|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
başarı |
achievement n.
|
|
Certainly, that has been one of the achievements of the Fiscalis programme.
Fiscalis programının başarılarından biri de kesinlikle bu olmuştur.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
başarı |
success n.
|
|
I wish the presidency and Belgium every success.
Başkanlığa ve Belçika'ya başarılar diliyorum.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
başarı |
accomplishment n.
|
|
I have a few more accomplishments I'd like to tick off before I turn 40.
Kırk yaşıma gelmeden önce tamamlamak istediğim birkaç başarım daha var.
More Sentences
|
4 |
General |
başarı |
hit n.
|
|
His last play was a big hit.
Onun son oyunu büyük bir başarıydı.
More Sentences
|
5 |
General |
başarı |
feat n.
|
|
His wife was here, which was a feat in itself, but the man around whom everything revolved was absent.
Karısı buradaydı, bu başlı başına bir başarıydı, ama her şeyin etrafında döndüğü adam yoktu.
More Sentences
|
6 |
General |
başarı |
deed n.
|
|
This deed became one of the most emblematic milestones of the Revolution.
Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.
More Sentences
|
7 |
General |
başarı |
speed n.
|
|
We wish you good speed in the marathon that you are running on our behalf.
Bizim adımıza koştuğunuz maratonda size başarılar diliyoruz.
More Sentences
|
8 |
General |
başarı |
attainment n.
|
|
He had scientific attainments, but he didn't even know it.
Bilimsel başarıları var ama bunun farkında bile değil.
More Sentences
|
9 |
General |
başarı |
success n.
|
|
This revision builds on this success.
Bu revizyon bu başarının üzerine inşa edilmiştir.
More Sentences
|
10 |
General |
başarı |
achievement n.
|
|
The media screen of achievements that you have put up does not hide the very serious questions appearing on the horizon.
Ortaya koyduğunuz başarıların medya ekranı, ufukta beliren çok ciddi soruları gizlemiyor.
More Sentences
|
11 |
General |
başarı |
luck n.
|
|
I believe we must wish the Danish Presidency luck in its task since this is a very important moment.
Bu çok önemli bir an olduğu için Danimarka Dönem Başkanlığına görevinde başarılar dilememiz gerektiğine inanıyorum.
More Sentences
|
12 |
General |
başarı |
hit n.
|
|
Their concert was a big hit.
Onların konseri büyük bir başarıydı.
More Sentences
|
13 |
General |
başarı |
strength n.
|
|
The main strength of the software is that it's pretty easy to use interface.
Yazılımın esas başarısı, kullanımı bir hayli kolay olan arayüzü olmuştur.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
14 |
Trade/Economic |
başarı |
achievement n.
|
|
Be that as it may, the merits of this Belgian Presidency will be largely judged by its internal achievements.
Her ne olursa olsun, Belçika'nın bu dönem başkanlığının değeri büyük ölçüde kendi iç başarılarıyla değerlendirilecektir.
More Sentences
|
15 |
Trade/Economic |
başarı |
success n.
|
|
The success of these two autonomous regions will benefit China, but would also be important for Europe.
Bu iki özerk bölgenin başarısı Çin'in yararına olacaktır, ancak Avrupa için de önemli olacaktır.
More Sentences
|
Linguistics |
|
16 |
Linguistics |
başarı |
achievement n.
|
|
We are also working on common indicators which would allow us to measure the achievements of Member States.
Üye Devletlerin başarılarını ölçmemizi sağlayacak ortak göstergeler üzerinde de çalışıyoruz.
More Sentences
|
General |
|
17 |
General |
başarı |
triumph n.
|
|
18 |
General |
başarı |
smash n.
|
|
19 |
General |
başarı |
achieving n.
|
|
20 |
General |
başarı |
victory n.
|
|
|
21 |
General |
başarı |
go n.
|
|
22 |
General |
başarı |
joy n.
|
|
23 |
General |
başarı |
stroke n.
|
|
24 |
General |
başarı |
click n.
|
|
25 |
General |
başarı |
win n.
|
|
26 |
General |
başarı |
effort n.
|
|
27 |
General |
başarı |
show n.
|
|
28 |
General |
başarı |
succeeding n.
|
|
29 |
General |
başarı |
prosperity n.
|
|
30 |
General |
başarı |
diplomacy n.
|
|
31 |
General |
başarı |
progress n.
|
|
32 |
General |
başarı |
achievance n.
|
|
33 |
General |
başarı |
acquirement n.
|
|
34 |
General |
başarı |
acquiry n.
|
|
35 |
General |
başarı |
acquisition n.
|
|
36 |
General |
başarı |
adeption n.
|
|
37 |
General |
başarı |
thedom [obsolete] n.
|
|
38 |
General |
başarı |
a feather in the cap n.
|
|
39 |
General |
başarı |
effort n.
|
|
40 |
General |
başarı |
gangbuster n.
|
|
|
41 |
General |
başarı |
glory n.
|
|
42 |
General |
başarı |
godspeed n.
|
|
43 |
General |
başarı |
prang n.
|
|
44 |
General |
başarı |
secundation n.
|
|
45 |
General |
başarı |
fortune n.
|
|
46 |
General |
başarı |
prevailment [obsolete] n.
|
|
Colloquial |
|
47 |
Colloquial |
başarı |
the american dream n.
|
|
48 |
Colloquial |
başarı |
any luck expr.
|
|
Idioms |
|
49 |
Idioms |
başarı |
high cotton n.
|
|
Trade/Economic |
|
50 |
Trade/Economic |
başarı |
achievance n.
|
|
51 |
Trade/Economic |
başarı |
prosperity n.
|
|
52 |
Trade/Economic |
başarı |
performance n.
|
|
Linguistics |
|
53 |
Linguistics |
başarı |
achievance n.
|
|
Archaic |
|
54 |
Archaic |
başarı |
felicity n.
|
|
55 |
Archaic |
başarı |
perfection n.
|
|
|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
büyük başarı |
great success n.
|
|
In this spirit, I wish you and all of us great success for the next six months in this European Union in which we share.
Bu ruhla, paylaştığımız bu Avrupa Birliği'nde önümüzdeki altı ay için size ve hepimize büyük başarılar diliyorum.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
akademik başarı |
academic achievement n.
|
|
His academic achievements are impressive.
Onun akademik başarıları etkileyicidir.
More Sentences
|
3 |
General |
başarı şansı |
prospects n.
|
|
I'm more optimistic about our prospects now.
