'-a - Türkisch Englisch Wörterbuch

'-a

Bedeutungen von dem Begriff "'-a" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
'-a till [scottish] prep.

Bedeutungen, die der Begriff "'-a" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
alçıpan (KNAUF A.Ş'nin tescilli markasıdır) drywall n.
The walls are made from drywall.
Duvarlar alçıpandan yapılır.

More Sentences
allah'a inanmak believe in god v.
We believe in God.
Biz Allah'a inanıyoruz.

More Sentences
(allah'a) hamdetmek praise v.
Sami praised God.
Sami Allah'a hamdetti.

More Sentences
-e/a for prep.
I bought a bouquet of flowers for Lana.
Lana'ya bir buket çiçek aldım.

More Sentences
-e/a toward prep.
He gave him money to put towards a new car.
Yeni bir arabaya yatırması için ona para verdi.

More Sentences
e/a for prep.
The mansion was insured for four million pounds.
Malikâne dört milyon sterline sigortalanmıştı.

More Sentences
e/a into prep.
My books have been translated into 30 languages.
Kitaplarım 30 dile çevrilmiştir.

More Sentences
e/a (bölünmek) into prep.
Five into thirty-five is seven.
Otuz beş, beşe bölünürse yedi eder.

More Sentences
e/a (çarpmak) into prep.
Guess who I bumped into at the market?
Bilin bakalım markette kime rastladım?

More Sentences
e/a (girmek, atılmak) into prep.
She is planning to go into advertising after graduation.
Mezun olduktan sonra reklamcılık sektörüne atılmayı planlıyor.

More Sentences
e/a to prep.
The robber held a gun to his head.
Soyguncu adamın kafasına silah dayamış.

More Sentences
e/a (bağlanmak) to prep.
The microphone was linked to my computer.
Mikrofon bilgisayarımla bağlantılıydı.

More Sentences
e/a (bahis oranı) to prep.
The odds of him winning the race are ten to one.
Yarışı kazanma ihtimali bire on.

More Sentences
e/a (gitmek) to prep.
I go to the gym in the mornings before work.
Sabahları işe gitmeden önce spor salonuna gidiyorum.

More Sentences
e/a göre to prep.
His explanation seems shady to me.
Açıklaması bana göre şüpheli.

More Sentences
e/a kadar to prep.
The ballroom can accommodate up to 500 guests.
Balo salonu 500 kişiye kadar misafir ağırlayabilmektedir.

More Sentences
e/a karşı to prep.
I'd rather talk face to face.
Yüz yüze karşılıklı konuşmayı tercih ederim.

More Sentences
e/a karşı (skor) to prep.
The score of last night's game was 23 to 40.
Dün geceki maçın skoru 23'e 40'tı.

More Sentences
Colloquial
google'a bak google it expr.
Did you google it?
Google'dan baktın mı?

More Sentences
Idioms
(a ile b/biriyle arasındaki) köprüleri kurmak build bridges (between a and b/with somebody) v.
I believe we have been truly successful in building bridges here.
Burada köprüler kurma konusunda gerçekten başarılı olduğumuza inanıyorum.

More Sentences
allah'a şükür thank god expr.
Thank God that day's over.
Allah'a şükür, o gün sona erdi.

More Sentences
Speaking
allah'a şükür thank god expr.
Thank God.
Allah'a şükür.

