finanse - Türkisch Englisch Wörterbuch

finanse

Bedeutungen von dem Begriff "finanse" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
finanse finance n.

Bedeutungen, die der Begriff "finanse" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 110 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
finanse etmek finance v.
Another option would be to finance them through the European Development Fund.
Bir başka seçenek de bu projelerin Avrupa Kalkınma Fonu aracılığıyla finanse edilmesi olabilir.

More Sentences
General
finanse edilmek be funded v.
His project was funded by grants.
Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi.

More Sentences
finanse edilmek be financed v.
Their campaigns are financed by the government.
Onların kampanyaları hükümet tarafından finanse ediliyor.

More Sentences
finanse etmek fund v.
It persists in its Malthusianism tactics by scrapping boats and even by refusing to fund modernisation.
Tekneleri hurdaya çıkararak ve hatta modernizasyonu finanse etmeyi reddederek Malthusçuluk taktiklerinde ısrar ediyor.

More Sentences
finanse etmek subsidise v.
The programme is not intended to subsidise specific actions that could receive funding under other programmes.
Bu program, diğer programlar kapsamında finanse edilebilecek belirli eylemleri sübvanse etmeyi amaçlamamaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
finanse etme financing n.
In many countries, the sound financing of future pension benefits has not been secured.
Birçok ülkede, gelecekteki emeklilik yardımlarının sağlıklı bir şekilde finanse edilmesi güvence altına alınmamıştır.

More Sentences
finanse etme finance n.
And that means that it is primarily up to the industry to finance these projects.
Bu da bu projeleri finanse etmenin öncelikle endüstrinin görevi olduğu anlamına geliyor.

More Sentences
finanse etmek finance v.
Another option would be to finance them through the European Development Fund.
Bir başka seçenek de bu projelerin Avrupa Kalkınma Fonu aracılığıyla finanse edilmesi olabilir.

