kapasite - Türkisch Englisch Wörterbuch

kapasite

Bedeutungen von dem Begriff "kapasite" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kapasite capacity n.
The Commission is also encouraging Member States to reinforce their intervention capacities.
Komisyon ayrıca Üye Devletleri müdahale kapasitelerini güçlendirmeye teşvik etmektedir.

More Sentences
General
kapasite calibre n.
She has proven her calibre as a leader.
Bir lider olarak kapasitesini kanıtlamıştır.

More Sentences
kapasite capacity n.
It may have been too cautious in what it did, in that rail capacity was not fully utilised.
Demiryolu kapasitesinin tam olarak kullanılmaması nedeniyle çok ihtiyatlı davranılmış olabilir.

More Sentences
kapasite strength n.
Since a few team members are on leave, they'll be working at half strength.
Ekip üyelerinden birkaçı izinli olduğu için yarı kapasiteyle çalışacaklar.

More Sentences
Technical
kapasite capability n.
The Morillon report contains a whole range of practical proposals for improving the defence capability of the EU.
Morillon raporu AB'nin savunma kapasitesinin geliştirilmesine yönelik bir dizi pratik öneri içermektedir.

More Sentences
kapasite effective capacity n.
It is important to ensure that these authorities have the effective capacity and independence to carry out their tasks.
Bu makamların, görevlerini yerine getirmek için etkili kapasiteye ve bağımsızlığa sahip olmalarını sağlamak önemlidir.

More Sentences
kapasite capacitance n.
How does one calculate the capacitance of a capacitor?
Biri bir kondansatörün kapasitesini nasıl hesaplar?

More Sentences
Automotive
kapasite capacity n.
It will increase clinical development capacity in developing countries in terms of infrastructure and training.
Gelişmekte olan ülkelerde altyapı ve eğitim açısından klinik geliştirme kapasitesini artıracaktır.

More Sentences
Food Engineering
kapasite capacity n.
Regulatory measures are needed to prevent public aid from leading to an increase in fleet capacity.
Kamu yardımlarının filo kapasitesinde artışa yol açmasını önlemek için düzenleyici tedbirlere ihtiyaç vardır.

More Sentences
General
kapasite content n.
kapasite caliber n.
kapasite duty n.
kapasite blast n.
kapasite clay n.
kapasite continent [obsolete] n.
kapasite room n.
Colloquial
kapasite horsepower n.
Trade/Economic
kapasite volume n.
Informatics
kapasite capacitance n.
Food Engineering
kapasite capacitance n.
Sport
kapasite vital capacity (vc) n.

Bedeutungen, die der Begriff "kapasite" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 343 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kapasite geliştirme capacity building n.
The need for capacity building is accepted everywhere.
Kapasite geliştirme ihtiyacı her yerde kabul görmektedir.

More Sentences
kapasite azaltımı capacity reduction n.
Justice is further undermined by the Commission making a distinction based on the capacity reductions in the fleets.
Komisyonun filolardaki kapasite azaltımlarına dayalı bir ayrım yapması adaleti daha da zayıflatmaktadır.

More Sentences
uygun kapasite appropriate capacity n.
It must fulfil specific missions using appropriate capacities and arms.
Uygun kapasite ve silahları kullanarak belirli görevleri yerine getirmelidir.

More Sentences
kapasite eksikliği lack of capacity n.
The lack of capacity to do things right is also part of why things are done wrongly.
İşleri doğru yapma kapasitesinin eksikliği de işlerin neden yanlış yapıldığının bir parçasıdır.

More Sentences
(güç, kaynak) kapasite firepower n.
The company doesn't have enough firepower for another project for now.
Şirketin şu an başka bir projeye yetecek kapasitesi yok.

More Sentences
Trade/Economic
aşırı kapasite overcapacity n.
We do not have overcapacity now.
Şu anda aşırı kapasitemiz yok.

More Sentences
fazla kapasite overcapacity n.
The protocol will be used to transfer part of the EU's overcapacity to Chilean waters.
Protokol, AB'nin fazla kapasitesinin bir kısmının Şili sularına aktarılması için kullanılacaktır.

More Sentences
kapasite artırımı capacity increase n.
The most difficult point has concerned the removal of the possibility of capacity increases on safety grounds.
En zor nokta, güvenlik gerekçesiyle kapasite artırımı olasılığının ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir.

More Sentences
kurumsal kapasite institutional capacity n.
The rapporteur referred to strengthening the Union's institutional capacity.
Raportör Birliğin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesine atıfta bulundu.