More Sentences
General
vak’a fact n.
(allah'a özgü) inayet grace n.
gabon'a özgü gabonese n.
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı griffin n.
allah'a saygı gösterme piousness n.
allah'a tapınan kimse worshiper n.
vak’a event n.
ingiliz hukukunda devletin vatandaş jones'a karşı açtığı dava rex v. jones n.
liverpool'a özgü bir yemek scouse n.
kur'a lottery n.
a yayın alanı a service area n.
Allah'a inanma theism n.
alçıpan (KNAUF A.Ş'nin tescilli markasıdır) sheetrock n.
A.Ş inc. n.
keskin zek­a acumen n.
a sınıfı işletme class a operation n.
tümler-ağaç co-tree n.
taksimü’l-a’mal division of labor n.
darü's-sına'a ottoman factory n.
kereste-ağaç endüstrisi timber-wood industries n.
kar'a iştirak profit-sharing n.
a grubu group a n.
ay'a uzay uçuşu space flight to the moon n.
ingilizlerin eskiden hindistan'a gitmek üzere yaptıkları ve yola dayanıklı olması için şerbetçiotunu bol kullandıkları bira india pale ale n.
yunanistan'a ait bir reçine şarabı retsina n.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu kok-boru n.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu buzkashi n.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu oglak tartis n.
allah'a tapınan kimse worshipper n.
a şıkkı option a n.
yaklaşık 0,45 kg'a denk gelen ağırlık ölçüsü lbs. n.
antik yunan'da 26 kg'a eşit bir ölçü birimi talent n.
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın abigail n.
c ile d'nin ilişkisi, a ile b'nin ilişkisi gibi a is to b as c is to d n.
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak abc soil n.
sovyetler birliğinde 45.3 kg (100 paund)'a denk gelen ağırlık birimi centner n.
100 kg'a denk gelen ağırlık birimi centner n.
A kesişim B A intersection B n.
a, b ve c tabakalarının düşey düzlemde üç ayrı katman olarak göründüğü toprak abc soil n.
a harfinin farklı bir şekilde söylenişi aw [scottish] n.
afganistan'da taliban'a karşı kurulmuş çok etnikli bir ılımlı islam ittifakı united front n.
allah'a karşı saygısızlık unpitousty n.
allah'a karşı saygısızlık unpity n.
hindistan'a özgü bol bir ceket banian n.
hindistan'a özgü bol bir ceket banyan n.
iran'a özgü bir kalem kutusu kalamdan n.
zamanında hollanda'dan new york'a göçmüş olanların soyundan kimse knickerbocker n.
4000 pound'a eşdeğer bir ağırlık birimi last n.
10 quarter'a veya 80 buşele eşdeğer bir ingiliz hububat kapasitesi birimi last n.
keyif için alınan ve bağımlılık yapmayan bir uyuşturucu olarak tüketilen, kenevir ve baldan yapılan fas'a özgü bir macun majoun n.
iran'a özgü kalem kutusu qalamdan n.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı bin n.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı pungi n.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı poogye n.
avrupa ülkelerinde özellikle altın ve gümüşte kullanılan, 227 gram'a eşdeğer çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad mark n.
bir milyon bar'a eşdeğer bir basınç birimi megabar n.
hindistan'a özgü çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad men n.
hindistan'a özgü olup 82.28 pound'a eşdeğer bir ağırlık birimi men n.
1/ohm'a eşdeğer bir iletkenlik birimi mho n.
trinidad'a özgü bir dans bongo n.
yunanistan'a, kültürüne veya halkına hayran olan kimse hellenophile n.
112 pound'a eşdeğer bir ingiliz ağırlık birimi hundred n.
kendini imparator sanan deli bir italyan'a verilen lakap monarcho n.
içerdiği önermelerin nitelik ve niceliğine göre sınıflandırılan ve geleneksel olarak a, e, ı, o harfleri ile ifade edilen bir kıyas biçimi mood n.
ay'a tapınma moon-worship n.
hindistan'a özgü dans ve ritüellerde kullanılan stilize ve sembolik bir jest mudra n.
on bin ar'a veya bir milyon metre kare'ye eşdeğer bir ölçü birimi myriare n.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ'a ait bir piyes türü mystery n.
mısır'a özgü şey gippy n.
