zorunlu olarak - Türkçe İngilizce Sözlük

zorunlu olarak

"zorunlu olarak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
zorunlu olarak mandatorily zf.
The definition of rights does not mandatorily include biometric risks.
Hakların tanımı zorunlu olarak biyometrik riskleri içermemektedir.

More Sentences
zorunlu olarak necessarily zf.
Incidentally, Parliament is also, sometimes, a place of conflict between groups of necessarily differing opinions.
Bu arada, Parlamento da bazen, zorunlu olarak farklı görüşlere sahip gruplar arasında bir çatışma yeridir.

More Sentences
Politics
zorunlu olarak compulsorily zf.
Even rare and exotic breeds or the pet animals of country children were compulsorily killed.
Nadir ve egzotik ırklar ya da köy çocuklarının evcil hayvanları bile zorunlu olarak öldürüldü.

More Sentences
General
zorunlu olarak by necessity zf.
zorunlu olarak perforce zf.
zorunlu olarak needly zf.
zorunlu olarak enforcedly zf.
zorunlu olarak presently zf.

"zorunlu olarak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
General
koloni döneminde zorunlu hizmetçi olarak çalışılan süre indentureship i.
devlete zorunlu olarak verilen borç prest [obsolete] i.
zorunlu olarak içermek entail f.
zorunlu olarak içermek contain f.
Phrases
mecburen/zorunlu olarak yapmak gerek there's no getting around (something) expr.
Idioms
zorunlu olarak gerçekleştirilen her türlü görev ya da faaliyet command performance i.
(bir şeyi yapmak) onur/namus meselesi olarak zorunlu hale gelmiş (in) honor bound (to do something) expr.
Trade/Economic
faaliyetin zorunlu olarak sona erdirilmesi compulsory winding up i.
yasal olarak mecbur kalınan/zorunlu kılınan açıklama legally compelled disclosure i.
zorunlu olarak askere alma levy i.
zorunlu olarak çağrıda bulunma mandatory tender offer i.
zorunlu olarak koymak levy f.
Law
ingiltere' de dava vekillerinin zorunlu ve dönüşümlü olarak herhangi bir müvekkile atanması cab rank rule i.
zorunlu olarak toplama levy i.
sahibi tarafından kalıcı ikametgah olarak belirlenip arazi yasası uyarınca borç durumunda haciz ve zorunlu satıştan muaf olan ev ve arazi homestead [us] i.
zorunlu olarak açıklanma discovery i.
Aeronautic
zorunlu olarak vazgeçilen iniş balked landing i.
Logic
mantıksal bir önermenin olanaklı, olanaksız, zorunlu veya olumsal olarak öne sürülme veya reddedilme biçimi mode i.
History
eskiden İrlanda'da ordudaki askerlere ve yetkililere zorunlu olarak verilen, vergi benzeri, sabit miktardaki para cess i.
Religious
(anglikan kilisesi'nde) dinin etkilenebileceği tüm bilgilerin zorunlu olarak hristiyan inancının temel gerçeklerini tekrardan doğruladığı ancak bunların çağdaş koşullara uygun bir dilde yeniden ifade edilmesi gerektiği görüşü modernism i.