighbor (us) n.	gürültücü komşu
I have some noisy neighbors. Gürültücü komşularım var. More Sentences
Common Usage
3	Common Usage	noisy confusion n.	curcuna
General
4	General	noisy quarrel n.	gürültü
5	General	a noisy place n.	curcunalı yer
6	General	noisy clamor n.	bağırış çağırış
7	General	noisy quarrel n.	arbede
8	General	noisy laughter n.	kahkahalarla gülen
9	General	noisy environment n.	gürültülü ortam
10	General	noisy place n.	gürültülü yer
11	General	be too noisy v.	gürültü etmek
12	General	turn a place in a very noisy disordered state v.	curcunaya döndürmek
13	General	turn a place in a very noisy disordered state v.	curcunaya çevirmek
14	General	turn a place in a very noisy disordered state v.	curcunaya vermek
15	General	turn a place in a very noisy disordered state v.	ortalığı ellialtıya vermek
16	General	busy and noisy adj.	civcivli
17	General	quite noisy adj.	oldukça gürültülü
18	General	the room is too noisy expr.	oda çok gürültülü
Technical
19	Technical	noisy blacks n.	benekli siyahlık
20	Technical	noisy observation n.	gürültülü gözlem
Computer
21	Computer	noisy observation n.	gürültülü gözlem
22	Computer	noisy measurement n.	gürültülü ölçüm
Television
23	Television	noisy blacks n.	benekli siyahlık
Automotive
24	Automotive	clutch noisy n.	debriyaj gürültüsü
Ornithology
25	Ornithology	noisy miner (manorina melanocephala) n.	gürültülü madenci
26	Ornithology	noisy miner (manorina melanocephala) n.	doğu avustralya’ya özgü, tüyleri gri-beyaz ve kanatları kahverengi olan, yüksek sesle öten bal yiyici bir kuş
27	Ornithology	noisy pitta n.	avustralya'ya özgü salyangozlarla beslenen renkli bir kuş
British Slang
28	British Slang	shut your trap you noisy bugger expr.	kapa çeneni seni geveze