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı griff [india] n.
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma griffinism n.
hindistan'a yeni gelen ingilizlere özgü davranış griffinism n.
suudi arabistan'a ait altın bir sikke guinea n.
çin ve tayvan'a özgü bir siyah çay oolong n.
papalık'a bağlı tören sembolleri ve ayinler dignities n.
metre kare başı bir newton'a denk gelen basınç birimi pa n.
hindistan'a özgü bir çay pekoe n.
(dini) yahudi ve hristiyanlık'a ait kutsal kitapları amaçlanan yoruma göre tefsir eden kimse originalist n.
yunanistan'a özgü güçlü anason aroması olan bir içki ouzo n.
eski ibrani takviminin yaklaşık olarak şubat'a denk gelen on birinci ayı sebat n.
tacikistan'ın 100 diram'a eşdeğer olan standart para birimi somoni n.
gürcistan'a özgü geleneksel bir ziyafet supra n.
allah'a havale etmek refer somebody to god v.
allah'a şükranlarını sunmak offer thanks v.
allah'a şükranlarını sunmak return thanks v.
allah'a şükretmek offer thanks v.
allah'a şükretmek return thanks v.
allah'a tevekkül etmek trust in god v.
allah'a havale etmek leave (punishment/revenge) to god v.
be a person of distinction parmakla gösterilmek v.
make a pass at iş atmak v.
kuran'a el basmak swear on koran v.
allah'a havale etmek leave the rest to god v.
allah'a havale etmek leave the rest to allah v.
allah'a bırakmak leave the rest to god v.
allah'a bırakmak leave the rest to allah v.
kur’a çekmek draw lots v.
Allah'a sığınmak resort to Allah v.
Allah'a sığınmak seek refuge in God v.
Allah'a sığınmak take refuge in Allah v.
-a dönmek get back to v.
Allah'a dua etmek pray to Allah v.
zararı küçük bir alan(l)a sınırlamak contain the damage to a small area v.
-a/e dönmek give way to v.
12 dalda oscar'a aday olmak have 12 oscar nominations v.
mısır'a özgü karakter vermek egyptize v.
(shakespeare'in coriolanus eseri) birine coriolanus'un aufidius'a davrandığı gibi davranmak fiddious v.
fransız'a benzetmek frenchify v.
siyam´a özgü siamese adj.
trinidad'a özgü trinidadian adj.
lüksemburg'a özgü luxembourgian adj.
suudi arabistan'a özgü saudi arabian adj.
surinam'a özgü surinamese adj.
ırak'a özgü iraqi adj.
kırım'a özgü crimean adj.
karadağ'a özgü montenegrin adj.
kuran'a ait koranic adj.
dionysus'a tapma ile ilgili dionysian adj.
taşoz'a özgü thasian adj.
butan'a özgü bhutanese adj.
lihtenştayn'a özgü liechtenstein adj.
tayvan'a özgü taiwanese adj.
madagaskar'a özgü madagascan adj.
hindistan'a ait indian adj.
labrador'a özgü labradorean adj.
lübnan'a özgü lebanese adj.
hindistan´a özgü indian adj.
vietnam´a özgü vietnamese adj.
morityus'a özgü mauritian adj.
islam'a ait islamic adj.
umman'a özgü omani adj.
kıbrıs'a özgü cypriot adj.
mısır'a özgü egyptian adj.
zengibar'a özgü zanzibari adj.
dragon'a ait draconian adj.
grönland'a özgü greenlandic adj.
patmos'a özgü patmian adj.
cebelitarık'a özgü gibraltarian adj.
saravak'a özgü sarawakese adj.
singapur'a özgü singaporean adj.
katar'a özgü qatari adj.
uruguay'a özgü uruguayan adj.
kamerun'a özgü cameroonian adj.
paraguay'a özgü paraguayan adj.
allah'a karşı saygısız impious adj.
tunus'a özgü tunisian adj.
honduras'a özgü honduran adj.
pencap´a özgü punjabi adj.
alman filozofu kant'a veya felsefesine ait kantian adj.
einstein'a ait einsteinian adj.
çad'a özgü chadian adj.
fas'a özgü moroccan adj.
madagaskar'a özgü madagascarian adj.
iran'a özgü iranian adj.
ekvador'a özgü ecuadorian adj.
sudan´a özgü sudanese adj.
mısır'a ait egyptian adj.
barbados'a özgü barbadian adj.
laos'a özgü laotian adj.
rodos'a özgü rhodian adj.
pakistan'a özgü pakistani adj.
pencap´a özgü panjabi adj.
sisam'a özgü samian adj.
liliput'a ait lilliputian adj.
gine bisav'a özgü guinea-bissauan adj.
jul sezar'a ait julian adj.
fas'a ait moorish adj.
orfeus'a özgü orphic adj.
kıbrıs'a ait cypriot adj.
kıbrıs'a ait cyprian adj.
durkheim'a ait durkheimian adj.