Şimdi başarı şanslarımız hakkında daha iyimser değilim.
More Sentences
|
4 |
General |
başarı öyküsü |
success story n.
|
|
The agency is indeed a success story.
Ajans gerçekten de bir başarı öyküsüdür.
More Sentences
|
5 |
General |
başarı oranı |
success rate n.
|
|
My algorithm has a 99% success rate.
Algoritmamın %99 başarı oranı var.
More Sentences
|
6 |
General |
başarı hikayesi |
success story n.
|
|
There was an agreement, and we all agree that we have a success story here.
Bir mutabakat vardı ve hepimiz burada bir başarı hikayemiz olduğu konusunda hemfikiriz.
More Sentences
|
7 |
General |
başarı şansı |
chance of success n.
|
|
This plan had little chance of success.
Bu planın başarı şansı çok azdı.
More Sentences
|
8 |
General |
ekonomik başarı |
economic success n.
|
|
The World Trade Organisation is a tremendous economic success story.
Dünya Ticaret Örgütü muazzam bir ekonomik başarı öyküsüdür.
More Sentences
|
9 |
General |
gerçek başarı |
real success n.
|
|
How much real success is there in changing things?
Bir şeyleri değiştirmede ne kadar gerçek başarı var?
More Sentences
|
10 |
General |
üstün başarı |
distinction n.
|
|
She graduated from medical school with distinction.
Tıp fakültesini üstün başarı ile bitirmiştir.
More Sentences
|
11 |
General |
önemli başarı |
biggie n.
|
|
The new blockbuster movie became a biggie at the box office.
Çok ses getiren yeni film gişede önemli bir başarı elde etmiştir.
More Sentences
|
12 |
General |
başarı elde etmek |
accomplish v.
|
|
We didn't accomplish much.
Fazla bir başarı elde edemedik.
More Sentences
|
13 |
General |
başarı elde etmek |
achieve v.
|
|
I therefore hope that the Danish Presidency can instead achieve some success in this area.
Bu nedenle Danimarka Dönem Başkanlığı'nın bu alanda bir başarı elde edebileceğini umuyorum.
More Sentences
|
14 |
General |
başarı elde etmek |
achieve success v.
|
|
We have achieved successes in combating trafficking in human beings, which is a modern form of slavery.
Köleliğin modern bir biçimi olan insan ticareti ile mücadelede başarılar elde ettik.
More Sentences
|
15 |
General |
başarı göstermek |
excel v.
|
|
Though Newton did not excel in school, he did earn the opportunity to attend Trinity College Cambridge where he wanted to study law.
Newton okulda başarı göstermemesine rağmen hukuk okumak istediği Trinity College Cambridge'e katılma fırsatını kazandı.
More Sentences
|
Colloquial |
|
16 |
Colloquial |
büyük bir başarı |
a great success n.
|
|
The prohibition of the use of carcinogenic substances in cosmetics in the future is a great success for this Parliament.
Gelecekte kozmetiklerde kanserojen maddelerin kullanımının yasaklanması bu Parlamento için büyük bir başarıdır.
More Sentences
|
Idioms |
|
17 |
Idioms |
başarı kazanmak |
make the grade v.
|
|
We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
Hayatta başarı kazanmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.
More Sentences
|
General |
|
18 |
General |
iş başarı belgesi |
recommendation n.
|
|
19 |
General |
kolay kazanılan başarı |
walkover n.
|
|
20 |
General |
parlak başarı |
eclat n.
|
|
21 |
General |
başarı belgesi |
certificate of achievement n.
|
|
22 |
General |
başarı ihtiyacı |
achievement need n.
|
|
23 |
General |
işletmelerde başarı |
success in business n.
|
|
24 |
General |
beklenenden daha az başarı gösteren |
underachieving n.
|
|
25 |
General |
bir işi başarı ile yapmanın yolları |
ways and means n.
|
|
|
26 |
General |
beklenmedik başarı |
fluke n.
|
|
27 |
General |
başarı notu |
final grade n.
|
|
28 |
General |
popüler kültürde başarı |
success in popular culture n.
|
|
29 |
General |
övünülecek başarı |
a feather in one's cap n.
|
|
30 |
General |
kolay kazanılmış başarı |
walkaway n.
|
|
31 |
General |
başarı ihtimali az bir işe girişme |
wildcatting n.
|
|
32 |
General |
parlak başarı |
triumph n.
|
|
33 |
General |
üstün başarı |
exploit n.
|
|
34 |
General |
iş hayatında hiç başarı gösteremeyen kimse |
failure n.
|
|
35 |
General |
kesin başarı |
masterstroke n.
|
|
36 |
General |
başarı güdüsü |
achievement motivation n.
|
|
37 |
General |
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş |
a long shot n.
|
|
38 |
General |
beklenmedik başarı |
strike n.
|
|
39 |
General |
işletmede başarı |
success in business n.
|
|
40 |
General |
beklenilenden daha az başarı gösterme |
underachieving n.
|
|
41 |
General |
boş başarı |
hollow victory n.
|
|
42 |
General |
üstün başarı |
eclat n.
|
|
43 |
General |
büyük başarı |
blockbuster n.
|
|
44 |
General |
gelecekte yararı dokunacak bir başarı |
a feather in your cap n.
|
|
45 |
General |
çocuklarda başarı |
success in children n.
|
|
46 |
General |
parlak başarı |
brilliant achievement n.
|
|
47 |
General |
üstün başarı |
wonderwork n.
|
|
48 |
General |
başarı kazanamayan kimse veya şey |
failure n.
|
|
49 |
General |
başarı güdülemesi |
achievement motivation n.
|
|
50 |
General |
büyük bir başarı |
a howling success n.
|
|
51 |
General |
başarı ihtiyacı |
the need of success n.
|
|
52 |
General |
meslekte başarı kazanma |
career n.
|
|
53 |
General |
büyük kayıplarla kazanılan başarı |
pyrrhic victory n.
|
|
54 |
General |
başarı şansı |
a fair chance n.
|
|
55 |
General |
başarı şansı |
a fighting chance n.
|
|
56 |
General |
başarı düzeyi |
success level n.
|
|
57 |
General |
büyük bir başarı |
big time n.
|
|
58 |
General |
yetersiz başarı |
underachievement n.
|
|
59 |
General |
üstün başarı |
overachievement n.