More Sentences
üretken kapasite productive capacity n.
By technological capacity, I am referring, in particular, to productive capacity.
Teknolojik kapasite derken, özellikle üretken kapasiteden bahsediyorum..

More Sentences
General
endüstriyel kapasite industrial capacity n.
kapasite katsayısı capacitance coefficient n.
kapasite indirimi capacity decrease n.
aşırı kapasite excess capacity n.
mali kapasite denkleştirmesi fiscal capacity equalization n.
özgül kapasite specific capacity n.
atıl kapasite unutilised capacity n.
kapasite geliştirme planı capacity enhancement plan n.
manyetik kapasite magnetic capacity n.
teorik kapasite theoretical capacity n.
yıllık kapasite annual capacity n.
kapasite azaltma capacity reduction n.
kullanılabilir kapasite available capacity n.
net kapasite net capacity n.
yedek kapasite reserve capacity n.
günlük kapasite daily output n.
net kapasite effective capacity n.
fazla kapasite over-capacity n.
kapasite yetersizliği capacity insufficiency n.
kapasite yetersizliği lack of capacity n.
zihinsel kapasite intellectual capacity n.
metakognitif kapasite metacognitive capacity n.
boş kapasite vacant capacity n.
sanatsal kapasite artistic capacity n.
kapasite ölçü birimi volume unit n.
tam kapasite brim n.
entelektüel kapasite brow n.
idari kapasite direction [obsolete] n.
kapasite düşüklüğü incapaciousness n.
sınırsız kapasite infinity n.
arttırılmış kapasite second wind n.
bir kapasite ölçüm birimi fou [scotland] n.
kapasite kullanmak use capacity v.
kapasite attırmak expand the capacity v.
kapasite artırmak increase the capacity v.
tam kapasite ile çalışmak work in full capacity v.
tam kapasite ile çalışmak run in full capacity v.
tam kapasite ile çalışmak operate in full capacity v.
tam kapasite doldurmak pang [scotland] v.
tam kapasite dolu jam-full adj.
tam kapasite çalışan onstream adj.
tam kapasite dolan stiff adj.
kapasite ifade eden son ek -ibility suf.
Phrasals
tam kapasite doldurmak chock up v.
Phrases
tam kapasite full steam ahead expr.
tam kapasite full speed ahead expr.
Idioms
maksimum kapasite full whack n.
tam kapasite full whack n.
tam kapasite çalışmak work on all cylinders v.
tam kapasite çalışmak hit on all six v.
tam kapasite olmamak be below full strength v.
tam kapasite olmak be at full strength v.
tam kapasite altında olmak be at full strength v.
tam kapasite çalışmak be firing on all cylinders v.
tam kapasite çalışmak be hitting on all cylinders v.
tam kapasite işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam kapasite işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
tam kapasite full-tilt boogie adv.
tam kapasite firing/working on all cylinders expr.
tam kapasite at full strength expr.
azami kapasite at full strength expr.
tam kapasite at full stretch expr.
azami kapasite at full stretch expr.
tam kapasite at full throttle expr.
azami kapasite at full throttle expr.
tam kapasite full throttle expr.
azami kapasite full throttle expr.
tam kapasite in overdrive expr.
Trade/Economic
aşırı kapasite excess capacity n.
aşırı kapasite sorunu excess capacity problem n.
atıl kapasite idle capacity n.
atıl kapasite unutilised capacity n.
atıl kapasite unutilized capacity n.
atıl kapasite unused capacity n.
aylak kapasite idle capacity n.
boş kapasite idle capacity n.
borç çevirme kapasite oranı debt service coverage ratio n.
borç çevirme kapasite oranı debt service coverage ratio (dscr) n.
borç çevirme kapasite oranı hesaplaması debt service coverage ratio calculation n.
çift kapasite double capacity n.
düşük kapasite marginal capacity n.
ekonomik kapasite economic capacity n.
eksik kapasite kullanımı subnormal capacity usage n.
eksik kapasite undercapacity n.
finansal kapasite viability n.
fazla kapasite spare capacity n.
faydasından dışlamanın mümkün olduğu ve belirli bir kapasite noktasına kadar tüketiminde rekabetin olmadığı mallar club goods n.
fazla kapasite excess capacity n.
genel üretim giderleri kapasite farkları capacity differences of general production expenses n.