batlamyos'a ait ptolemaic adj.
kuran'a ait alcoranic adj.
nostradamus'a ait nostradamic adj.
hindistan ya da pakistan'a özgü east indian adj.
malaylar'a ait malayan adj.
malaylar'a dair malayan adj.
malaylar'a özgü malayan adj.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a ait malayo-indonesian adj.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a dair malayo-indonesian adj.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a özgü malayo-indonesian adj.
barbados'a ait bajan adj.
barbados'a özgü bajan adj.
allah'a karşı saygısız unpitious adj.
kashubialılar'a ait kashubian adj.
katar'a ait katari adj.
katarlılar'a ait katari adj.
zanzibar'a ait veya ilgili zanzibari adj.
utah'a ait utahan adj.
belarus'a ait belarusian adj.
belarus'a ait belarusan adj.
belarus'a dair belarusan adj.
kırgızistan'a ait kyrgyzstani adj.
latium'a ait latian adj.
malabar'a özgü tarzda olan malabar adj.
hindistan'a ait bharatiya adj.
hindistan'a dair bharatiya adj.
bihar'a ait bihari adj.
bihar'a dair bihari adj.
ingiliz kenti manchester'a ait mancunian adj.
gaius marius'a ait marian adj.
quirinus'a ait quirinal adj.
yunanistan'a ait hellenic adj.
boston'a özgü bostonian adj.
iskoç doktor john brown'a ait brunonian adj.
himalayalar'a ait himalayan adj.
himalayalar'a özgü himalayan adj.
kuzey hindistan'a ait hindi adj.
hindistan'a ait hindoostani adj.
hindistan'a ait hindostani adj.
hong kong'a veya halkına ait hong kongese adj.
hong kong'a veya halkına özgü hong kongese adj.
rönesans'a ait veya ilişkin humanistic adj.
moğolistan'a ait mongolian adj.
ay'a doğru moonward adj.
ay'a ait moony adj.
fas'a ait morisco adj.
tarihçi ve istatistikçi william wilson hunter'a ait hunterian adj.
liverpool'a ait liverpolitan adj.
glam rock'a ait veya özgü glam adj.
dağıstan'a ait dagestani adj.
yunanistan'a veya yunanlılara ait grecian adj.
yunanistan'a ait greek adj.
yunanistan'a özgü greek adj.
yunanistan'a ait greeklike adj.
yunanistan'a özgü greeklike adj.
birleşik krallık'a ait imperial adj.
oxford'a ait oxonian adj.
oxford'a özgü oxonian adj.
dev golyat'a ait goliathan adj.
dev golyat'a ilişkin goliathan adj.
ırak'a ait iraki adj.
ırak'a özgü iraki adj.
belucistan'a ait belooche beloochee adj.
belucistan'a dair belooche beloochee adj.
iran'a, iranlılara veya dillerine ait iranian adj.
paracelsus'a ait paracelsian adj.
hindistan'a ait country [india] adj.
hırvatistan'a ait croatian adj.
hırvatistan'a özgü croatian adj.
isidor'a ait isidorian adj.
isidor'a atfedilen isidorian adj.
sevillalı isidor'a ait isidorean adj.
sevillalı isiodor'a özgü isidorean adj.
pencap'a ait veya ilgili panjabi adj.
pegasus'a ait pegasian adj.
pegasus'a benzer pegasian adj.
pegasus'a ait pegasean adj.
pegasus'a benzer pegasean adj.
(mısır'da) pelusium'a ait veya ilgili pelusiac adj.
el salvador'a ilişkin salvador adj.
el salvador'a ilişkin salvadoran adj.
el salvador'a ilişkin salvadorean adj.
el salvador'a ilişkin salvadorian adj.
sisam'a özgü samiot adj.
saskatchewan'a ait saskatchewanian adj.
suudi arabistan'a ait veya ilgili saudi-arabian adj.
(fransa) savoy'a ait veya ilgili savoyard adj.
savoy'a özgü savoyard adj.
(ingiltere) cornwall'a ait veya ilgili cornish adj.
cornwall'a özgü cornish adj.
a kalite five-star adj.
oregon'a ait oregonian adj.
oregon'a özgü oregonian adj.
oscan'a ait oscan adj.
liverpool'a ait scouse adj.
tayland'a özgü siamese adj.
tayland'a ait veya ilgili siamese adj.
santa kruz'a ait veya ilişkin cruzan adj.
pisagor'a ait veya ilgili pythagorean adj.
pisagor'a ait veya ilgili pythagoric adj.
pisagor'a ait veya ilgili pythagorical adj.
sudan'a ait sudanic adj.
sudan'a özgü sudanic adj.
a'dan z'ye a to izzard adv.
a'dan z'ye from a to izzard adv.
a'dan z'ye from a to z adv.
a özel specific to adv.
ocak'tan ağustos'a kadar from January until august adv.
ocak'tan ağustos'a kadar from january to august adv.