|
|
60 |
General |
eksik başarı |
underachievement n.
|
|
61 |
General |
yüksek başarı |
overachievement n.
|
|
62 |
General |
iş hayatında başarı |
success in business life n.
|
|
63 |
General |
başarı ölçüsü |
success criterion n.
|
|
64 |
General |
arkası gelmeyen başarı |
flash in the pan n.
|
|
65 |
General |
beceri ile elde edilen başarı |
tour de force n.
|
|
66 |
General |
başarı grafiği |
success rate n.
|
|
67 |
General |
başarı sıralaması |
success rating n.
|
|
68 |
General |
düşük başarı |
underachievement n.
|
|
69 |
General |
askeri başarı |
military success n.
|
|
70 |
General |
artan başarı |
increasing success n.
|
|
71 |
General |
başarı puanı |
success grade n.
|
|
72 |
General |
başarı puanı |
success rate n.
|
|
73 |
General |
başarı puanı |
success point n.
|
|
74 |
General |
başarı göstergesi |
success indicator n.
|
|
75 |
General |
başarı göstergesi |
success sign n.
|
|
76 |
General |
başarı kriterleri |
success criteria n.
|
|
77 |
General |
başarı ortalaması |
success average n.
|
|
78 |
General |
olağanüstü başarı |
exploit n.
|
|
79 |
General |
en üstün başarı düzeyi |
high-water mark n.
|
|
80 |
General |
başarı kaygısı |
success anxiety n.
|
|
81 |
General |
beklenmedik başarı gösteren yarış atı |
dark horse n.
|
|
82 |
General |
beklenmedik başarı gösteren politikacı |
dark horse n.
|
|
83 |
General |
beklenmedik başarı gösteren kişi |
dark horse n.
|
|
84 |
General |
olağanüstü başarı |
extraordinary success n.
|
|
85 |
General |
üstün başarı |
outstanding success n.
|
|
86 |
General |
büyük başarı |
conspicuous success n.
|
|
87 |
General |
büyük başarı |
considerable success n.
|
|
88 |
General |
büyük başarı |
tremendous success n.
|
|
89 |
General |
büyük başarı |
notable success n.
|
|
90 |
General |
büyük başarı |
phenomenal success n.
|
|
91 |
General |
büyük başarı |
spectacular success n.
|
|
92 |
General |
büyük başarı |
overwhelming success n.
|
|
93 |
General |
görülmemiş başarı |
unprecedented success n.
|
|
94 |
General |
büyük başarı |
remarkable success n.
|
|
95 |
General |
büyük başarı |
enormous success n.
|
|
96 |
General |
başarı ölçütleri |
success criteria n.
|
|
97 |
General |
başarı beklentisi |
success expectancy n.
|
|
98 |
General |
parlak başarı |
brilliant success n.
|
|
99 |
General |
parlak başarı |
crowning achievement n.
|
|
100 |
General |
başarı testi |
achievement test n.
|
|
101 |
General |
tarihi başarı |
a historic success n.
|
|
102 |
General |
tarihi bir başarı |
a historic success n.
|
|
103 |
General |
büyük başarı |
ultimate success n.
|
|
104 |
General |
başarı bursu |
success scholarship n.
|
|
105 |
General |
başarı bursu |
achievement grant n.
|
|
106 |
General |
başarı performansı |
performance of success n.
|
|
107 |
General |
başarı öyküleri |
success stories n.
|
|
108 |
General |
başarı hikayeleri |
success stories n.
|
|
109 |
General |
başarı duygusu |
sense of achievement n.
|
|
110 |
General |
aldatıcı/yanıltıcı başarı duygusu |
false sense of success n.
|
|
111 |
General |
başarı madalyaları |
merit badges n.
|
|
112 |
General |
başarı şansı |
likelihood of success n.
|
|
113 |
General |
yaşam boyu başarı ödülü |
lifetime achievement award n.
|
|
114 |
General |
başarı hedefleri teorisi |
achievement goal theory n.
|
|
115 |
General |
başarı kriteri |
success criterion n.
|
|
116 |
General |
başarı ölçütü |
success criterion n.
|
|
117 |
General |
kolay elde edilen başarı |
cheap victory n.
|
|
118 |
General |
başarı için fırsatlar |
opportunities for achievement n.
|
|
119 |
General |
her başarı |
every success n.
|
|
120 |
General |
üstün başarı belgesi |
certificate of high achievement n.
|
|
121 |
General |
üstün başarı belgesi |
certificate of merit n.
|
|
122 |
General |
üstün başarı belgesi |
certificate of excellence n.
|
|
123 |
General |
başarı sırası |
ranking n.
|
|
124 |
General |
başarı düzeyi |
level of achievement n.
|
|
125 |
General |
başarı izleme ve değerlendirme raporu |
follow-up diary n.
|
|
126 |
General |
nihai başarı |
final accomplishment n.
|
|
127 |
General |
ticari başarı |
commercial success n.
|
|
128 |
General |
kendiyle ilgili bir şeye (başarı/plan) engel olma |
self-sabotage n.
|
|
129 |
General |
etkileyici bir başarı |
feat n.
|
|
130 |
General |
taçlandıran başarı |
capstone n.
|
|
131 |
General |
taçlandıran başarı |
copestone n.
|
|
132 |
General |
mesleki başarı |
career n.
|
|
133 |
General |
taçlandıran son başarı |
capsheaf n.
|
|
134 |
General |
başarı sırası |
rankings n.
|
|
135 |
General |
harikulade başarı |
éclat n.
|
|
136 |
General |
açıkça görülen başarı |
éclat n.
|
|
137 |
General |
başarı göstergesi olmama |
unfavorableness n.
|
|
138 |
General |
başarı göstergesi olmama |
unfavourableness n.
|
|
139 |
General |
başarı aracı |
engine n.
|
|
140 |
General |
başarı araçları |
engine n.
|
|
141 |
General |
ani başarı |
bang n.
|
|
142 |
General |
en yüksek başarı |
best n.
|
|
143 |
General |
başarı elde etme yolu |
making n.
|
|
144 |
General |
dikkate değer başarı |
mastery [obsolete] n.
|
|
145 |
General |
etkileyici başarı |
mastery [obsolete] n.
|
|
146 |
General |
olağanüstü başarı |
whow n.
|
|
147 |
General |
en üstün başarı |
blue ribband n.
|
|
148 |
General |
kişisel başarı |
handiwork n.
