Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | healer n. | şifacı | ||
I thought this was a hospital and that you were a healer. Burasının bir hastane ve senin de bir şifacı olduğunu sanmıştım. More Sentences |
||||
General | healer n. | iyileştirici | ||
General | healer n. | çare | ||
General | healer n. | doktor | ||
General | healer n. | iyileştirici şey | ||
General | healer n. | çözüm | ||
General | healer n. | insanları iyileştirdiğini öne süren kişi | ||
General | healer n. | üfürükçü | ||
General | healer n. | tedavi | ||
Religious | ||||
Religious | healer n. | hristiyan bilimi uygulayıcısı | ||
Religious | healer n. | üfürükçü | ||
Religious | healer n. | üfürükçülük |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | faith healer n. | inanç şifacısı | ||
Tom is a faith healer. Tom bir inanç şifacısı. More Sentences |
||||
General | faith healer n. | inançla iyileştiren kimse | ||
Proverb | ||||
Proverb | time is a great healer | zaman en iyi ilaçtır | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | time is the best healer expr. | zaman en iyi ilaçtır | ||
Idioms | ||||
Idioms | time is the great healer expr. | zaman en iyi ilaçtır | ||
Technical | ||||
Technical | radiant healer n. | radyan ısıtıcı | ||
Medical | ||||
Medical | folk healer n. | alternatif-geleneksel hekim | ||
Medical | alternative/traditional healer n. | alternatif-geleneksel hekim | ||
Medical | traditional healer n. | geleneksel hekim | ||
Medical | traditional healer n. | halk hekimi | ||
Medical | folk healer n. | halk hekimi | ||
Medical | alternative healer n. | halk hekimi | ||
Psychology | ||||
Psychology | folk healer n. | alternatif hekim |