bozucu

Bedeutungen von dem Begriff "bozucu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	bozucu	distorting adj.
The challenge is to guarantee farmers a reasonable income without distorting the world market price. Buradaki zorluk, çiftçilere dünya piyasa fiyatlarını bozmadan makul bir gelir garanti etmektir. More Sentences
Common Usage
2	Common Usage	bozucu	disruptive adj.
General
3	General	bozucu	effacer n.
4	General	bozucu	demolitionist n.
5	General	bozucu	blemisher n.
6	General	bozucu	distorter n.
7	General	bozucu	corruptive adj.
8	General	bozucu	destructive adj.
9	General	bozucu	shattering adj.
10	General	bozucu	demolisher adj.
11	General	bozucu	deteriorating adj.
12	General	bozucu	deforming adj.
13	General	bozucu	denaturalising adj.
14	General	bozucu	demolishing adj.
15	General	bozucu	detractive adj.
16	General	bozucu	spoiling adj.
17	General	bozucu	disturbing adj.
18	General	bozucu	denaturalizing adj.
19	General	bozucu	cataclasmic adj.
20	General	bozucu	blighting adj.
21	General	bozucu	dissolving adj.
22	General	bozucu	contamitive adj.
Technical
23	Technical	bozucu	distortionary adj.
Telecom
24	Telecom	bozucu	disruption n.
Linguistics
25	Linguistics	bozucu	bleeding adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bozucu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 250 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sinir bozucu	infuriating adj.
Isn't it infuriating? Bu sinir bozucu değil mi? More Sentences
2	General	sinir bozucu	frustrating adj.
I found it fascinating, but also frustrating. Bunu büyüleyici ama aynı zamanda sinir bozucu buldum. More Sentences
3	General	moral bozucu	depressing adj.
It would be depressing to do that by yourself. Bunu kendi başına yapmak moral bozucu olurdu. More Sentences
4	General	sinir bozucu	annoying adj.
That sound is annoying. O ses sinir bozucu. More Sentences
5	General	sinir bozucu	unnerving adj.
The increase in incidents of terrorism is really unnerving. Terör olaylarındaki artış gerçekten sinir bozucu. More Sentences
6	General	sinir bozucu	irritating adj.
Tom is one of the most irritating people I've ever met. Tom tanıdığım en sinir bozucu insanlardan biri. More Sentences
7	General	moral bozucu	frustrating adj.
It was a frustrating ordeal. Moral bozucu bir çileydi. More Sentences
8	General	moral bozucu	dispiriting adj.
The situation in Iraq is a dispiriting one, to say the least. Irak'taki durum en hafif tabirle moral bozucu. More Sentences
9	General	sinir bozucu	nerve-wracking adj.
It was a nerve-wracking experience. Sinir bozucu bir deneyimdi. More Sentences
10	General	sinir bozucu	maddening adj.
The maddening sound of construction kept her awake at night. İnşaatın sinir bozucu sesi yüzünden gece uyuyamadı. More Sentences
11	General	sinir bozucu	grating adj.
That music is grating on my nerves. Bu müzik sinirimi bozuyor. More Sentences
12	General	sinir bozucu	ill-tempered adj.
The negotiations turned into an ill-tempered exchange. Müzakereler sinir bozucu bir atışmaya dönüştü. More Sentences
13	General	sinir bozucu	irksome adj.
The constant buzzing of mosquitoes was highly irksome. Sivrisineklerin sürekli vızıldaması oldukça sinir bozucuydu. More Sentences
Trade/Economic
14	Trade/Economic	istikrarı bozucu	destabilising adj.
Mugabe's regime is a destabilising factor in central Africa and his human rights record is of international concern. Mugabe rejimi Orta Afrika'da istikrarı bozan bir faktördür ve insan hakları sicili uluslararası endişe kaynağıdır. More Sentences
Law
15	Law	düzeni bozucu	disorderly adj.
I was suspended from school for disorderly conduct. Düzenin bozucu davranış nedeniyle okuldan uzaklaştırıldım. More Sentences