|
|
149 |
General |
vasat beceri, başarı veya performans |
mediocrity n.
|
|
150 |
General |
erkek izcilere özel projelerde verilen başarı madalyası |
merit badge n.
|
|
151 |
General |
olağanüstü başarı |
wow n.
|
|
152 |
General |
muhteşem başarı |
wow n.
|
|
153 |
General |
üstün başarı |
wow n.
|
|
154 |
General |
ulaşılabilecek en az başarı |
worst n.
|
|
155 |
General |
büyük başarı |
bomb [uk] n.
|
|
156 |
General |
arka arkaya elde edilen üç başarı |
hat trick n.
|
|
157 |
General |
üst üste elde edilen üç başarı |
hat-trick n.
|
|
158 |
General |
kısa süreliğine popülerlik veya ekonomik başarı kazanan kimse |
boomer n.
|
|
159 |
General |
başarı aracı |
bootstrap n.
|
|
160 |
General |
çok hızlı başarı elde eden kimse |
highflier n.
|
|
161 |
General |
çok hızlı başarı elde eden kimse |
high-flier n.
|
|
162 |
General |
nadir başarı |
hole in one n.
|
|
163 |
General |
dikkate değer başarı |
hole in one n.
|
|
164 |
General |
nadir başarı |
hole-in-one n.
|
|
165 |
General |
dikkate değer başarı |
hole-in-one n.
|
|
166 |
General |
etkileyici başarı |
home run n.
|
|
167 |
General |
üstün başarı |
home run n.
|
|
168 |
General |
üstün başarı ödülü |
honor n.
|
|
169 |
General |
camp fire organizasyonunda gençlere verilen başarı ödülü |
honor n.
|
|
170 |
General |
üstün başarı ödülü |
honour n.
|
|
171 |
General |
camp fire organizasyonunda gençlere verilen başarı ödülü |
honour n.
|
|
172 |
General |
başarı getiren yetenek |
mojo n.
|
|
173 |
General |
büyük başarı |
revelation n.
|
|
174 |
General |
başarı şansı |
look-in n.
|
|
175 |
General |
(genellikle e-posta ile gönderilen) uydurmasyon başarı hikayeleri |
glurge n.
|
|
176 |
General |
başarı ihtimali bulunan eylem veya yöntemlere dört elle sarılma |
desperation n.
|
|
177 |
General |
başarı hikayesi |
geste n.
|
|
178 |
General |
imtiyaz sağlayan faaliyet veya başarı |
grace n.
|
|
179 |
General |
dikkat çekici başarı |
hit n.
|
|
180 |
General |
unutulmaz başarı |
one for the book n.
|
|
181 |
General |
sosyal başarı |
complement [obsolete] n.
|
|
182 |
General |
başarı, zenginlik, nüfuz gibi özellikler ile öne çıkan üçgenimsi bölge |
golden triangle n.
|
|
183 |
General |
başarı nişanesi |
bell n.
|
|
184 |
General |
hanedan armalarındaki başarı tasviri |
coat armor [obsolete] n.
|
|
185 |
General |
hanedan armalarındaki başarı amblemi |
coat armor n.
|
|
186 |
General |
başarı seviyesi |
drawer n.
|
|
187 |
General |
başarı ile gelen şöhret |
famousness n.
|
|
188 |
General |
kayda değer başarı |
piece of work n.
|
|
189 |
General |
şans eseri elde edilen başarı |
felicity n.
|
|
190 |
General |
başarı fırsatı |
inning n.
|
|
191 |
General |
başarı şansı |
potluck n.
|
|
192 |
General |
güç ile elde edilen diplomatik başarı |
power play n.
|
|
193 |
General |
temel başarı kaynağı |
core asset n.
|
|
194 |
General |
üstün başarı |
flying colors n.
|
|
195 |
General |
üstün başarı |
flying colours n.
|
|
196 |
General |
(yetenek, başarı bakımından) istatiksel olarak olasılık aralığının dışında kalan kimse |
outlier n.
|
|
197 |
General |
kolay kazanılan başarı |
romp n.
|
|
198 |
General |
(iyilik, başarı veya zarafet sembolü olarak) güller |
roses n.
|
|
199 |
General |
şans eseri gelen başarı |
fortune n.
|
|
200 |
General |
tesadüfi başarı |
fortune n.
|
|
201 |
General |
organik başarı |
bona fide hit
n.
|
|
202 |
General |
eleştirel başarı |
critical success n.
|
|
203 |
General |
finansal başarı |
financial success n.
|
|
204 |
General |
parasal başarı |
financial success n.
|
|
205 |
General |
başarı ödüllü şair |
poet laureate n.
|
|
206 |
General |
bariz başarı şansı |
prospect n.
|
|
207 |
General |
başarı ödülü |
spurs n.
|
|
208 |
General |
sıra dışı başarı |
succès fou n.
|
|
209 |
General |
beklenmedik başarı |
succès fou n.
|
|
210 |
General |
yetenek ile gelen başarı |
succèsdestime n.
|
|
211 |
General |
liyakatli başarı |
succèsdestime n.
|
|
212 |
General |
sıra dışı başarı |
succèsfou n.
|
|
213 |
General |
beklenmedik başarı |
succèsfou n.
|
|
214 |
General |
üstün başarı gösteren kimse |
superachiever n.
|
|
215 |
General |
üstün başarı |
superexcellence n.
|
|
216 |
General |
rahat kazanılan başarı |
romp n.
|
|
217 |
General |
beklenenden daha az başarı göstermek |
underachieve v.
|
|
218 |
General |
ortalamanın üstünde başarı elde etmek |
achieve on average v.
|
|
219 |
General |
başarı kazanmak |
carry v.
|
|
220 |
General |
başarı sağlayamamak |
fall flat v.
|
|
221 |
General |
en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda) |
run away with v.
|
|
222 |
General |
başarı dilemek |
wish somebody good luck v.
|
|
223 |
General |
büyük başarı kazanmak |
make a great success v.
|
|
224 |
General |
başarı kazanmak |
be successful v.
|
|
225 |
General |
büyük başarı kazanmak |
have a great success v.
|
|
226 |
General |
başarı kazanmak |
score v.
|
|
227 |
General |
üstün başarı sağlamak |
make a hit v.
|
|
228 |
General |
başarı getirmek |
bring success v.
|
|
229 |
General |
başarı kazanmak |
arrive v.
