Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karşılanmak | be met v. | ||
Expectations aren't being met. Beklentiler karşılanmıyor. More Sentences |
||||
General | karşılanmak | be welcomed v. | ||
I was welcomed whenever I visited him. Onu ziyaret ettiğim zaman, sıcak karşılandım. More Sentences |
||||
General | karşılanmak | meet v. | ||
Her speech was met with murmurs of discontent. Konuşması hoşnutsuzluk mırıltılarıyla karşılandı. More Sentences |
||||
General | karşılanmak | receive v. | ||
We think this film will be well received by movie critics. Bu filmin sinema eleştirmenlerince iyi karşılanacağını düşünüyoruz. More Sentences |
||||
General | karşılanmak | go down v. |