Slang
16	Slang	moral bozucu	downer n.
This is a downer. Bu çok moral bozucu. More Sentences
General
17	General	sinir bozucu tip	blighter n.
18	General	bozucu toplama	destructive addition n.
19	General	bozucu mercek	distorting lens n.
20	General	bozucu kimse	distorter n.
21	General	geriye dönük bozucu tesir	retroactive interference n.
22	General	bozucu okuma	destructive readout n.
23	General	grev bozucu	rat n.
24	General	bozucu etki	aliasing n.
25	General	sinir bozucu ufak bir şey	pinprick n.
26	General	bozucu okuma	destructive reading n.
27	General	bozucu olmama	nondestructiveness n.
28	General	bozucu olmayan okuma	nondestructive read n.
29	General	sinir bozucu tip	stinker n.
30	General	grev bozucu	strikebreaker n.
31	General	bozucu gürültü	ambient noise n.
32	General	bozucu etken	canker n.
33	General	sinir bozucu alışkanlık	annoying habit n.
34	General	iğneleyerek konuşan sinir bozucu kimse	needler n.
35	General	sinir bozucu kimse veya şey	nettler n.
36	General	sinir bozucu kimse	varment n.
37	General	sinir bozucu kimse	varmint n.
38	General	sinir bozucu şey	black eye n.
39	General	sinir bozucu şey	bogey n.
40	General	sinir bozucu şey	bogy n.
41	General	sinir bozucu şey	bogie n.
42	General	huzur bozucu davranış	riotry n.
43	General	bozucu etken	corrupter n.
44	General	bozucu etken	corruptor n.
45	General	moral bozucu durum	doghouse n.
46	General	moral bozucu etken	down n.
47	General	piyasa bozucu eylemleri ile bilinen kimse	pirate n.
48	General	ani ve moral bozucu darbe	dash [obsolete] n.
49	General	sinir bozucu kimse	poke n.
50	General	huzur bozucu kimse	subversive n.
51	General	sinir bozucu laf	shot n.
52	General	renk bozucu madde uygulamak	smirch v.
53	General	sinir bozucu	pesky adj.
54	General	moral bozucu	demoralising adj.
55	General	huzur bozucu	disturbing adj.
56	General	ara bozucu	divisive adj.
57	General	moralini bozucu	demoralizing adj.
58	General	ara bozucu	factious adj.
59	General	moral bozucu	disappointing adj.
60	General	sinir bozucu	itching adj.
61	General	huzur bozucu	subversive adj.
62	General	asap bozucu	harrowing adj.
63	General	bozucu olmayan	nondestructive adj.
64	General	moral bozucu	enervating adj.
65	General	denge bozucu	destabilising adj.
66	General	sinir bozucu	nerve-racking adj.
67	General	moral bozucu	disheartening adj.
68	General	denge bozucu	destabilizing adj.
69	General	moral bozucu	demoralizing adj.
70	General	bozucu olmayan	non-destructive adj.
71	General	moralini bozucu	demoralising adj.
72	General	uyum bozucu	maladaptive adj.
73	General	sinir bozucu	teasing adj.
74	General	sinir bozucu	thwarting adj.
75	General	asap bozucu	thwarting adj.
76	General	sinir bozucu	annoyful [obsolete] adj.
77	General	sinir bozucu	annoyous [obsolete] adj.
78	General	moral bozucu	unencouraging adj.
79	General	moral bozucu	enervating adj.
80	General	ara bozucu	factional adj.
81	General	huzur bozucu	eversive adj.
82	General	anlam bozucu kelimeler içeren	weasel-worded adj.
83	General	kınanacak derecede sinir bozucu	blessed adj.
84	General	huzur bozucu	hard-edged adj.
85	General	huzur bozucu	riotous adj.