|
|
230 |
General |
umulmadık bir anda başarı kazanmak |
hit the jackpot v.
|
|
231 |
General |
başarı ile tamamlamak |
put across v.
|
|
232 |
General |
başarı elde etmek |
succeed v.
|
|
233 |
General |
başarı elde etmek |
overcome v.
|
|
234 |
General |
başarı elde etmek |
win through v.
|
|
235 |
General |
başarı ile sürdürmek |
carry on with success v.
|
|
236 |
General |
başarı kazanmak |
succeed v.
|
|
237 |
General |
başarı kazanmak |
earn success v.
|
|
238 |
General |
başarı göstermek |
hit pay dirt v.
|
|
239 |
General |
başarı göstermek |
hit the jackpot v.
|
|
240 |
General |
başarı dilemek |
wish success (to someone) v.
|
|
241 |
General |
büyük bir başarı kazanmak |
hit the bullseye v.
|
|
242 |
General |
umulmadık bir anda başarı kazanmak |
hit the bullseye v.
|
|
243 |
General |
başarı elde etmek |
gain success v.
|
|
244 |
General |
başarı ile sürdürmek |
carry on successfully v.
|
|
245 |
General |
başarı sağlamak |
notch up success v.
|
|
246 |
General |
başarı sağlamak |
succeed v.
|
|
247 |
General |
başarı sağlamak |
have success v.
|
|
248 |
General |
başarı sağlamak |
achieve success v.
|
|
249 |
General |
başarı sağlamak |
achieve v.
|
|
250 |
General |
büyük başarı kazanmak |
achieve a great success v.
|
|
251 |
General |
başarı kazanmak |
go over v.
|
|
252 |
General |
büyük bir başarı yakalamak |
go from strength to strength v.
|
|
253 |
General |
başarı getirmek |
bring to a successful conclusion v.
|
|
254 |
General |
başarı kaydetmek |
make progress v.
|
|
255 |
General |
başarı elde etmek |
gain accomplishment v.
|
|
256 |
General |
başarı elde etmek |
get accomplishment v.
|
|
257 |
General |
başarı elde etmek |
reach success v.
|
|
258 |
General |
kanıtlanmış bir başarı geçmişi olmak |
have a proven track record of accomplishment v.
|
|
259 |
General |
testten başarı ile geçmek |
pass the test successfully v.
|
|
260 |
General |
testi başarı ile geçmek |
pass the test successfully v.
|
|
261 |
General |
başarı yakalamak |
attain success v.
|
|
262 |
General |
başarı yakalamak |
succeed v.
|
|
263 |
General |
(başarı, süreklilik vb.) tek başına sırtlanmak |
carry v.
|
|
264 |
General |
başarı elde etmek |
notate v.
|
|
265 |
General |
başarı duygusu |
a sense of accomplishment v.
|
|
266 |
General |
düşük başarı göstermek |
underachieve v.
|
|
267 |
General |
eksik başarı göstermek |
underachieve v.
|
|
268 |
General |
başarı veya şeref payesi olarak defne çelengi giydirmek |
laureate v.
|
|
269 |
General |
atletik başarı nedeniyle okul arması kazanmak |
letter v.
|
|
270 |
General |
başarı göstermek |
be successful v.
|
|
271 |
General |
başarı göstermek |
have success v.
|
|
272 |
General |
(birine) başarı dilemek |
drink v.
|
|
273 |
General |
(bir başarı ile) tanınmak |
post v.
|
|
274 |
General |
(birinin yeteneğinden) maddi başarı elde etmek için istifade etmek |
parlay v.
|
|
275 |
General |
askerliği başarı ile tamamlamak |
soldier v.
|
|
276 |
General |
başarı düzeyini aşmak |
outachieve v.
|
|
277 |
General |
ucundan köşesinden başarı elde etmek |
squeeze v.
|
|
278 |
General |
zorlu bir başarı elde etmek |
squeeze out v.
|
|
279 |
General |
başarı (cesaret veya bedensel güç isteyen) |
feat adj.
|
|
280 |
General |
başarı sevinciyle kendinden geçmiş |
drunk with success adj.
|
|
281 |
General |
büyük başarı kazanmış |
triumphant adj.
|
|
282 |
General |
başarı olasılığı olmayan |
unlikely adj.
|
|
283 |
General |
performansta en iyiye bir yakın başarı |
second-best adj.
|
|
284 |
General |
başarı odaklı |
success-oriented adj.
|
|
285 |
General |
kar ve başarı getireceği garantili |
bankable adj.
|
|
286 |
General |
büyük başarı veya fiyasko ile sonuçlanan |
make-or-break adj.
|
|
287 |
General |
(okul) başarı seviyesi düşük |
sink adj.
|
|
288 |
General |
başarı gösteren |
prestige adj.
|
|
289 |
General |
başarı olan |
smash adj.
|
|
290 |
General |
ses getiren (başarı) |
smash adj.
|
|
291 |
General |
başarı ihtimali yüksek olan |
sporting adj.
|
|
292 |
General |
başarı garantili |
surefire adj.
|
|
293 |
General |
kolay kazanılan başarı |
wo (walkover) abrev.
|
|
Phrasals |
|
294 |
Phrasals |
kısa sürede büyük başarı kazanmak |
bomb through (something) v.
|
|
295 |
Phrasals |
kısa sürede büyük başarı kazanmak |
bomb through v.
|
|
296 |
Phrasals |
başarı kazanmak |
make a go of v.
|
|
297 |
Phrasals |
başarı yolunda tırmanmak |
get on v.
|
|
298 |
Phrasals |
coşkuyla atılım yaparak başarı kazanmak |
roar back v.
|
|
299 |
Phrasals |
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
rocket into something v.
|
|
300 |
Phrasals |
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
rocket to something v.
|
|
301 |
Phrasals |
hızlı bir başarı kazandırmak |
vault into (something or some place) v.
|
|
302 |
Phrasals |
kayda değer bir başarı kazanmak |
clock something up v.
|
|
303 |
Phrasals |
başarı/skor kaydetmek |
clock something up v.
|
|
304 |
Phrasals |
bir şeyle ilgili tek seferde çok az başarı sağlamak |
chip away (at) v.
|
|
305 |
Phrasals |
gücünün/kapasitesinin üzerinde başarı sağlamak |
punch above (something) v.
|
|
306 |
Phrasals |
(bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek |
run away with (something) v.
|
|
307 |
Phrasals |
(bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek |
run off with (something) v.
