|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
çıkarılmış (maden) |
mined s.
|
|
Finally, Afghanistan is one of the most heavily mined countries in the world.
Son olarak, Afganistan dünyanın en çok mayın çıkarılan ülkelerinden biridir.
More Sentences
|
2 |
Genel |
ortaya çıkarılmış |
dug up (dig up) s.
|
|
Tom hired a private investigator to dig up dirt on his wife and her lover.
Tom, karısı ve onun aşığının kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak için özel bir dedektif tuttu.
More Sentences
|
3 |
Genel |
listeden çıkarılmış |
delisted s.
|
|
We have firm evidence that several major retail chains in Germany have delisted.
Almanya'daki bazı büyük perakende zincirlerinin listeden çıkarıldığına dair elimizde kesin kanıtlar var.
More Sentences
|
4 |
Genel |
iki katına çıkarılmış |
redoubled s.
|
|
The EU's efforts to achieve economic and social cohesion should be redoubled.
AB'nin ekonomik ve sosyal uyumu sağlama çabaları iki katına çıkarılmalıdır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
iki katına çıkarılmış |
doubled s.
|
|
Nine, the number of proposed checks on compliance with the regulation has been doubled.
Dokuz, yönetmeliğe uyum konusunda önerilen kontrollerin sayısı iki katına çıkarıldı.
More Sentences
|
Colloquial |
|
6 |
Konuşma Dili |
satılığa çıkmış/çıkarılmış |
up for sale expr.
|
|
We're thinking about putting our house up for sale.
Evimizi satılığa çıkarmayı düşünüyoruz.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
7 |
Ticaret/Ekonomi |
karaya çıkarılmış |
landed s.
|
|
A proportion of their catches is not landed and they do not generate local employment, as the Community fleet did.
Avlarının bir kısmı karaya çıkarılmamakta ve Topluluk filosunun yaptığı gibi yerel istihdam yaratmamaktadırlar.
More Sentences
|
General |
|
8 |
Genel |
yüz katına çıkarılmış miktar |
centuple i.
|
|
9 |
Genel |
suyu çıkarılmış gıda |
dehydrated food i.
|
|
10 |
Genel |
yüz katına çıkarılmış miktar |
centuplicate i.
|
|
11 |
Genel |
çıkarılmış bono |
issued bond i.
|
|
12 |
Genel |
ucu çıkarılmış çengel |
tip-removed hook i.
|
|
13 |
Genel |
tortudan çıkarılmış ve süzülmüş şarap |
rack vintage i.
|
|
14 |
Genel |
sosyal medyada arkadaşlıktan çıkarılmış olma |
unfriendedness i.
|
|
15 |
Genel |
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simge |
mascle i.
|
|
16 |
Genel |
bir sınıftan çıkarılmış kimse |
déclassé i.
|
|
17 |
Genel |
bir sınıftan çıkarılmış kimse |
déclassée i.
|
|
18 |
Genel |
iç organları çıkarılmış kümes hayvanı |
drawn fowl i.
|
|
19 |
Genel |
saklandığı yerden çıkarılmış tilki |
drawn fox i.
|
|
|
20 |
Genel |
gözden çıkarılmış denek |
corpus vile i.
|
|
21 |
Genel |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret |
fret i.
|
|
22 |
Genel |
çıkarılmış olmak |
be locked out f.
|
|
23 |
Genel |
oyundan çıkarılmış |
out of play s.
|
|
24 |
Genel |
kaynatarak özü çıkarılmış |
decocted s.
|
|
25 |
Genel |
ortaya çıkarılmış |
unearthed s.
|
|
26 |
Genel |
çıkarılmış (duman/gaz/koku vb) |
exhaled s.
|
|
27 |
Genel |
yağı çıkarılmış |
defatted s.
|
|
28 |
Genel |
doğal durumundan çıkarılmış |
denaturalised s.
|
|
29 |
Genel |
söylenti çıkarılmış |
rumored s.
|
|
30 |
Genel |
deliğinden çıkarılmış |
unearthed s.
|
|
31 |
Genel |
suyu çıkarılmış |
dehydrated s.
|
|
32 |
Genel |
zehri çıkarılmış |
detoxified s.
|
|
33 |
Genel |
temize çıkarılmış |
exonerated s.
|
|
34 |
Genel |
işten çıkarılmış |
redundant s.
