adaletsizlik

Bedeutungen von dem Begriff "adaletsizlik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	adaletsizlik	injustice n.
Yet we have to be careful that no new injustice arises. Yine de yeni bir adaletsizliğin ortaya çıkmaması için dikkatli olmalıyız. More Sentences
General
2	General	adaletsizlik	iniquity n.
The European Union, therefore, must use every means at its disposal to fight these iniquities. Dolayısıyla Avrupa Birliği, bu adaletsizliklerle mücadele etmek için elindeki tüm imkânları kullanmalıdır. More Sentences
3	General	adaletsizlik	unfairness n.
Since this provision is non-reciprocal, it will lead to unfairness. Bu hüküm karşılıksız olduğu için adaletsizliğe yol açacaktır. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	adaletsizlik	injustice n.
This clogs the system to the disbenefit of those genuinely fleeing from injustice and wrong. Bu durum, adaletsizlikten ve yanlıştan gerçekten kaçanların yararına olmayacak şekilde sistemi tıkamaktadır. More Sentences
Law
5	Law	adaletsizlik	injustice n.
Outside of Europe, it would involve helping to solve the problems of poverty, neglect and injustice. Avrupa dışında ise yoksulluk, ihmal ve adaletsizlik sorunlarının çözümüne yardımcı olmayı içerecektir. More Sentences
General
6	General	adaletsizlik	unjustness n.
7	General	adaletsizlik	unrighteousness n.
8	General	adaletsizlik	an outrage upon justice n.
9	General	adaletsizlik	inequity n.
10	General	adaletsizlik	unequalness n.
11	General	adaletsizlik	unequity n.
12	General	adaletsizlik	unrightfulness n.
13	General	adaletsizlik	wrongness n.
Colloquial
14	Colloquial	adaletsizlik	horse pucky [us] n.
Law
15	Law	adaletsizlik	inequality n.
16	Law	adaletsizlik	inequity n.

Bedeutungen, die der Begriff "adaletsizlik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sosyal adaletsizlik	social injustice n.
2	General	toplumsal adaletsizlik	social injustice n.
3	General	apaçık adaletsizlik	blatant injustice n.
4	General	acımasızlık, adaletsizlik ve yozlaşmaya duyarsız hale getirmek	desensitize [us] v.
5	General	acımasızlık, adaletsizlik ve yozlaşmaya duyarsız hale getirmek	desensitise [uk] v.
Trade/Economic
6	Trade/Economic	gelir dağılımındaki adaletsizlik	inequality in income distribution n.