|
|
308 |
Phrasals |
(bir şeyde) başarı elde etmek |
succeed in (something) v.
|
|
Phrases |
|
309 |
Phrases |
büyük başarı |
quite an achievement n.
|
|
310 |
Phrases |
kötü şöhret ile gelen başarı |
succès de scandale n.
|
|
311 |
Phrases |
başarı tesadüf değildir |
no success is coincidence expr.
|
|
312 |
Phrases |
başarı aptal insanları bilge gibi gösterir |
success makes a fool seem wise expr.
|
|
313 |
Phrases |
hiçbir başarı tesadüf değildir |
no success is coincidence expr.
|
|
314 |
Phrases |
hiçbir başarı tesadüfi değildir |
no success is coincidence expr.
|
|
315 |
Phrases |
tam bir başarı |
quite an achievement expr.
|
|
316 |
Phrases |
yorulmadan başarı olmaz |
no sweet without sweat expr.
|
|
317 |
Phrases |
başarı kararlılık ve çabayla elde edilir şans ya da umutla değil |
success depends on your backbone, not your wishbone expr.
|
|
318 |
Phrases |
başarısına başarı kattı |
have never looked back expr.
|
|
319 |
Phrases |
başarısına başarı kattı |
have not looked back expr.
|
|
320 |
Phrases |
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal |
live long and prosper expr.
|
|
Proverb |
|
321 |
Proverb |
başarı başarıyı çeker |
nothing succeeds like success
|
|
322 |
Proverb |
başarı başarıyı getirir |
nothing succeeds like success
|
|
323 |
Proverb |
başarı cesaret gerektirir |
no guts no glory
|
|
324 |
Proverb |
başarı yolu taşlıdır/zorludur |
the cat would eat fish, but would not wet her feet
|
|
325 |
Proverb |
başarı yolu taşlıdır/zorludur |
the cat would eat fish, but would not wet her feet
|
|
326 |
Proverb |
iyi bir başlangıç yarı yarıya başarı demektir |
a good beginning makes a good ending
|
|
327 |
Proverb |
başta hazırlıklı ve odaklı olmak çoğu zaman başarı getirir |
a good beginning makes a good ending
|
|
Colloquial |
|
328 |
Colloquial |
çok büyük başarı |
a roaring success n.
|
|
329 |
Colloquial |
başarı potansiyeli olan kimse |
high-flyer n.
|
|
330 |
Colloquial |
başarı zinciri |
hot streak n.
|
|
331 |
Colloquial |
başarı serisi |
hot streak n.
|
|
332 |
Colloquial |
büyük başarı |
quite a feat n.
|
|
333 |
Colloquial |
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı |
the american dream n.
|
|
334 |
Colloquial |
etkileyici başarı seviyesi |
dizzy heights [uk] n.
|
|
335 |
Colloquial |
büyük bir başarı |
dizzy heights [uk] n.
|
|
336 |
Colloquial |
etkileyici başarı seviyesi |
dizzying heights n.
|
|
337 |
Colloquial |
büyük bir başarı |
dizzying heights n.
|
|
338 |
Colloquial |
en prestijli başarı düzeyi |
big league n.
|
|
339 |
Colloquial |
en büyük rekabet veya başarı alanı |
big leagues n.
|
|
340 |
Colloquial |
yaşlı ve deneyimli birine denk başarı gösteren genç kimse |
wonderkid n.
|
|
341 |
Colloquial |
başarı şansı |
fair shake n.
|
|
342 |
Colloquial |
başarı için gerekenler |
right stuff n.
|
|
343 |
Colloquial |
üstün başarı |
clout n.
|
|
344 |
Colloquial |
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak |
hit big v.
|
|
345 |
Colloquial |
başarı sağlamak |
hit big v.
|
|
346 |
Colloquial |
büyük başarı sağlamak |
hit big v.
|
|
347 |
Colloquial |
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak |
hit it big v.
|
|
348 |
Colloquial |
başarı sağlamak |
hit it big v.
|
|
349 |
Colloquial |
büyük başarı sağlamak |
hit it big v.
|
|
350 |
Colloquial |
başkalarını kullanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak |
be on the make v.
|
|
351 |
Colloquial |
başkalarını sömürerek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak |
be on the make v.
|
|
352 |
Colloquial |
başkalarını istismar ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak |
be on the make v.
|
|
353 |
Colloquial |
başkalarından istifade ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak |
be on the make v.
|
|
354 |
Colloquial |
başkalarından yararlanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak |
be on the make v.
|
|
355 |
Colloquial |
başkalarının zararına da olsa başarı/para/statü peşinde koşmak |
be on the make v.
|
|
356 |
Colloquial |
başkalarının sırtından başarı/para/statü kazanmaya çalışmak |
be on the make v.
|
|
357 |
Colloquial |
başarı kazanmak |
go down big v.
|
|
358 |
Colloquial |
başarı kazanmak |
go over big v.
|
|
359 |
Colloquial |
başarı elde etmek |
get the w v.
|
|
360 |
Colloquial |
çok büyük başarı elde etmek |
make a hit v.
|
|
361 |
Colloquial |
çok büyük başarı elde etmek |
be a hit v.
|
|
362 |
Colloquial |
başarı kazanmak |
take home v.
|
|
363 |
Colloquial |
evine ödül/başarı getirmek |
take home v.
|
|
364 |
Colloquial |
ortalama bir başarı sergilemek |
be doing ok v.
|
|
365 |
Colloquial |
büyük başarı yakalamak |
be riding high v.
|
|
366 |
Colloquial |
olağanüstü başarı göstermek |
come up aces [us] v.
|
|
367 |
Colloquial |
başarı ile gerçekleştirmek |
pull v.
|
|
368 |
Colloquial |
zorlayıcı/stresli durumlar altında başarı elde edebilen |
clutch adj.
|
|
369 |
Colloquial |
yüksek başarı şansına sahip olan |
odds-on adj.
|
|
370 |
Colloquial |
başarı için gerekli özellikleri taşıyan |
on the ball adv.
|
|
371 |
Colloquial |
başarı başarıyı çeker |
success brings success expr.
|
|
372 |
Colloquial |
başarı başarıyı getirir |
success brings success expr.
|
|
373 |
Colloquial |
ne başarı |
quite a feat expr.
|
|
374 |
Colloquial |
daha önce böyle bir başarı yaşamamış gibi davranma |
act like you've been there before expr.
