ekin - Türkisch Englisch Wörterbuch

ekin

Bedeutungen von dem Begriff "ekin" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ekin crop n.
The Land Acquisition Act is even now preventing the harvesting of the crops to feed the hungry.
Arazi Edinme Yasası şu anda bile açları doyurmak için ekinlerin hasat edilmesini engelliyor.

More Sentences
General
ekin crop n.
Unlike almost all crops, opium poppies do not require much water.
Neredeyse tüm ekinlerin aksine haşhaş fazla suya ihtiyaç duymaz.

More Sentences
Food Engineering
ekin crop n.
The poorest in Zimbabwe do not want to shoot, kill, loot and burn crops.
Zimbabve'nin en yoksulları ateş etmek, öldürmek, yağmalamak ve ekinleri yakmak istemiyor.

More Sentences
General
ekin kultur n.
ekin corn n.
ekin growing grain n.
ekin culture n.
ekin cropper n.
Agriculture
ekin harvest n.

Bedeutungen, die der Begriff "ekin" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 128 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ekin toplama harvest n.
The Land Acquisition Act is even now preventing the harvesting of the crops to feed the hungry.
Arazi Edinme Yasası şu anda bile açları doyurmak için ekinlerin toplanmasını engelliyor.

More Sentences
Agriculture
ekin çemberi crop circle n.
There's a crop circle in the field.
Tarlada bir ekin çemberi var.