ithalat kapasite indeksi import capacity index n.
idari kapasite administrative capacity n.
ideal kapasite ideal capacity n.
kapasite maliyeti volume cost n.
kapasite nispeti capacity ratio n.
kaba kapasite planlama rough cut capacity planning n.
kapasite gelişimi capacity increase n.
kapasite sapması denominator variance n.
kapasite raporu capacity report n.
kapasite oranı capacity ratio n.
kapasite gereksinim planlaması capacity requirements planning n.
kapasite kaybı capacity loss n.
kapasite kullanım oranı utilization ratio n.
kapasite kullanım oranı activity ratio n.
kapasite kullanımı capacity utilisation n.
kapasite kullanım oranı rate of capacity utilisation n.
kapasite faktörü capacity factor n.
kapasite artışı increase of capacity n.
kapasite fazlası surplus capacity n.
kapasite kullanımı capacity utilization n.
kapasite sapması utilization variance n.
kapasite gelişimi capacity enhancement n.
kapasite teyidi capacity confirmation n.
kapasite kullanım oranı capacity usage (rate) n.
kapasite ihtiyaç planlaması capacity requirement planning n.
kapasite kullanım oranı capacity usage (ratio) n.
ölçek kapasite scale capacity n.
kapasite planı capacity plan n.
kapasite oranı capacity rate n.
kapasite sapması volume variance n.
kapasite ihtiyaç planlama capacity requirements planning n.
kapasite kullanım oranı capacity utilization rate n.
kapasite kullanım oranı capacity ratio n.
kapasite artışı capacity increase n.
kapasite kullanım oranı capacity use rate n.
kaba kapasite planlaması rough cut capacity planning n.
kapasite kullanım oranı capacity utilization rate n.
kapasite ilişkili maliyet capacity associated cost n.
kapasite gelişimi capacity development n.
kapasite ve yenileme yatırımları capacity and replacement investments n.
kapasite planlaması capacity planning n.
kapasite artırma çabaları capacity building efforts n.
kapasite sapması capacity variance n.
kapasite yönetimi capacity management n.
kazanç kapasite değeri earning capacity value n.
kurumsal kapasite organizational capacity n.
kurulu kapasite installed capacity n.
kurumsal kapasite corporate capacity n.
konjonktürün daralma döneminde firmaların emeği tam kapasite çalıştırmamalarına karşın onları işte tutmaları ve görevlerine son vermemeleri labor hoarding n.
kullanılmayan kapasite unutilized capacity n.
kuramsal kapasite ideal capacity n.
kullanılmayan kapasite kısmı idle capacity n.
kullanılmayan kapasite unused capacity n.
mali kapasite fiscal capacity n.
olumsuz kapasite farkı negative volume variance n.
normal kapasite ordinary ability n.
net kapasite net capacity n.
normal kapasite ordinary capacity n.
ömür ya da kapasite artırıcı masraflar leasehold improvements n.
pratik kapasite practical capacity n.
tam kapasite üretimi capacity output n.
tek kapasite single capacity n.
teorik kapasite ideal capacity n.
tam kapasite maliyeti capacity cost n.
tam kapasite üretimi full-capacity output level n.
üretim kapasite planlama production capacity planning n.
uzun vadeli kapasite maliyetleri long-term capacity costs n.
vergilenebilir kapasite taxable capacity n.
uzun vadeli kapasite maliyetleri long-term n.
yüksek kapasite high capacity n.
yetersiz kapasite veya kullanımdan doğan masraf veya zarar inadequacy n.
yedek kapasite spare capacity n.
arz talep dengesini arzın gerisinde kalan talep lehine etkileyen kapasite overhang n.
(piyasayı) tam kapasite doldurmak saturate v.
kapasite üstü above capacity adj.
Politics
kapasite oluşturma capacity building n.
kapasite oluşturma capacity building n.
kapasite analizi capacity analysis n.
kapasite geliştirme capacity building n.
mali kapasite fiscal room n.
Industry
atıl kapasite spare capacity n.
kapasite ihtiyaçları planlaması capacity requirements planning n.
tesisi ilk günkü durumunda tutmak veya tasarlanan verimlilik ve kapasite ile çalışmasını devam ettirmek için gerekli olan rutin çalışma maintenance (materiel) n.
(firmaya ait) temel kapasite infrastructure n.
Tourism