86	General	moral bozucu	chill adj.
87	General	moral bozucu	depressant adj.
88	General	sinir bozucu	gut-churning adj.
89	General	moral bozucu	off adj.
90	General	sinir bozucu	deviling adj.
91	General	sinir bozucu	cussed adj.
92	General	asap bozucu	cussed adj.
93	General	sinir bozucu	irritatory adj.
94	General	sinir bozucu	plaguey adj.
95	General	sinir bozucu şekilde yavaş	pokey adj.
96	General	sinir bozucu şekilde yavaş	poky adj.
97	General	sinir bozucu	provoking adj.
98	General	(ses) sinir bozucu	squawky adj.
99	General	moral bozucu	sullen adj.
100	General	ara bozucu olarak	divisively adv.
101	General	bozucu bir şekilde	corruptively adv.
102	General	moral bozucu bir şekilde	demoralizingly adv.
103	General	sinir bozucu bir biçimde	raspily adv.
104	General	sinir bozucu bir halde	aggravatingly adv.
105	General	huzur bozucu bir şekilde	subversively adv.
106	General	sinir bozucu bir biçimde	frustratingly adv.
107	General	sinir bozucu bir şekilde	anticlimactically adv.
108	General	sinir bozucu bir şekilde	irritatingly adv.
109	General	huzur bozucu bir şekilde	riotously adv.
110	General	bozucu bir şekilde	detractively adv.
111	General	bozucu bir şekilde	disruptively adv.
112	General	bozucu bir şekilde	shatteringly adv.
113	General	huzur bozucu bir şekilde	ariot adv.
114	General	moral bozucu bir şekilde	demoralizingly [us] adv.
115	General	moral bozucu bir şekilde	demoralisingly [uk] adv.
116	General	sinir bozucu ölçüde	plaguey adv.
117	General	sinir bozucu ölçüde	plaguy adv.
Colloquial
118	Colloquial	sinir bozucu şey	the limit [obsolete] n.
119	Colloquial	sinir bozucu kişi	(a) drag n.
120	Colloquial	sinir bozucu	dipwad n.
121	Colloquial	sinir bozucu iş	gig n.
122	Colloquial	sinir bozucu kimse	hairball n.
123	Colloquial	sinir bozucu kimse	jack n.
124	Colloquial	sinir bozucu kimse	wiener [us/uk] n.
125	Colloquial	sinir bozucu bunak/ihtiyar	an old bat [uk] n.
126	Colloquial	sinir bozucu kimse/şey	the son of a gun [us] n.
127	Colloquial	sinir bozucu kimse/şey	a son of a gun [us] n.
128	Colloquial	(birinin/bir şeyin) sinir bozucu/rahatsız edici tarafı	the trouble with (someone or something) n.
129	Colloquial	sinir bozucu biri/bir şey olmak	be the (absolute) limit [old-fashioned] v.
130	Colloquial	çok sinir bozucu olmak	be the end [uk] v.
131	Colloquial	(biri için) sinir bozucu olmak	be too much (for somebody) v.
132	Colloquial	huzur bozucu şekilde davranmak	hell v.
133	Colloquial	sinir bozucu olmak	bite v.
134	Colloquial	aşırı derecede sinir bozucu	intolerable adj.
135	Colloquial	artık sinir bozucu hale geldi	now it's just annoying expr.
136	Colloquial	sinir bozucu	on (one's) nerves expr.
137	Colloquial	birinin sinirini bozucu	on someone's nerves expr.
138	Colloquial	çok sinir bozucu değil mi?	dyjhi (don't you just hate it) expr.
139	Colloquial	bence (bir şey) eksikliğin çok sinir bozucu	I find your lack of (something) disturbing expr.
Idioms
140	Idioms	sinir bozucu bir an	a bad quarter of an hour [old-fashioned] n.
141	Idioms	moral bozucu düşünce/fikir	a sobering thought n.
142	Idioms	sinir bozucu şey	something sticks in one's craw n.