|
|
375 |
Colloquial |
hiçbir başarı |
any luck expr.
|
|
376 |
Colloquial |
hiç başarı |
any luck expr.
|
|
377 |
Colloquial |
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal |
llap (live long and prosper) expr.
|
|
Idioms |
|
378 |
Idioms |
başarı skoru |
a notch in (someone's) belt n.
|
|
379 |
Idioms |
başarı skoru |
a notch on (someone's) belt n.
|
|
380 |
Idioms |
büyük başarı |
smash hit n.
|
|
381 |
Idioms |
başarılarına başarı ekleme |
a notch in (someone's) belt n.
|
|
382 |
Idioms |
başarılarına başarı ekleme |
a notch on (someone's) belt n.
|
|
383 |
Idioms |
büyük başarı yakalama |
smash hit n.
|
|
384 |
Idioms |
başarı listesinde bir madde/çentik/sayı |
a notch in (someone's) belt n.
|
|
385 |
Idioms |
kariyer/başarı basamağı |
yellow brick road n.
|
|
386 |
Idioms |
büyük bir başarı |
no mean feat n.
|
|
387 |
Idioms |
büyük başarı |
last laugh n.
|
|
388 |
Idioms |
büyük başarı |
no mean feat n.
|
|
389 |
Idioms |
elde edilen başarı karşılığı alınan ödül |
the brass ring n.
|
|
390 |
Idioms |
iftihar edilecek başarı |
feather in one's cap n.
|
|
391 |
Idioms |
iftihar edilecek başarı |
a feather in somebody's cap n.
|
|
392 |
Idioms |
koltukları kabartan başarı |
a feather in somebody's cap n.
|
|
393 |
Idioms |
koltukları kabartan başarı |
feather in one's cap n.
|
|
394 |
Idioms |
koltuk kabartan bir başarı |
feather in one's cap n.
|
|
395 |
Idioms |
övünülecek başarı |
a feather in somebody's cap n.
|
|
396 |
Idioms |
övünülecek başarı |
feather in one's cap n.
|
|
397 |
Idioms |
en büyük başarı |
crowning glory n.
|
|
398 |
Idioms |
en parlak başarı |
crowning glory n.
|
|
399 |
Idioms |
hepsini geriden bırakan başarı |
crowning glory n.
|
|
400 |
Idioms |
en büyük başarı |
crown of glory n.
|
|
401 |
Idioms |
en parlak başarı |
crown of glory n.
|
|
402 |
Idioms |
hepsini geriden bırakan başarı |
crown of glory n.
|
|
403 |
Idioms |
gişede büyük başarı/gelir elde edeceği düşünülen film |
tentpole film n.
|
|
404 |
Idioms |
anlık/geçici bir başarı |
a flash in the pan n.
|
|
405 |
Idioms |
para kazandıracak/kişisel başarı sağlayacak yetenek, nitelik, beceri |
golden ticket n.
|
|
406 |
Idioms |
gişede büyük başarı/gelir elde edeceği düşünülen film |
tentpole movie n.
|
|
407 |
Idioms |
avantaj sağlayan başarı |
a calling card [us] n.
|
|
408 |
Idioms |
övünülecek/gurur duyulacak bir başarı |
a feather in your cap n.
|
|
409 |
Idioms |
arkası gelmeyen başarı |
a flash in the pan n.
|
|
410 |
Idioms |
tek seferlik başarı |
a flash in the pan n.
|
|
411 |
Idioms |
üst üste üç başarı kaydetmek/kazanmak |
a hat trick n.
|
|
412 |
Idioms |
geçici/kısa süreli bir başarı |
a one-day wonder n.
|
|
413 |
Idioms |
geçici/kısa süreli bir başarı |
a nine-day wonder n.
|
|
414 |
Idioms |
büyük kayıplarla kazanılan bir başarı/zafer |
a pyrrhic victory n.
|
|
415 |
Idioms |
astarı yüzünden pahalıya gelen bir başarı/zafer |
a pyrrhic victory n.
|
|
416 |
Idioms |
büyük başarı elde eden parça/film/oyun/albüm |
a smash hit n.
|
|
417 |
Idioms |
başarı şansı |
a sporting chance n.
|
|
418 |
Idioms |
başarı geçmişi |
a track record n.
|
|
419 |
Idioms |
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı |
the american dream n.
|
|
420 |
Idioms |
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı |
the american dream n.
|
|
421 |
Idioms |
büyük başarı |
the big time n.
|
|
422 |
Idioms |
iftihar edilecek başarı |
feather in cap n.
|
|
423 |
Idioms |
başarı şansı |
fighting chance n.
|
|
424 |
Idioms |
geçici/kısa süreli bir başarı |
nine day wonder n.
|
|
425 |
Idioms |
unutulmaz başarı |
one for the books n.
|
|
426 |
Idioms |
gişede büyük başarı/gelir elde edeceği düşünülen filmler |
tentpole cinema n.
|
|
427 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmiş gibi görünen kimse |
the cat that ate the canary n.
|
|
428 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmiş gibi görünen kimse |
the cat that swallowed the canary n.
|
|
429 |
Idioms |
bir başarı serisi/dalgası yakalamış kimse |
the crest of a wave n.
|
|
430 |
Idioms |
başarı hanesine kaydetmek |
have something under your belt v.
|
|
431 |
Idioms |
yüzde ellilik başarı |
bat five hundred v.
|
|
432 |
Idioms |
çok büyük başarı elde etmek |
be a roaring success v.
|
|
433 |
Idioms |
başarı veya güvenlik sağlamak amacıyla ihtiyati tedbirler almak |
lay an anchor to the windward v.
|
|
434 |
Idioms |
sevgilerini/iyi dileklerini/başarı dileklerini göndermek |
be with somebody in spirit v.
|
|
435 |
Idioms |
başarı basamaklarını hızla tırmanmak |
carry the world before (one) v.
|
|
436 |
Idioms |
kısa sürede büyük başarı elde etmek/göstermek |
carry the world before (one) v.
|
|
437 |
Idioms |
başarı basamaklarını hızla tırmanmak |
carry the world before you v.
|
|
438 |
Idioms |
kısa sürede büyük başarı elde etmek/göstermek |
carry the world before you v.
|
|
439 |
Idioms |
başarı/deneyim sahibi olmak |
get (something) under (one's) belt v.