More Sentences
General
ekin pası rust n.
ekin kargası rook n.
tırpanla biçilmiş ekin yığını swath n.
ekin yığını stack n.
biçilmiş ekin yığını swathe n.
ekin kargaları kolonisi rookery n.
ekin kurdu weevil n.
ekin biçici harvester n.
ekin yığını mow n.
ekin biçme harvest n.
ekin biçme makinesi mowing machine n.
ekin biçme makinesi mower n.
ekin vakti seedtime n.
ekin sapı straw n.
ekin sapı haulm n.
ekin zararlısı chigger n.
hasatta biçilen son bir avuç veya demet ekin mell [dialect] n.
(güney afrika'da) çiftçi kooperatifine ekin veya yün kırkma için yapılan ara ödeme middelskot [south africa] n.
ekin biçme makinesi harvest n.
ekin biçici harvest n.
ekin sapı helm n.
genellikle ticari amaçlar için üretilmeyen, geleneksel ırktan olan evcilleştirilmiş hayvan veya ekin heritage n.
ekin istifleyen kimse ricker n.
ekin biçme makinesinin kesilmemiş otu ayrı tutmaya yarayan kısmı grass board n.
ekin yığını ruck [dialect] n.
ekin sapı pedal n.
ekin sapı pedal straw n.
dik duran bağlı ekin demetleri shock n.
yetiştirmek (hayvan/ekin) raise v.
hasattan sonra ekin toplamak glean v.
ekin biçmek reap v.
ekin biçmek harvest v.
biçmek (ekin) reap v.
rüzgara savurarak ayırmak (ekin ve saman) winnow v.
ekin bitleri tarafından istila edilmiş weevilled adj.
isli (ekin) smutty adj.
ekin bitleri tarafından istila edilmiş weeviled adj.
Phrasals
(ekin) olgunlaşıp hasat vermek come in v.
Idioms
ekin iti gibi kendini beğenmiş as vain as a peacock expr.
Law
kiracılığın son yıllarında ekilip kira süresi dolana kadar olgunlaşmamış (ekin) away-going adj.
Technical
ekin biçme makinesi reaping machine n.
ekin biçme makinesinde bıçağı destekleyen çubuk cutter bar n.
sırayla değişik ekin ekmek rotate v.
Textile
başparmağın etrafına saman veya ekin anızı sarılarak yapılan halat thumbrope [dialect] n.
Medical
ekin kontraktürü equinus contracture n.
Parasitology
ekin yaprak sülüğü cereal leaf beetle (oulema melanopus) n.
özellikle yonca üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip bir ekin kurdu cinsi tychius n.
depolanmış tahıllarla beslenen tenebrionidae familyasına mensup siyah renkli çeşitli ekin kurdu larvalarına verilen ad meal worm n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen açık kahverengi ya da sarımsı olabilen yaygın bir ekin kurdu meal worm n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası yellow mealworm n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası tenebrio molitor n.
eriklere zarar veren bir ekin biti plum gouger (coccotorus scutellaris) n.
Zoology
ekin kargası rook n.
ekin karaböceği cadelle (tenebroides mauritanicus) n.
ekin kargası corvus frugilegus n.
ekin delicesi hen harrier n.
ekin kirazkuşu corn bunting n.
Botanic
ekin mavişi corn speedwell (veronica arvensis) n.
pas ve ekin mantarı gibi bazidyomiset mantarların bulunduğu bir alt sınıf heterobasidiomycetes n.
pas ve ekin mantarı gibi bazidyomiset mantarların bulunduğu bir alt sınıf subclass heterobasidiomycetes n.
ekin pası rust n.
ekin ebesi cow-cockle (vaccaria hispanica) n.
Agriculture
ikinci ekin aftercrop n.
tahıldaki ekin pası red-gum n.
ekin sıraları arasında kalan boşluk alley n.
ekin anızı shuck n.
ekin alanı crop field n.
ekin anızı stalk n.
ekin anızı stubble n.
ekin anızı chaff n.
ekin vakti seed time n.
ekin biçme harvesting n.
ekin demetleri yığını stook n.
ekin anızı straw n.
ekin vakti harvest-time n.
ekin biçme makinesi mowing machine n.
ekin anızı husk n.
her yıl değişik ekin ekme crop rotation n.
is (ekin hastalığı) smut n.
sırayla değişik ekin ekme crop rotation n.
çim, ot veya ekin biçme math [uk] n.
hasat edilmiş ekin math [uk] n.
kış koşullarına dayanıklı ekin winter crop n.
kışın hayvan yemi olarak kullanılabilen ekin winter crop n.
(ekin) ayıklayan kimse winnower n.
(ekin) eleyen kimse winnower n.
yeşerme mevsiminde iki sıra ekin arasında kalan toprak şerit middle [dialect] n.
ekin biçme harvestry n.
ekin sapı haum n.
ekin sapı hawm n.
(çim veya ekin biçerken) tarla boyunca gidip gelme bout n.
ahırda saman, ekin sapı veya tahılın depolandığı kısım mow n.
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde düzenlenmiş farklı genlere sahip ekin multiline n.
ekin sıraları veya delikler arasındaki toprağı karıştırmak için kullanılan tırmık drill harrow n.
ekin çemberi corn circle n.
zirai amaçlarla yetiştirilen ekin (pamuk, tahıl) field crop n.
biçilmiş ekin shear n.
hasat edilmiş ekin shear n.
(yaklaşık on iki adet) ekin demeti yığını stitch [dialect] [uk] n.
ekin demetlerini yığmak stook v.
ekin biçmek reap v.
(ekin) biçmek reap v.
ekin biçmek ripe [dialect] v.
biçilmemiş (ekin) unreaped adj.
baharda veya yaz başında hasat edilmek için sonbaharda ekilen (ekin) winter adj.
gelişiminin erken bir aşamasında hasat edilen (ekin) young adj.
tamamen olgunlaşmadan hasat edilen (ekin) young adj.
el aletiyle (çim, ekin) kesmeyle ilgili mowing adj.
makineyle (çim, ekin) kesmeyle ilgili mowing adj.
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde olan (ekin çeşitliliği) multiline adj.
(ekin) toprak besleyici soil-building adj.
(ekin) toprak zenginleştirici soil-building adj.
Linguistics
kök veya ekin ses değişimi dizisindeki aşamaları grade n.
Latin
ekin kargası corvus frugilegus n.
Archaic
ekin kargası sürüsü building n.
ekin biçmek ingather v.
Ornithology
ekin kargası crake [uk] [dialect] n.
farklı bölgelerde çeşitli alt türleri olan ekin kargası crow [uk] n.
ekin kargası sürüsü parliament n.
yavru ekin kargası squab n.
Entomology
kırmızı ekin karıncası agricultural ant n.
tenebrionidae ailesine mensup, ağırkanlı, sert gövdeli, siyah renkli ve karada yaşayan ekin kurdu tenebrionid n.
tenebrionidae ailesine mensup, ağırkanlı, sert gövdeli, siyah renkli ve karada yaşayan ekin kurdu darkling beetle n.
ekin sap arısı wheat sawfly (cephus pygmæus) n.
eriklere zarar veren, abd ve kanada'ya özgü bir ekin biti plum weevil n.
kaplan güvesinin larvası olan ekin zararlısı tırtıl bear caterpillar n.