havayolu şirketlerinin kapasite fazlası satışı sebebiyle uçakta yer olmaması ve; bunun sonucu olarak bileti alınmış olan bazı yolcuların uçağa kabul edilmemesi dolayısıyla verilen tazminat denied boarding compensation n.
Technical
aktif kapasite active capacity n.
artık kapasite excess capacity n.
atıl kapasite excess capacity n.
atıl kapasite idle capacity n.
azami kapasite peak power n.
bölünmüş kapasite distributed capacitance n.
brüt kapasite gross capacity n.
dağılmış kapasite distributed capacitance n.
derinlik ve kapasite geyç sistemi depth and capacity gauge system n.
dolu kapasite overflow capacity n.
direnç kapasite osilatörü resistance-capacitance oscillator n.
direnç kapasite bağlantısı resistance-capacitance coupling n.
elektrotlar arası kapasite inter-electrode capacitance n.
elektriksel kapasite capacitance n.
elektrotlar arası kapasite interelectrode capacitance n.
fan kapasite rezervi fan margin n.
etkin kapasite effective capacitance n.
günlük kapasite daily capacity n.
hacimsel kapasite volumetric capacity n.
günlük kapasite daily output n.
gerçek kapasite actual capacity n.
hazır ambalajlı belirli ürünler için müsaade edilen nominal kapasite ve dolum miktarı serileri ranges of nominal quantities and nominal capacities permitted for certain prepackaged products n.
ısıl kapasite thermal capacity n.
iş yapma ve kapasite hatası throughput and capacity error n.
ısıl kapasite calorific intensity n.
ideal kapasite ideal capacity n.
iç kapasite internal capacitance n.
ıslak kapasite wet capacity n.
kapasite kontrolörü capacity controller n.
kapasite aşımı capacity exceed n.
kapasite koruma maintaining capacity n.
kapasite reaktansı capacity reactance n.
kapasite rölesi capacitance relay n.
kapasite ve boyutlandırma capacity and sizing n.
kapasite onayı capability approval n.
kapasite regülatörü capacity regulator n.
karakteristik yük taşıyıcı kapasite characteristic load-carrying capacity n.
kapasite onayı ile birlikte standart üretim standard production with capability approval n.
kapasite faktörü capacity factor n.
kapasite köprüsü capacitance bridge n.
kapasite ayarlayıcısı capacity regulator n.
kapasite göstergesi capacity gauge n.
kapasite indirgeci capacity reducer n.
kapasite onayı capacity approval n.
kapasite aşımı overcapacity n.
kapalı durumdaki anma brüt kapasite nominal gross-lidded capacity n.
kapasite katsayısı capacitance coefficient n.
kapasite planlama capacity planning n.
kapasite kontrolü capacity control n.
kısmi kapasite partial capacitance n.
kurulu kapasite established capacity n.
kullanılabilir kapasite available capacity n.
kullanılabilir kapasite useful capacity n.
maksimum sürekli kapasite continuous maximum capacity n.
mümkün kapasite possible capacity n.
net kapasite net capacity n.
nominal kapasite rated capacity n.
nominal kapasite nominal capacity n.
ortalama kapasite average capacity n.
ortak kapasite mutual capacitance n.
öz kapasite self-capacitance n.
pratik kapasite practical capacity n.
pik kapasite peak capacity n.
rezervuar kapasite eğrisi reservoir capacity curve n.
sabit kapasite firm capacity n.
sınırlı kapasite limited capacity n.
toplam nominal kapasite total rated capacity n.
tam kapasite ile çalışma full swing n.
teorik kapasite theoretical capacity n.
temel kapasite basic capacity n.
yedek kapasite reserve capacity n.
1000 litre'ye eşit olan bir kapasite birimi kilolitre n.
1000 litre'ye eşit olan bir kapasite birimi kiloliter n.
yüksek frekans kapasite mikrofonu high-frequency capacitance microphone n.
kapasite ölçüm birimi cubage unit n.
kapasite ölçüm birimi cubature unit n.
mikrofaradın milyonda birine eşdeğer bir kondansatör kapasite birimi mmf (micromicrofarad) abrev.
Computer
azami kapasite peak power n.
geniş kapasite large capacity n.
iş yapma ve kapasite hatası throughput and capacity error n.
kapasite kurulumu capacity installation n.
kapasite planlama capacity planning n.
kapasite kurulumu installation of capacity n.
toplam kapasite total capacity n.
Telecom