ay'a doğru moonward adv.
ay'a doğru moonwards adv.
(kısaca) e/a kadar til adv.
-a in prep.
-e/-a (yönelme) to prep.
-a into prep.
'-a kıyasla then [dialect] prep.
e/a against prep.
e/a dek to prep.
allah'a şükür thank heaven interj.
allah'a şükür thank goodness interj.
a! why interj.
allah'a emanet ol god you see interj.
a dostlar heartlings [obsolete] interj.
hindistan'a veya batı hint adaları'na ait anlamı veren ön ek ind- pref.
hindistan'a ait hind (hindu) abrev.
hindistan'a ait hind (hindi) abrev.
hindistan'a ait hind (hindustani) abrev.
hindistan'a ait hind. (hindu) abrev.
hindistan'a ait hind. (hindi) abrev.
hindistan'a ait hind. (hindustani) abrev.
Phrasals
-a mahkum etmek doom to v.
(x/a vb ile) işaretlemek mark something in v.
'a amacıyla üretmek produce for v.
...a dönüşmek transmogrify into v.
(roket) ay'a blast off v.
Phrases
dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma let (the) perfect be the enemy of (the) good v.
bu benim ... a ilk seyahatim this is my first trip to ... expr.
dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma don't let perfect be the enemy of good expr.
google'a sor google it expr.
-a/e kadar aptal as stupid as expr.
-a kadar well into expr.
-e/'-a imkan verir this allows you to... expr.
'-a benzer bir şey to this/that effect expr.
gryffindor'a on puan 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
(b, e, a, d, g, c ve f) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi battle ends and down goes charles' father (b, e, a, d, g, c and f) expr.
Proverb
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his due
(bacon'a atfedilen hikayeye göre) aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz hope is a good breakfast but a bad supper
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in Allah, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in Allah, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in God, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in God, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla trust in god, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et trust in god, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in allah, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in allah, but tie up your camel
yalnızlık allah'a mahsustur no man is an island
yalnızlık allah'a mahsustur no man is an island (entire of itself)
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is more than skin deep
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is only skin deep
Colloquial
istanbul’a giden uçak plane to istanbul n.
abd'de araba üretilen eyaletler olarak da bilinen detroit, michigan'a verilen takma isim motown n.
sol anahtarındaki notaları hatırlamak için kullanılan bir ipucu (f, a, c ve e) face n.
hiç covid 19'a yakalanmamış kimse covirgin n.
tüm dersleri a olma straight a's n.
tüm derslerden a alma straight a's n.
target'a alışverişe gitme target run n.
hint alt kıtası'ndan birleşik krallık'a yeni göç etmiş kimse freshie n.
ırak'a ek asker gönderilmesine engel olan kimse surge protector n.
fast food'a gömülmek mac out v.
pub'a gitmek pub v.
zeitgeist'a uyan zeitgeisty adj.
madagaskar'a ait madecassee adj.
madagaskar'a ait madegassy adj.
tüm dersleri a olan straight-a adj.
her dersi a olan straight-a adj.
peckham'a ait peckish adj.
(kısaca) hell of a helluva adv.
a'dan z'ye kadar from a to z expr.
işimiz allah'a kaldı only god can help us expr.
sezar'ın hakkı sezar'a give credit where credit is due expr.
1'den 10'a kadar bir sayı seç pick a number between one and ten expr.
1'den 10'a kadar bir sayı seç think a number between one and ten expr.
-a bak! get you! expr.
google'a sor quod google expr.
google'a sorun quod google expr.
google'a yaz quod google expr.
google'a yazın quod google expr.
allah'a şükür but for the grace of god expr.
