şahsen

"şahsen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	şahsen	personally zf.
Personally, I hope an appropriate agreement upholding the safety imperative will be reached on this matter. Şahsen bu konuda güvenlik zorunluluğunu gözeten uygun bir anlaşmaya varılacağını umuyorum. More Sentences
General
2	Genel	şahsen	by sight zf.
I know her by name, but not by sight. Onu ismen tanırım fakat şahsen değil. More Sentences
3	Genel	şahsen	in person zf.
People were particularly grateful to have the opportunity to submit their comments to the committee members in person. İnsanlar, yorumlarını komite üyelerine şahsen sunma fırsatına sahip oldukları için özellikle minnettardılar. More Sentences
4	Genel	şahsen	personally zf.
Personally, I deplore that pronouncement. Şahsen ben bu açıklamayı esefle karşılıyorum. More Sentences
Law
5	Hukuk	şahsen	personally zf.
If, understandably, you cannot do so personally, your representative could consult with the relevant committee. Eğer anlaşılabilir bir şekilde bunu şahsen yapamıyorsanız, temsilciniz ilgili komiteye danışabilir. More Sentences
General
6	Genel	şahsen	face-to-face s.
7	Genel	şahsen	in-person s.
8	Genel	şahsen	in propria persona zf.
9	Genel	şahsen	as big as life zf.
10	Genel	şahsen	privately zf.
11	Genel	şahsen	individually zf.
12	Genel	şahsen	manually zf.
13	Genel	şahsen	directly zf.
Phrases
14	İfadeler	şahsen	personally I think expr.
Colloquial
15	Konuşma Dili	şahsen	where (one) lives expr.
Idioms
16	Deyim	şahsen	big as life s.

"şahsen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Speaking
1	Konuşma	sen şahsen	you personally expr.
If any harm comes to her, I will hold you personally responsible. Eğer ona bir zarar gelirse, seni şahsen sorumlu tutarım. More Sentences
Law
2	Hukuk	şahsen bulunmak	appear in person f.
The king will appear in person tomorrow evening. Kral yarın akşam şahsen bulunacak. More Sentences
General
3	Genel	şahsen yapılan iş	handiwork i.
4	Genel	genellikle anekdotlara dayanan veya samimi bir dille yazılmış, odağına yazarın şahsen tanıdığı kişileri ve tanık olduğu olay veya dönemleri alan otobiyografik yazı	memoir i.
5	Genel	şahsen oy vermek	vote in person f.
6	Genel	şahsen özür dilemek	apologize in person f.
7	Genel	şahsen müdahil olan	engaged s.
8	Genel	şahsen algılanan	conscious s.
9	Genel	şahsen hissedilen	conscious s.
10	Genel	şahsen ben	myself zm.
Phrases
11	İfadeler	şahsen benim fikrim	personally I think expr.
12	İfadeler	ona şahsen kefilim	I personally vouch for him expr.
Idioms
13	Deyim	şahsen tanışmak	see somebody in the flesh f.
14	Deyim	şahsen tanışmak	meet somebody in the flesh f.
Trade/Economic
15	Ticaret/Ekonomi	şahsen sorumlu olan ortak	personally liable partner i.
16	Ticaret/Ekonomi	borçlunun şahsen sorumlu olmadığı borç	nonrecourse s.
17	Ticaret/Ekonomi	borçlunun şahsen sorumlu olmadığı borçla ilgili	nonrecourse s.
Law
18	Hukuk	hem fiilden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olanlar	joint wrongdoers i.
19	Hukuk	hem fiilden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olanlar	joint tortfeasors i.
20	Hukuk	kişiye tebliğ edilecek olan şeyin muhataba şahsen teslimi	personal service of process i.
21	Hukuk	şahsen ifa	personal performance i.
22	Hukuk	şahsen gördüğü konularda tanıklık eden tanık	eye witness i.
23	Hukuk	şahsen mesul	personally liable i.
24	Hukuk	şahsen mevcut olmak	appear in person f.
25	Hukuk	şahsen icap etmek	appear in person f.
Politics
26	Siyasal	şahsen oy vermek	vote in person f.