|
|
35 |
Genel |
gezintiye çıkarılmış |
jaunted s.
|
|
36 |
Genel |
eritlip cürufu çıkarılmış |
scorified s.
|
|
37 |
Genel |
telleri çıkarılmış |
unstrung s.
|
|
38 |
Genel |
kopyası çıkarılmış |
transcribed s.
|
|
39 |
Genel |
çürüğe çıkarılmış |
castaway s.
|
|
40 |
Genel |
zorla çıkarılmış |
winkled s.
|
|
41 |
Genel |
devreden çıkarılmış |
disabled s.
|
|
42 |
Genel |
oksijeni çıkarılmış |
deoxygenated s.
|
|
43 |
Genel |
çekirdekleri çıkarılmış |
stoned s.
|
|
44 |
Genel |
kopyası çıkarılmış |
reproduced s.
|
|
45 |
Genel |
çileden çıkarılmış |
bedevilled s.
|
|
46 |
Genel |
iki misline çıkarılmış |
reduplicated s.
|
|
47 |
Genel |
kalıbı çıkarılmış |
modeled s.
|
|
48 |
Genel |
mezardan/topraktan çıkarılmış |
disinterred s.
|
|
49 |
Genel |
kabuğu soyulmuş/çıkarılmış |
shelled s.
|
|
50 |
Genel |
çifti çıkarılmış |
doubled s.
|
|
51 |
Genel |
kopyası çıkarılmış |
doubled s.
|
|
52 |
Genel |
çileden çıkarılmış |
bedeviled s.
|
|
53 |
Genel |
doğal durumundan çıkarılmış |
denaturalized s.
|
|
54 |
Genel |
kalıbı çıkarılmış |
modelled s.
|
|
55 |
Genel |
söylenti çıkarılmış |
rumoured s.
|
|
56 |
Genel |
tüketici tarafından atılmış/elden çıkarılmış |
postconsumer s.
|
|
57 |
Genel |
tüketici tarafından atılmış/elden çıkarılmış |
post-consumer s.
|
|
58 |
Genel |
çekip çıkarılmış |
abstorted [obsolete] s.
|
|
59 |
Genel |
ıskartaya çıkarılmış |
castoff s.
|
|
|
60 |
Genel |
iki misline çıkarılmış |
redoubled s.
|
|
61 |
Genel |
ıskartaya çıkarılmış |
thrown-away s.
|
|
62 |
Genel |
gürültüsü çıkarılmış |
denoised s.
|
|
63 |
Genel |
eyeri çıkarılmış |
unsaddled s.
|
|
64 |
Genel |
ortaya çıkarılmış |
unbare s.
|
|
65 |
Genel |
kafesten çıkarılmış |
uncaged s.
|
|
66 |
Genel |
fıçıdan çıkarılmış |
uncasked s.
|
|
67 |
Genel |
varilden çıkarılmış |
uncasked s.
|
|
68 |
Genel |
çileden çıkarılmış |
enfeloned [obsolete] s.
|
|
69 |
Genel |
ağdan çıkarılmış |
unnetted s.
|
|
70 |
Genel |
iskoç olmaktan çıkarılmış |
unscottified s.
|
|
71 |
Genel |
tıkacı çıkarılmış |
unstoppered s.
|
|
72 |
Genel |
tıpası çıkarılmış |
unstoppered s.
|
|
73 |
Genel |
tapası çıkarılmış |
unstoppered s.
|
|
74 |
Genel |
kabuğu çıkarılmış |
vined s.
|
|
75 |
Genel |
ısıtılmadan sıkılarak çıkarılmış (bitkisel yağ) |
virgin s.
|
|
76 |
Genel |
beyni çıkarılmış |
excerebrose s.
|
|
77 |
Genel |
bir bölümü kesilmiş veya çıkarılmış |
voided s.
|
|
78 |
Genel |
(armacılıkta) ortası çıkarılmış şekilde tasvir edilen |
voided s.
|
|
79 |
Genel |
çileden çıkarılmış |
half-crazed s.
|
|
80 |
Genel |
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgelerle kaplı |
masculy s.
|
|
81 |
Genel |
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgelerle kaplı |
masculee s.
|
|
82 |
Genel |
kabuğu çıkarılmış |
husked s.
|
|
83 |
Genel |
buzu çıkarılmış |
deglaciated s.
|
|
84 |
Genel |
bağırsakları çıkarılmış |
gutted s.
