önderlik

"önderlik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	önderlik	leadership i.
It is obvious that the inspectors, under the leadership of Hans Blix and Mohamed ElBaradei, need more time. Hans Blix ve Mohamed ElBaradei önderliğindeki denetçilerin daha fazla zamana ihtiyacı olduğu ortada. More Sentences
General
2	Genel	önderlik	lead i.
Your compatriots, led by Lech Walesa, set this peaceful revolution in train. Lech Walesa önderliğindeki yurttaşlarınız bu barışçıl devrimi başlattılar. More Sentences
3	Genel	önderlik	leadership i.
It is obvious that the inspectors, under the leadership of Hans Blix and Mohamed ElBaradei, need more time. Hans Blix ve Mohamed ElBaradei önderliğindeki denetçilerin daha fazla zamana ihtiyacı olduğu ortada. More Sentences
Trade/Economic
4	Ticaret/Ekonomi	önderlik	leadership i.
It is obvious that the inspectors, under the leadership of Hans Blix and Mohamed ElBaradei, need more time. Hans Blix ve Mohamed ElBaradei önderliğindeki denetçilerin daha fazla zamana ihtiyacı olduğu ortada. More Sentences
Politics
5	Siyasal	önderlik	leadership i.
It is obvious that the inspectors, under the leadership of Hans Blix and Mohamed ElBaradei, need more time. Hans Blix ve Mohamed ElBaradei önderliğindeki denetçilerin daha fazla zamana ihtiyacı olduğu ortada. More Sentences
General
6	Genel	önderlik	leader i.
7	Genel	önderlik	captaincy i.
8	Genel	önderlik	generalship i.
9	Genel	önderlik	captainship i.
10	Genel	önderlik	captainry [obsolete] i.
11	Genel	önderlik	leading i.
12	Genel	önderlik	firing line i.
13	Genel	önderlik	direction i.

"önderlik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	önderlik etmek	lead f.
Tom leads the soccer team. Tom, futbol takımına önderlik ediyor. More Sentences
General
2	Genel	önderlik etmek	head f.
We watched the parade headed by Governor Maxwell. Vali Maxwell'in önderliğindeki geçit törenini izledik. More Sentences
3	Genel	önderlik eden pozisyon	forefront i.
4	Genel	önderlik etmek	shepherd f.
5	Genel	önderlik etmek	guide f.
6	Genel	önderlik etmek	front f.
7	Genel	önderlik etmek	conduct f.
8	Genel	önderlik etmek	shepherding f.
9	Genel	önderlik etmek	take the lead f.
10	Genel	önderlik yapmak	lead f.
11	Genel	önderlik edilmiş	shepherded s.
12	Genel	önderlik edilmemiş	unled s.
13	Genel	önderlik edilmeyen	unled s.
14	Genel	önderlik ederek yol gösteren	directing s.
Idioms
15	Deyim	alanında öncü olmak veya liderlik/önderlik yapmak	lead the field f.
Trade/Economic
16	Ticaret/Ekonomi	bir sanayi koluna önderlik eden girişimci	captain of industry i.
17	Ticaret/Ekonomi	eurodolar kredilerinde önderlik görevi yapan mali kurum	managing bank i.
18	Ticaret/Ekonomi	ihracatın önderlik ettiği büyüme	export-led growth i.
Politics
19	Siyasal	kolektif önderlik	collective leadership i.
Religious
20	Dini	dini önderlik	apostleship i.
21	Dini	ayin sırasında cemaate önderlik eden ruhbanlık dışı kimse	commentator i.
22	Dini	dini önderlik	primacy i.
Military
23	Askeri	müşterek önderlik	participative leadership i.
24	Askeri	paylaşıcı önderlik	participative leadership i.