injustice - Türkisch Englisch Wörterbuch

injustice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "injustice" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
injustice n. adaletsizlik
Yet we have to be careful that no new injustice arises.
Yine de yeni bir adaletsizliğin ortaya çıkmaması için dikkatli olmalıyız.

More Sentences
injustice n. haksızlık
He seems to have fallen completely between these two stools and therefore a real injustice has been done.
Kendisi tamamen göz ardı edilmiş gibi görünmektedir ve bu nedenle gerçek bir haksızlık yapılmıştır.

More Sentences
General
injustice n. haksızlık
In my view, an injustice has been done to them.
Benim görüşüme göre, onlara haksızlık yapılmıştır.

More Sentences
Trade/Economic
injustice n. adaletsizlik
This clogs the system to the disbenefit of those genuinely fleeing from injustice and wrong.
Bu durum, adaletsizlikten ve yanlıştan gerçekten kaçanların yararına olmayacak şekilde sistemi tıkamaktadır.

More Sentences
Law
injustice n. adaletsizlik
Outside of Europe, it would involve helping to solve the problems of poverty, neglect and injustice.
Avrupa dışında ise yoksulluk, ihmal ve adaletsizlik sorunlarının çözümüne yardımcı olmayı içerecektir.

More Sentences
General
injustice n. kıygı
injustice n. insafsızlık
injustice n. hayıf
injustice n. kıyım
injustice n. adil olmayan yaklaşım
injustice n. adaletsiz uygulama
injustice n. haksız uygulama
Law
injustice n. adalete aykırılık
Ottoman Turkish
injustice n. itisaf

Bedeutungen, die der Begriff "injustice" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
gross injustice n. büyük haksızlık
gross injustice n. ağır haksızlık
social injustice n. toplumsal adaletsizlik
social injustice n. sosyal adaletsizlik
blatant injustice n. apaçık adaletsizlik
do someone an injustice v. birine haksızlık etmek
do somebody an injustice v. haksızlık etmek
fight injustice v. haksızlıkla savaşmak
fight the injustice v. adaletsizlikle savaşmak
fight injustice v. adaletsizlikle savaşmak
fight the injustice v. haksızlıkla savaşmak
be subjected to injustice v. haksızlığa/haksız bir davranışa uğramak
be subjected to injustice v. haksızlığa bir davranışa uğramak
Idioms
do (oneself or someone) an injustice v. (kendine/birine) haksızlık etmek
do (oneself or someone) an injustice v. (kendine/birine) zarar vermek
do (oneself or someone) an injustice v. (kendine/birine) kötülük etmek
do yourself an injustice v. kendine haksızlık etmek
do yourself an injustice v. kendine insafsızca davranmak
do somebody an injustice v. birine haksızlık etmek
do somebody an injustice v. birine insafsızca davranmak
Trade/Economic
income injustice n. gelir adaletsizliği
injustice termination n. haksız fesih
Law
act of injustice n. haksız fiil