143	Idioms	sinir/moral bozucu olay	a kick in the pants n.
144	Idioms	sinir/moral bozucu terslik	kick in the rear n.
145	Idioms	sinir/moral bozucu terslik	kick in the seat of the pants n.
146	Idioms	huzur bozucu şey	a burr under (one's) saddle n.
147	Idioms	huzur bozucu şey	a burr under your saddle [us] n.
148	Idioms	huzur bozucu şey	a burr in your saddle [us] n.
149	Idioms	sinir bozucu bir durum	a fine how do you do n.
150	Idioms	sinir bozucu kimse/şey	a pain in the neck [us] n.
151	Idioms	sinir bozucu kimse	a thorn in your side n.
152	Idioms	sinir bozucu kimse	a thorn in the side n.
153	Idioms	huzur bozucu şey	a burr under your saddle n.
154	Idioms	huzur bozucu şey	a burr in your saddle n.
155	Idioms	sinir bozucu şey	flea in the ear n.
156	Idioms	sinir bozucu olmak	ruffle a few feathers n.
157	Idioms	can sıkıcı/sinir bozucu bir şey yapmak	ruffle a few feathers n.
158	Idioms	huzur bozucu şey	a burr in (one's) saddle v.
159	Idioms	sinir bozucu bir ses çıkartmak	grate on v.
160	Idioms	sinir/moral bozucu olmak	kick in the rear v.
161	Idioms	sinir bozucu olmak	be (strictly) for the birds v.
162	Idioms	çok sinir bozucu olmak	be the end [uk] v.
163	Idioms	sinir bozucu olmak	ruffle some feathers v.
164	Idioms	can sıkıcı/sinir bozucu bir şey yapmak	ruffle some feathers v.
165	Idioms	sinir bozucu	under one's skin expr.
166	Idioms	sinir bozucu	under the skin expr.
167	Idioms	sinir bozucu	on nerves expr.
Trade/Economic
168	Trade/Economic	istikrar bozucu spekülasyon	destabilizing speculation n.
169	Trade/Economic	piyasa bozucu eylemler	market abuse n.
170	Trade/Economic	piyasa bozucu fiiller	market abuse n.
171	Trade/Economic	piyasa bozucu eylemler direktifi	market abuse directive n.
172	Trade/Economic	piyasa bozucu eylem	predatory practice n.
173	Trade/Economic	tarifelerin bozucu etkileri altındaki ekonomi	tariff-distorted economy n.
174	Trade/Economic	istikrar bozucu	destabilising adj.
175	Trade/Economic	istikrar bozucu	destabilizing adj.
Law
176	Law	ara bozucu kimse	alienator n.
177	Law	bozucu şart	dissolving condition n.
178	Law	bozucu şart	condition subsequent n.
Technical
179	Technical	atmosferdeki ozonun bozucu etkileri	deleterious effects of atmospheric ozone n.
180	Technical	ağ bozucu	network modifier n.
181	Technical	bozucu gürültü	ambient noise n.
182	Technical	bozucu okuma	destructive read n.
183	Technical	bozucu büyüklük (reglaj sistemlerinde)	disturbance variable n.
184	Technical	bozucu etkileri zayıflatma transformatörü	perturbation attenuation transformer n.
185	Technical	bozucu büyüklük (reglaj sistemlerinde)	disturbance n.
186	Technical	toprağın bozucu etkisi	ground clutter n.
187	Technical	vakum bozucu	vacuum breaker n.
188	Technical	yüksek sıcaklığın bozucu etkileri	deteriorative effects of high temperature n.
Computer
189	Computer	bozucu toplama	destructive addition n.
190	Computer	bozucu okuma	destructive reading n.
191	Computer	bozucu okuma	destructive readout n.
192	Computer	e-posta hesabına sinir bozucu, uygunsuz postaların gelmesini engellemek için kullanılan filtre	bozo filter n.