More Sentences
General
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas war diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas blood diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas dirty diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas conflict diamond n.
finanse etme factoring n.
finanse eden kimse/şirket bankroller n.
finanse edilebilirlik financeability n.
(özellikle new orleans'ta) mardi gras karnavalı kapsamındaki balo ve geçit töreni gibi etkinlikleri finanse eden özel sosyal kulüp krewe n.
hükümet tarafından siyasi amaçlarla finanse edilen, halk için gerçek değeri olmayan proje boondoggle n.
bir operasyonu finanse eden kimse money n.
finanse etme subsidisation [uk] n.
finanse etme subsidization [us] n.
finanse etmeyi üstlenmek (bir girişimi) underwrite v.
para vermek (bir işi finanse etmek için) put up v.
finanse etmek financier v.
finanse etmek sponsor v.
yeniden finanse etmek refinance v.
finanse edilmek be supported financially v.
finanse etmek sustain v.
finanse etmek bankroll v.
finanse etmeyi kesmek defund v.
finanse etmek subsidize v.
az finanse etme underfunding v.
eksik finanse etme underfunding v.
kendi kendini finanse eden self financing adj.
kendi kendini finanse eden self-financing adj.
iyi oranda finanse edilmiş well-funded adj.
yeterli oranda finanse edilmiş well-funded adj.
finanse edilmemiş unfunded adj.
müşterek olarak finanse edilmiş olan co-funded adj.
kendi kendini finanse eden self-funded adj.
kamuca finanse edilen publicly funded adj.
kamu tarafından finanse edilen publicly funded adj.
az finanse edilmiş underfinanced adj.
eksik finanse edilmiş underfinanced adj.
finanse edilmemiş unsustained adj.
Phrasals
finanse etmek cash up v.
Colloquial
borcu yeniden finanse etme refi n.
(yeni şirketi) kuruluşunda aşamalı olarak finanse etmek drip-feed v.
Idioms
özellikle vergi artışı yoluyla devlet harcamalarını finanse etmek feed the beast [us] v.
finanse etmek put up the money v.
finanse etmek put money up v.
Trade/Economic
bayi stoklarını finanse etmek veya tüketiciye kredi kullandırmak için üretici firma tarafından oluşturulan finans şirketi captive finance company n.
yeniden finanse etme refinance n.
yatırım faaliyetlerini menkul kıymet veya sigorta satışlarından finanse eden mali kuruluş nondepository financial institution n.
açığı finanse etme financing the deficit n.
borcu yeniden finanse etme refinancing n.
borçla finanse edilen bütçe açıkları debt-financed budget deficits n.
devletçe finanse edilen proje state project n.
finanse edici hesaplar financing accounts n.
finanse edilmiş araştırma projesi funded research project n.
finanse edilen reklamlar financed advertising n.
iyi finanse edilmiş araştırma well-funded research n.
ipoteği mülkü satan mal sahibince finanse edilen kredi carryback loan n.
ipotek teminatlı kredinin yeniden finanse edilmesi cash-out refinance mortgage loan n.
ipoteği mülkü satan mal sahibince finanse edilen kredi a seller carryback n.
ipoteği mülkü satan mal sahibince finanse edilen kredi seller's second n.
kamu borcunun yeni borçlanmayla finanse edilmesi refinancing the public debt n.
kişisel gereksinimleri finanse eden şirket personal finance company n.
kendi kendini finanse etme self-financing n.
kendi kendini finanse etme self financing n.
müstehlikleri finanse eden müesseseler consumer financing companies n.
önceden finanse etme pre-financing n.
satışları finanse eden şirketler sales finance company n.
satışları finanse eden şirket sales finance company n.
şirketçe finanse edilen emeklilik planı company financed pension plan n.
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomera devralan ve iştiraklerin bazılarını devralma işlemini finanse etmek için satan kişi veya kuruluş unbundler n.
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomeranın devralınması ve iştiraklerin bazılarının devralma işlemini finanse etmek için satılması unbundling n.
kamu hizmetlerini finanse etmek için çıkarılan tahvil utility bond n.
şirketin devrini finanse eden krediyi geri ödemek için şirket varlıklarının satıldığı borçlanmalı satın alma bust-up takeover n.
abd'de menkul kıymet satışıyla devlet garantili ev ipoteklerini finanse etmeye yardımcı olan bir federal kurum ginnie mae n.
devlete verilen borcun finanse edildiği farklı hisse senetlerinin toplam değeri omnium n.
yeniden finanse etmek refund v.
yeniden finanse etmek re-fund v.
az finanse etmek underfund v.
cari açığı finanse etmek finance the deficit v.
eksik finanse etmek underfund v.
kendi kendini finanse etmek self-finance v.
(örgütü veya girişimi) blok fonla finanse etmek block-grant v.
tahvil ihracıyla finanse etmek bond v.
vadesi geçmiş bir yükümlülüğü karşılığında aynı türden yeni bir yükümlülük sunarak yeniden finanse etmek roll over v.
az finanse edilmiş underfunded adj.
finanse edilmiş subsidised adj.
finanse edilmiş subsidized adj.
finanse edilmiş funded adj.
finanse edilen funded adj.
eksik finanse edilmiş underfunded adj.
kendi kendini finanse eden self financing adj.
tam finanse edilmiş fully funded adj.
yetersiz finanse edilmiş ill-funded adj.
temettü olarak hissedarlara dağıtılmayıp şirketin işlerini finanse etmek için saklanan (kar) undistributed adj.
Politics
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narcoterrorism n.
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narco-terrorism n.
kara para aklama ve terörizmin finanse edilmesiyle mücadele anti-money laundering and combating the financing of terrorism (aml/cft) n.
hükümetin bir projesini finanse etmek için başka bir projenin gideriymiş gibi gösterilen para black money n.
Institutes
genellikle ulusal hükümetlerin katkılarıyla finanse edilen küresel bir örgüt io (international organization) n.
Mining
(maden ocağını) hazırlayıp finanse etmek habilitate [us] v.
Medical
avustralya devleti tarafından işletilen ve kamuca finanse edilen bir evrensel sağlık hizmetleri sistemi medicare [australia] n.
Education
devlet tarafından finanse edilen okul maintained school n.
(kanada'da) büyük dini azınlık grupları için açılıp yerel vergilerle finanse edilen, okul yönetim kurulu tarafından yönetilen ve il eğitim müdürlüğüne bağlı okul separate school n.
kamu tarafından finanse edilen state-maintained [uk] adj.
Abbreviation
birleşik krallık'ta, savunma bakanlığı tarafından finanse edilen birleşik askeri öğrenci teşkilatı ccf (combined cadet force) n.