google'a sorsan öğrenirdin lmgtfy (let me google that for you) expr.
google'a sorman gereken şeyi bana/bize soruyorsun lmgtfy (let me google that for you) expr.
allah'a emanet ol may the gods bless you expr.
n'a ber? how do ye do? [old-fashioned] exclam.
n'a ber? how-de-do [us] exclam.
Idioms
A'dan Z'ye her şey everything from A to Z n.
son anda kazandığı yarışlarla bilinen jokey edward "snapper" garrison'a atıfta bulunarak türetilmiş bir ifade garrison finish n.
a'dan z'ye tüm işleri yapan kişi head cook and bottle washer n.
(a ve b arasında) büyük bir fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dağlar kadar fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) epeyce bir fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) bir hayli fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dünya kadar fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) aşırı fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) büyük bir fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dağlar kadar fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) epeyce bir fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) bir hayli fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dünya kadar fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) aşırı fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) büyük fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dünya kadar fark a world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) büyük fark the world of difference (between a and b) n.
(a ve b arasında) dünya kadar fark the world of difference (between a and b) n.
sabah 10:00'dan öğleden sonra 3:00'a kadar olan kısa çalışma saatleri bankbook n.
sabah 10:00'dan öğleden sonra 2:00'a kadar olan kısa çalışma saatleri banker's hours n.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring sand to the beach v.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring owls to athens v.
dimyat'a pirinç götürmek bring owls to athens v.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek take owls to athens v.
dimyat'a pirinç götürmek take owls to athens v.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek carry owls to athens v.
dimyat'a pirinç götürmek carry owls to athens v.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring sand to the beach v.
dimyat'a pirinç götürmek bring sand to the beach v.
parnassos'a tırmanmak climb parnassus v.
'-a kavuşmak knock at (one's) door v.
'-a kavuşmak knock at your door v.
'-a kavuşmak come knocking at your door v.
aklın a'sı bile olmamak not have two brain cells to rub together v.
a takımında olmak the first string v.
allah'a can borcunu ödemek pay the debt of nature v.
bir şeyi a'dan z'ye bilmek know something through and through v.
bir şeyi a'dan z'ye bilmek know something inside out v.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his due v.
'a çağrısında bulunmak issue a call for something v.
bırakmak ve allah'a havale etmek let go and let god v.
boş vermek ve allah'a havale etmek let go and let god v.
sadece allah'a havale etmek let go and let god v.
allah'a/tanrıya kalmış olmak be in the lap of the gods v.
(a ile b arasında) köprü görevi görmek bridge the gap (between a and b) v.
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak bridge the gap (between a and b) v.
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak bridge the gap (between a and b) v.
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak bridge the gap (between a and b) v.
(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak bridge the gap (between a and b) v.
(a ile b arasında) köprü görevi görmek bridge the gulf (between a and b) v.
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak bridge the gulf (between a and b) v.
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak bridge the gulf (between a and b) v.