Telecom
193	Telecom	bozucu girişim	harmful interference n.
194	Telecom	bozucu girişim	disturbing interference n.
Electric
195	Electric	bozucu mercek	distorting lens n.
196	Electric	bozucu gerilim	disruptive tension n.
197	Electric	sinyal bozucu	signal jammer n.
198	Electric	sinyal bozucu	jammer n.
199	Electric	sinyal bozucu	signal inhibitor n.
200	Electric	toprağın bozucu etkisi	ground clutter n.
Construction
201	Construction	bozucu olmayan deney	nondestructive test n.
Lighting
202	Lighting	bozucu kamaşma	disability glare n.
Automotive
203	Automotive	sinyal bozucu	jammer n.
Medical
204	Medical	saflığı bozucu madde	adulterator n.
205	Medical	hormon bozucu maddeler	hormone-disrupting substances n.
206	Medical	saflığı bozucu madde	adulterant n.
Statistics
207	Statistics	bozucu değişken	detrimental variable n.
Astronomy
208	Astronomy	bozucu cisim	perturbing body n.
Botanic
209	Botanic	tohumları saflık bozucu madde olarak kahveye karıştırılan çok yapraklı kötü kokulu bitki	coffee senna n.
210	Botanic	tohumları saflık bozucu madde olarak kahveye karıştırılan çok yapraklı kötü kokulu bitki	mogdad coffee n.
211	Botanic	tohumları saflık bozucu madde olarak kahveye karıştırılan çok yapraklı kötü kokulu bitki	stinking weed n.
212	Botanic	tohumları saflık bozucu madde olarak kahveye karıştırılan çok yapraklı kötü kokulu bitki	styptic weed n.
Social Sciences
213	Social Sciences	cinsiyet bozucu	gender non-conforming adj.
Linguistics
214	Linguistics	anlam bozucu kelime	weasel word n.
215	Linguistics	bozucu kural sıralaması	bleeding order n.
216	Linguistics	bozucu kural	bleeding rule n.
Environment
217	Environment	yaş sıcaklığın olumsuz/bozucu etkisi	deteriorative effect of damp heat n.
Military
218	Military	bozucu taarruz	spoiling attack n.
Archaic
219	Archaic	bozucu etken	corruption n.
Slang
220	Slang	sinir bozucu şey	real bitch n.
221	Slang	sinir bozucu, iğrenç kimse	chode n.
222	Slang	sinir bozucu ve rahatsız edici insan	doryphore n.
223	Slang	sinir bozucu kimse	jamoke n.
224	Slang	sinir bozucu kimse	pishmire n.
225	Slang	kavgacı ve sinir bozucu tip	junior n.
226	Slang	(sinir bozucu kimse) fıtık	blister n.
227	Slang	(sinir bozucu kimse) gıcık	blister n.
228	Slang	sinir bozucu zorluk	hang-up n.
229	Slang	moral bozucu	downie n.
230	Slang	sinir bozucu kimse	butthole n.
231	Slang	sinir bozucu kimse, şey durum	pain in the hole [ireland] n.
232	Slang	sinir bozucu	pain-in-the-arse [uk] n.
233	Slang	sinir bozucu	pain-in-the-ass [us] n.
234	Slang	sinir bozucu	pain-in-the-butt n.
235	Slang	sinir bozucu	pain-in-the-neck n.
236	Slang	sinir bozucu	pain-in-the-rear n.
237	Slang	sinir bozucu kimse	pimple n.
238	Slang	(denizci argosunda) moral bozucu durum	dog house n.
239	Slang	kafayı yedirtecek derecede sinir bozucu kimse	slaphead [uk] n.
240	Slang	sinir bozucu durum	hairy situation v.
241	Slang	(bir şeyle) ilgili sinir bozucu bir şekilde konuşmak	bang away at (someone) [uk] v.
242	Slang	sinir bozucu bir kimse/durum olmak	be a pain in the neck v.
243	Slang	(biraz) sinir bozucu/gergin bir hal almak	get a little hairy v.
244	Slang	(biraz) sinir bozucu/gergin bir hal almak	get a bit hairy v.
245	Slang	sinir bozucu	makulit adj.
246	Slang	moral bozucu	sad-ass adj.
247	Slang	bu çok moral bozucu	that's a pisser expr.
248	Slang	durum sinir bozucu bir hal alıyor	things are getting hairy expr.
Modern Slang
249	Modern Slang	sinir bozucu kimse	a pill n.
250	Modern Slang	sinir bozucu	aggravational adj.