|
|
85 |
Genel |
örtüsü çıkarılmış |
disenshrouded s.
|
|
86 |
Genel |
şirketleşmiş yapıdan çıkarılmış |
disincorporate s.
|
|
87 |
Genel |
şirketleşmiş statüsünden çıkarılmış |
disincorporate s.
|
|
88 |
Genel |
iki misline çıkarılmış |
ingeminate s.
|
|
89 |
Genel |
parçaları çıkarılmış |
cutout s.
|
|
90 |
Genel |
kılıfından çıkarılmış |
drawn s.
|
|
91 |
Genel |
kabından çıkarılmış |
drawn s.
|
|
92 |
Genel |
içi çıkarılmış |
cored s.
|
|
93 |
Genel |
ortası çıkarılmış (sikke) |
plugged s.
|
|
94 |
Genel |
bağlamın dışına çıkarılmış |
out of context s.
|
|
Phrases |
|
95 |
İfadeler |
kullanımdan çıkarılmış |
out of action expr.
|
|
Colloquial |
|
96 |
Konuşma Dili |
ıskartaya çıkarılmış ve parçaları başka hava araçlarının tamirinde kullanılabilecek olan hava aracı |
hangar queen i.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
üstü çizilip listeden/yazıdan çıkarılmış |
x'ed out s.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
sosyal medyada arkadaşlıktan çıkarılmış |
unfriended s.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
arkadaş listesinden çıkarılmış |
unfriended s.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
üstü çizilip bir şeyden çıkarılmış |
x'd out s.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
üstüne çarpı atılıp bir şeyden çıkarılmış |
x'd out s.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
üstü çizilip bir şeyden çıkarılmış |
x'ed out s.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
üstüne çarpı atılıp bir şeyden çıkarılmış |
x'ed out s.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
hakkındaki gizli bir bilgi yayılmış/açığa çıkarılmış |
outed s.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
baştan çıkarılmış |
macked s.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
kullanımdan çıkarılmış |
hors de combat expr.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
satışa çıkmış/çıkarılmış |
up for sale expr.
|
|
Idioms |
|
108 |
Deyim |
evinden atılmış/çıkarılmış olmak |
be out of house and home f.
|
|
109 |
Deyim |
ıskartaya çıkarılmış |
on the chopping block s.
|
|
110 |
Deyim |
gözden çıkarılmış |
on the chopping block s.
|
|
111 |
Deyim |
evinden atılmış/çıkarılmış |
out of house and home s.
|
|
112 |
Deyim |
gözden çıkarılmış |
in one's black book s.
|
|
113 |
Deyim |
gözden çıkarılmış |
put in one's black book s.
|
|
114 |
Deyim |
mirastan çıkarılmış/çıkarılan |
cut off without a shilling/cent s.
|
|
115 |
Deyim |
mirastan çıkarılmış/çıkarılan |
cut off with a shilling/cent s.
|
|
116 |
Deyim |
mirastan çıkarılmış/çıkarılan |
cut off without a penny [dated] s.
|
|
117 |
Deyim |
ıskartaya çıkarılmış |
out of the window expr.
|
|
118 |
Deyim |
göklere çıkarılmış |
on a pedestal expr.
|
|
Trade/Economic |
|
119 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other issued securities i.
|
|
120 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other marketable securities payable i.
|
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış tahviller |
bonds issued i.
|
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış sermaye |
issued share capital i.
|
|
123 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış sermaye |
issued capital i.
|
|
124 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış hisse senetleri |
preferred shares i.
|
|
125 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış pay senetleri tutarı |
outstanding capital stock i.
|
|
126 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other securities issued i.
|
|
127 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış bonolar ve senetler |
bonds and notes issued i.
|
|
128 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış bonolar ve senetler |
notes and bills i.
|
|
129 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış sermaye |
issued capital i.
|
|
130 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other marketable securities issued i.
|
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış tahviller |
bonds outstanding i.
|
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış sermaye ve ihtiyaç akçeleri |
issued capital and reserves i.
|
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış tahviller |
issued bonds i.
|
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other debt securities outstanding i.
|
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılmış diğer menkul kıymetler |
other marketable securities i.
