iskandil - Türkisch Englisch Wörterbuch

iskandil

Bedeutungen von dem Begriff "iskandil" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
iskandil sounding lead n.
iskandil sinker n.
iskandil plumb n.
iskandil sounding n.
Technical
iskandil bathometer n.
iskandil plumb n.
iskandil fathometer n.
Electric
iskandil depth finder n.
Marine
iskandil sounding n.
iskandil lead n.
iskandil fathometer n.
iskandil sounding apparatus n.
Marine Biology
iskandil sounder n.

Bedeutungen, die der Begriff "iskandil" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
suyun derinliğini ölçmek için iskandil kurşunu kullanan kişi leadsmen n.
suyun derinliğini ölçmek için iskandil kurşunu kullanan kişi leadsman n.
iskandil kurşunu sounding lead n.
sesli iskandil echo sounder n.
ağırlığı el iskandili ile derin su iskandili arasında olan bir tür iskandil coasting lead n.
iskandil savlosu plummet line n.
iskandil etmek plumb v.
geminin ipini palangadan veya iskandil kurşunundan geçirmek overhaul v.
iskandil salvosu ile yakalamak strike v.
iskandil salvosu ile ulaşmak strike v.
iskandil edilmemiş unplumbed adj.
Technical
derinlik iskandil cihazı echo-sounder n.
elektrikli iskandil cihazı electrical sounding apparatus n.
elektrikli iskandil echo sounder n.
elektronik iskandil cihazı electrical sounding-apparatus n.
iskandil kurşunu sink shaft n.
iskandil savlosu sounding line n.
iskandil sayısal gösterge cihazı echo sounder digital display n.
iskandil ipi plumb line n.
iskandil borusu sounding pipe n.
iskandil veya şakul ucundaki ağırlık plumb bob n.
iskandil cihazı depth recorder n.
iskandil kurşunu plummet n.
iskandil savlosu lead line n.
iskandil cihazı sounding device n.
iskandil çubuğu test rod n.
iskandil ağırlığı plumb n.
pnömatik iskandil cihazı pneumercator n.
sonik iskandil cihazı sonic depth-finder n.
iskandil boşluğuna konulmuş iç yağı lead arming n.
Marine
derinlik iskandil cihazı echo-meter n.
elektrikli iskandil echo-sounder n.
iskandil borusu sounding pipe n.
iskandil atan neferin göğüs verip dayandığı halat breastband n.
iskandil yapan kişi leadsman n.
iskandil savlosu lead line n.
iskandil borusu sounding pipes n.
iskandil hattı lead line n.
iskandil kurşunu lead n.
iskandil uzunluk birimi fathom n.
kelvin iskandil cihazı kelvin sounding machine n.
iskandil kurşununu dibe atmak cast the lead v.
iskandil etmek heave the lead v.
iskandil etmek sound v.
iskandil etmek be plumb v.
iskandil etmek fathom v.
iskandil etmek probe v.
iskandil etmek plumb the depths v.
iskandil etmek take a sounding v.
iskandil etmek plumb v.
iskandil etmek lead v.
iskandil vermek plumb the depths v.
Marine Biology
iskandil kurşunu plumb n.
Music
derinlik iskandil cihazı echometer n.