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak bridge the gulf (between a and b) v.
(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak bridge the gulf (between a and b) v.
(a ile b/biriyle arasındaki) ilişkileri güçlendirmek build bridges (between a and b/with somebody) v.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek render unto caesar v.
kur'a çekmek cast/draw lots v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kur'a çekmek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak know (someone or something) inside out v.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (someone or something) through and through v.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) backward [us] v.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) backward and forward [us] v.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) forward and backward [us] v.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) inside and out v.
a'dan z'ye bilmek know backwards and forwards v.
a'dan z'ye bilmek know forwards and backwards v.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek send owls to athens v.
dimyat'a pirinç götürmek send owls to athens v.
(bir şeye)a bağımlı given to (something) adj.
epir kralı pyrrhus'a ait pyrrhic adj.
buradan fizan'a kadar from here to kingdom come adv.
nixon'a özgü cüretkar ya da tabu olan işleri başarma özelliğini belirtmek için kullanılan bir deyim only nixon could go to china expr.
a nerden çıktınız siz If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
adıyla bahsetsene a çocuğum who's she, the cat's mother? expr.
olur a ... beklentisiyle on the outside chance expr.
olur a (olumlu sonuçlanma) beklentisiyle on the outside chance expr.
olur a ... beklentisiyle on the off chance expr.
olur a (olumlu sonuçlanma) beklentisiyle on the off chance expr.
(top) tinker'dan evers'a ve chance'e tinker to evers to chance expr.
a ile z a2o (apples to oranges) expr.
a'dan z'ye from a to z expr.
a'dan z'ye the a to z of expr.
A'dan Z'ye her şey everything from soup to nuts expr.
Allah'a kalmış in the lap of the gods expr.
benden uzak allah'a yakın far be it from me expr.
dünya süleyman'a bile kalmamış no man can live forever expr.
sen elinden geleni yap gerisini allah'a bırak god helps him who helps himself expr.
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is but skin deep. expr.
her a'nın içinde bir b yatar scratch a and you’ll find b expr.
her a'nın içinde bir b saklıdır scratch a and you’ll find b expr.
a'ya biraz yakından bakarsan içinde yatan b'yi göreceksin/görürsün scratch a and you’ll find b expr.
a'dan z'ye from soup to nuts expr.
sezar'ın hakkı sezar'a credit where credit is due expr.
müzikte (f, c, g, d, a, e ve b) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi father charles goes down and ends battle expr.
a'dan b'ye from a to b expr.
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his/her due expr.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his/her due expr.
olur a ... beklentisiyle on the off-chance [uk] expr.
adıyla bahsetsene a çocuğum who's she, the cat's mother? [uk] expr.
Speaking
allah'a ısmarladık ta-ta interj.
Aferin .......'(y)e/a! full marks to...! expr.
allah'a emanet ol god bless expr.
allah'a emanet ol god bless you expr.
Allah'a şükür thank Allah expr.
bu istanbul'a ilk gelişim this is my first time in istanbul expr.
daha önce istanbul'a de geldin mi? have you been to Istanbul before? expr.
daha önce de geldin mi istanbul'a? have you been to Istanbul before? expr.
istanbul'a ilk gidişin mi (olacak)? is this the first time you are going to istanbul? expr.
ingilizce için 9'a basınız for english press nine expr.
istanbul'a ilk gelişin mi? is this the first time you have been to istanbul? expr.
ingilizce için 9'a basın for english press nine expr.