|
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
kısa ve uzun vadeli kredilerle ilgili olarak alınan kredilerin ve çıkarılmış menkul kıymetlerin (katılma intifa senedi dahil) kredi ve menkul kıymet türleri itibarıyla tahakkuk etmemiş gelecek döneme ilişkin faiz borçları tutarları |
amount of unaccured liabilities of interests for future periods related to short and long-term credits and bonds payable (including redeemed shares) i.
|
|
137 |
Ticaret/Ekonomi |
menkul kıymetler ve bağlı menkul kıymetler grubu içinde yer alıp işletmenin ortakları, iştirakleri ve bağlı ortaklıklar tarafından çıkarılmış bulunan menkul kıymet tutarları ve bunları çıkaran ortaklıklar |
amount of securities issued by shareholders, participations and subsidiaries and issuers of them i.
|
|
138 |
Ticaret/Ekonomi |
yeni çıkarılmış hisse senedi |
new stock issued i.
|
|
139 |
Ticaret/Ekonomi |
daha önce çıkarılmış olan borca ek borç çıkarma |
reopening i.
|
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
daha önce çıkarılmış olan borca ek borç çıkarma |
re-opening i.
|
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
işten çıkarılmış |
redundant s.
|
|
Law |
|
142 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
sarbanes–oxley Act of 2002 i.
|
|
143 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
sarbanes–oxley i.
|
|
144 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
corporate and auditing accountability/responsibility and transparency act i.
|
|
145 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
public company accounting reform and investor protection act i.
|
|
146 |
Hukuk |
yatırımcıların dürüst olmayan teşebbüslere para yatırmalarını önlemek için çıkarılmış kanunlar |
blue sky law i.
|
|
147 |
Hukuk |
eskiden ingiltere'de yüzünü siyaha boyayarak avlanan bir kaçak avcı grubuna karşı çıkarılmış bir yasa |
black act i.
|
|
148 |
Hukuk |
(vatandaşlıktan çıkarılmış kişiyi) belirli haklardan mahrum etmek |
corrupt f.
|
|
Politics |
|
149 |
Siyasal |
sömürgelikten çıkarılmış |
decolonised s.
|
|
150 |
Siyasal |
sömürgelikten çıkarılmış |
decolonized s.
|
|
151 |
Siyasal |
vatandaşlıktan çıkarılmış |
denaturalised s.
|
|
152 |
Siyasal |
vatandaşlıktan çıkarılmış |
denaturalized s.
|
|
Industry |
|
153 |
Sanayi |
levhadan delinerek çıkarılmış disk veya silindir |
burr i.
|
|
154 |
Sanayi |
yağı çıkarılmış ölü balina |
crang i.
|
|
Technical |
|
155 |
Teknik |
başlığı çıkarılmış mems pulu |
uncapped mems wafer i.
|
|
156 |
Teknik |
neredeyse tüm demiri çıkarılmış bakır matı |
white metal i.
|
|
157 |
Teknik |
kabuğu çıkarılmış pirinç |
polish i.
|
|
158 |
Teknik |
başlığı çıkarılmış |
uncapped s.
|
|
159 |
Teknik |
ıskartaya çıkarılmış |
scrapped s.
|
|
160 |
Teknik |
kapağı çıkarılmış |
uncovered s.
|
|
Computer |
|
161 |
Bilgisayar |
deneme amacıyla çıkarılmış kopya |
eval copy i.
|
|
162 |
Bilgisayar |
deneme amacıyla çıkarılmış kopya |
evaluation copy i.
|
|
Mechanic |
|
163 |
Mekanik |
çevresinin bir kısmındaki dişler kesintili hareket sağlamak için çıkarılmış dişli çark |
mutilated gear i.
|
|
Traffic |
|
164 |
Trafik |
haritası çıkarılmış bir bölgedeki ızgara çizgilerini takip eden belediye yolu |
grid road [canada] i.
|
|
Marine |
|
165 |
Denizcilik |
üst güvertesi çıkarılmış gemi |
razee i.
|
|
Mining |
|
166 |
Maden |
madeni çıkarılmış alan |
mined out area i.
|
|
Medical |
|
167 |
Medikal |
kesip çıkarılmış |
ablated s.
|
|
168 |
Medikal |
keserek çıkarılmış |
ablated s.
|
|
169 |
Medikal |
beyaz kan hücreleri çıkarılmış (kan) |
leucodepleted s.
|
|
170 |
Medikal |
beyaz kan hücreleri çıkarılmış (kan) |
leukodepleted s.