devre anahtarlamalı sayısal kapasite circuit-switched digital capability n.
dinamik kapasite yönetimi dynamic capacity management n.
kapasite yönetimi capacity management n.
kapasite kullanımı capacity utilization n.
Electric
kapasite veya dirençte ince ayarlamalar yapmakta kullanılan değişken bileşen trimmer n.
bölünmüş kapasite distributed capacitance n.
dağılmış kapasite distributed capacitance n.
dielektrik kapasite dielectric capacity n.
etkin kapasite effective capacitance n.
iç kapasite internal capacitance n.
iç ışıl kapasite internal thermal capacity n.
kaçak kapasite stray capacitance n.
kısmi kapasite partial capacitance n.
manyetik kapasite magnetic capacity n.
ortak kapasite mutual capacitance n.
bir milyon farad'a eşdeğer bir elektriksel kapasite birimi macrofarad n.
bir milyon farad'a eşdeğer bir elektriksel kapasite birimi megafarad n.
mikrofaradın milyonda birine eşdeğer bir kondansatör kapasite birimi micromicrofarad n.
Mechanic
gerçek kapasite actual capacity n.
Automotive
akü kapasite ölçüm aygıtı battery load tester n.
artık kapasite residual capacity n.
belirtilen kapasite bilgisi name plate capacity n.
fasrad kondansatör kapasite birimi farad n.
gerçek kapasite actual capacity n.
maksimum kapasite power consumption n.
nominal kapasite nominal capacity n.
yedek kapasite derecelendirmesi reserve capacity rating n.
Transportation
çeşitli ürünleri farklı tedarikçilerden toplayıp yüksek kapasite ve düşük maliyetle ulaştıran bir yöntem milk run n.
Railway
pik saatte kapasite capacity at peak hour n.
Aeronautic
dinamik kapasite dynamic range n.
ilan edilmiş kapasite declared capacity n.
uçak kapasite kontrol feasibility n.
Marine
gemilerin kapasite ölçüsü net registered tonnage n.
kapasite  tipi dalga ölçer capacitance-type wave gage n.
detveyt kapasite deadweight capacity n.
Medical
aerobik kapasite vesolunum fonksiyonları aerobic capacity and respiratory functions n.
diffüzyon ve vital kapasite bozuklukları defects in diffusing and vital capacity n.
fonksiyonel kapasite tayini determination of functional capacity n.
fonksiyonel kapasite functional capacity n.
fonksiyonel rezidüel kapasite functional residual capacity n.
inspiratuar kapasite inspiratory capacity n.
işlevsel kapasite functional capacity n.
nöroadaptif kapasite skoru neuroadaptive capacity score n.
nörolojik ve adatif kapasite skorları neurologic and adaptive capacity scores n.
vital kapasite manevrası vital capacity maneuver n.
vital kapasite vc (vital capacity) n.
zihinsel kapasite mental capacity n.
Psychology
hayati kapasite vital capacity n.
merkezi sınırlı kapasite central limited capacity n.
Physiology
organizmada aşırı uyarılma veya uzun süreli efor nedeniyle kapasite düşmesi fatigue n.
tam kapasite çalışmayan underactive adj.
Physics
iç kapasite internal capacity n.
termik kapasite thermal capacity n.
Biology
reaktif kapasite ve metabolik aktivitedeki kademeli fark axial gradient n.
Marine Biology
düzenleyici kapasite regulative capacity n.
gizli kapasite latent capacity n.
Agriculture
infiltrasyon kapasite eğrisi infiltration capacity curve n.
özgül kapasite specific capacity n.
tarla kapasite bölgesi field capacity zone n.
Philosophy
zihinsel kapasite amplitude n.
Environment
azami güvenilir kapasite maximum dependable capacity n.
dayanma kapasite faktörü bearing capacity factor n.
kapasite hacim oranı capacity volume ratio n.
kapasite geliştirme capacity building n.
mali kapasite financial capacity n.
net kapasite faktörü capacity factor–net n.
tam kapasite faktörü capacity factor–gross n.
Meteorology
termal kapasite thermal capacity n.
Military
kapasite artırım maliyetleri committed costs n.
yükleme kapasite çizelgesi loading table n.
tam kapasite askeri donanma saturation n.
Sport
fonksiyonel yedek kapasite functional residual capacity (frc) n.
Music
büyük kapasite ve gücü olan armonyum organ harmonium n.
Archaic
ömür uzunluğuna şartlandırdığı kabul edilen içsel kapasite stamina n.
Star Wars
maksimum kapasite yaşam gemisi maximum capacity life ship n.