|
|
440 |
Idioms |
başarı/deneyim elde etmek |
get (something) under (one's) belt v.
|
|
441 |
Idioms |
başarı/deneyim sahibi olmak |
have (something) under (one's) belt v.
|
|
442 |
Idioms |
başarı/deneyim elde etmek |
have (something) under (one's) belt v.
|
|
443 |
Idioms |
başarı şansı olmayan bir işe girmek/girişmek |
milk the bull v.
|
|
444 |
Idioms |
başarı şansı olmayan bir işe girmek/girişmek |
milk the ram v.
|
|
445 |
Idioms |
doğru/iyi/yararlı işler yaparak sosyal ve parasal başarı kazanmak |
do well by doing good v.
|
|
446 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmek |
capture lightning in a bottle [us] v.
|
|
447 |
Idioms |
(bir görüşmeye, sınava) başarı beklentisiyle girmek |
go in with good cards v.
|
|
448 |
Idioms |
her engeli aşarak başarı elde etmek |
carry the world before (one) v.
|
|
449 |
Idioms |
her engeli aşarak başarı elde etmek |
carry all before (one) v.
|
|
450 |
Idioms |
her engeli aşarak başarı elde etmek |
carry the world before you v.
|
|
451 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmek |
catch lightning in a bottle v.
|
|
452 |
Idioms |
büyük bir başarı kazanmak |
cause a splash v.
|
|
453 |
Idioms |
büyük bir başarı kazanmak |
make a splash v.
|
|
454 |
Idioms |
büyük başarı gösterebilmek |
able to cut it v.
|
|
455 |
Idioms |
büyük başarı elde edebilmek |
able to cut it v.
|
|
456 |
Idioms |
büyük başarı yakalayabilmek |
able to cut it v.
|
|
457 |
Idioms |
büyük başarı sağlamak |
hit the jackpot v.
|
|
458 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmek |
set the thames on fire v.
|
|
459 |
Idioms |
başarı kazanamamak |
fetch up nowhere v.
|
|
460 |
Idioms |
başarı kazanmak |
bring home the bacon v.
|
|
461 |
Idioms |
başarı kazanmak |
get off the ground v.
|
|
462 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmek |
hit it out of the park v.
|
|
463 |
Idioms |
başarı hanesine yazmak |
count something to someone's credit v.
|
|
464 |
Idioms |
başarı yolunda ilerlemek |
gain ground v.
|
|
465 |
Idioms |
büyük bir başarı kazanmak |
hit the jackpot v.
|
|
466 |
Idioms |
büyük bir başarı elde etmiş gibi görünmek |
look like the cat that swallowed the canary v.
|
|
467 |
Idioms |
başarı serisi yakalamak |
be on the crest of a wave v.
|
|
468 |
Idioms |
bir başarı daha eklemek |
clock up v.
|
|
469 |
Idioms |
çok büyük başarı kazanmak |
sweep the board v.
|
|
470 |
Idioms |
elde edilmesi/tekrarlanması zor bir başarı elde etmek |
be a hard act to follow v.
|
|
471 |
Idioms |
elde edilmesi/tekrarlanması zor bir başarı elde etmek |
be a tough act to follow v.
|
|
472 |
Idioms |
kesinlik ya da başarı için hiç bir belirti dahi yokken inandığı görüş doğrultusunda hareket etmek |
dig my ditches v.
|
|
473 |
Idioms |
yüksek başarı göstererek geçmek |
pass with merit v.
|
|
474 |
Idioms |
umulmadık bir anda başarı kazanmak |
hit the jackpot v.
|
|
475 |
Idioms |
büyük başarı kazanmak |
create a splash v.
|
|
476 |
Idioms |
(başarı, zafer) mimarı olmak |
be a credit to (someone or something) v.
|
|
477 |
Idioms |
(başarı, görev) arkasındaki kişi olmak |
be a credit to (someone or something) v.
|
|
478 |
Idioms |
(ödül, başarı) kazanmak |
have (something) to (one's) credit v.
|
|
479 |
Idioms |
(ödül, başarı) kazanmak |
have something to your credit v.
|
|
480 |
Idioms |
(başarı, zafer) keyfini sürmek |
ride the crest of something v.
|
|
481 |
Idioms |
olağanüstü başarı kazanmak |
curl the mo [australia] v.
|
|
482 |
Idioms |
üstün başarı kazanmak |
curl the mo [australia] v.
|
|
483 |
Idioms |
başarı için giyinmek |
dress for success v.
|
|
484 |
Idioms |
gözünü şan şöhret/başarı bürümek |
have stardust in (one's) eyes v.
|
|
485 |
Idioms |
toz pembe şöhret/başarı hayalleri kurmak |
have stardust in (one's) eyes v.
|
|
486 |
Idioms |
(birinin) başarı şansı yüksek olmak |
have the ball at (one's) feet v.
|
|
487 |
Idioms |
(birinin) başarı şansı yüksek olmak |
have the ball at (one's) feet v.
|
|
488 |
Idioms |
(başarı, sonuç birinin) eseri olmak |
be a credit to (someone or something) v.
|
|
489 |
Idioms |
büyük başarı olmak |
go over with a bang v.
|
|
490 |
Idioms |
(bir şeyde/bir şeyi yapmada) hızlı başarı kaydetmek |
make rapid strides (in something/in doing something) v.
|
|
491 |
Idioms |
evine ödül/başarı getirmek |
take home the bacon v.
|
|
492 |
Idioms |
(başarı umuduyla) başkasının izinden gitmek |
be in on the act v.
|
|
493 |
Idioms |
olağanüstü bir başarı elde etmek |
knock (something) out of the ballpark v.
|
|
494 |
Idioms |
olağanüstü bir başarı elde etmek |
knock (something) out of the park v.
|
|
495 |
Idioms |
hızlı başarı kaydetmek |
make rapid strides v.
|
|
496 |
Idioms |
eski istatistiklere/deneyimlere bakarak karar verip başarı şansını artırmaya çalışmak |
play the percentages v.
|
|
497 |
Idioms |
eski istatistiklere/deneyimlere bakarak seçim yapıp başarı şansını artırmaya çalışmak |
play the percentages v.
|
|
498 |
Idioms |
tam bir başarı elde etmek |
scoop the pool v.
|
|
499 |
Idioms |
tam bir başarı elde etmek |
scoop the kitty v.
|
|
500 |
Idioms |
başarı elde edecek durumda olmak |
be in like flynn v.
|
|