|
|
171 |
Medikal |
hipofiz bezi ameliyatla çıkarılmış |
hypophysectomized s.
|
|
172 |
Medikal |
hipofiz bezi ameliyatla çıkarılmış |
hypophysectomised s.
|
|
173 |
Medikal |
beyni çıkarılmış |
decerebrate s.
|
|
Veterinary |
|
174 |
Veterinerlik |
bir testisi çıkarılmış evcil erkek hayvan |
ridgel i.
|
|
Food Engineering |
|
175 |
Gıda |
çekirdekleri çıkarılmış |
pitted s.
|
|
176 |
Gıda |
kabuğu çıkarılmış |
unhusked s.
|
|
Gastronomy |
|
177 |
Mutfak |
kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç |
white rice i.
|
|
178 |
Mutfak |
kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç |
polished rice i.
|
|
179 |
Mutfak |
dananın sırt bölgesinden kesilen filetosu çıkarılmış biftek |
shell steak i.
|
|
180 |
Mutfak |
(pirinç) kabuğu çıkarılmış |
polished s.
|
|
Chemistry |
|
181 |
Kimya |
kreozottan çıkarılmış sarı kristalli bir hidrokarbon |
eblanin i.
|
|
182 |
Kimya |
kreozottan çıkarılmış sarı kristalli bir hidrokarbon |
pyroxanthin i.
|
|
183 |
Kimya |
karbonu çıkarılmış |
decarbonised s.
|
|
184 |
Kimya |
karbonu çıkarılmış |
decarbonized s.
|
|
Biology |
|
185 |
Biyoloji |
somatik bir hücrenin çekirdeğinin, çekirdeği çıkarılmış yumurtaya aktarımı |
nuclear transfer i.
|
|
186 |
Biyoloji |
omuriliği kesilmiş/çıkarılmış deney hayvanı |
spinal animal i.
|
|
187 |
Biyoloji |
çekirdeği çıkarılmış hücre |
enucleate i.
|
|
Biochemistry |
|
188 |
Biyokimya |
prostetik grubu çıkarılmış konjuge protein |
apoprotein i.
|
|
Agriculture |
|
189 |
Tarım |
kabuğu çıkarılmış buğday/yulaf |
groats i.
|
|
Breeding |
|
190 |
Hayvancılık |
iç organları çıkarılmış (kümes hayvanı) |
drawn s.
|
|
Fishery |
|
191 |
Balıkçılık |
yağı çıkarılmış ölü balina |
krang i.
|
|
192 |
Balıkçılık |
yağı çıkarılmış ölü balina |
kreng i.
|
|
Literature |
|
193 |
Edebiyat |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnasism i.
|
|
194 |
Edebiyat |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnassianism i.
|
|
195 |
Edebiyat |
(şiirsel) açığa çıkarılmış |
disembowered s.
|
|
196 |
Edebiyat |
(şiirsel) gün yüzüne çıkarılmış |
disembowered s.
|
|
History |
|
197 |
Tarih |
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan |
cleché s.
|
|
198 |
Tarih |
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan |
clechée s.
|
|
199 |
Tarih |
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan |
clechy s.
|
|
Archaeology |
|
200 |
Arkeoloji |
hopewell arkeolojik sit alanından çıkarılmış kazık benzeri bir kemik buluntu |
skewer i.
|
|
Cinema |
|
201 |
Sinema |
filmin son versiyonundan çıkarılmış bölümler |
outtakes i.
|
|
202 |
Sinema |
filmin son versiyonundan çıkarılmış bölümler |
outs i.
|
|
203 |
Sinema |
filmden/diziden çıkarılmış sahne |
deleted scene i.
|
|
Archaic |
|
204 |
Eski Kullanım |
bağırsakları çıkarılmış |
disbowelled s.
|
|
Slang |
|
205 |
Argo |
bir şeyin gözden çıkarılmış, istenmeyen yanı |
hind tit i.
|
|
206 |
Argo |
işten çıkarılmış |
pinked [dated] s.
|
|
207 |
Argo |
ekonomik nedenlerle/bütçe gereksinimleri nedeniyle işten çıkarılmış |
riffed s.
|
|
208 |
Argo |
kurumun küçülmeye gitmesi nedeniyle işten çıkarılmış |
riffed s.
|
|
209 |
Argo |
personel sayısının azaltılması nedeniyle işten çıkarılmış |
riffed s.
|
|