yüzüstü - Türkçe İngilizce Sözlük

yüzüstü

"yüzüstü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüzüstü face down i.
The victim's body was lying face down on the rug.
Kurbanın cesedi halının üzerinde yüzüstü yatıyordu.

More Sentences
yüzüstü prone s.
The sand felt warm under his prone body.
Kum, yüzüstü yatan vücudunun altında sıcaklık veriyordu.

More Sentences
Idioms
yüzüstü in the lurch expr.
We are dissatisfied with the Member States, which have practically left you in the lurch over the last eighteen months.
Son on sekiz ay boyunca sizi adeta yüzüstü bırakan Üye Devletlerden memnun değiliz.

More Sentences
General
yüzüstü groveling s.
yüzüstü grovelling s.
yüzüstü facedown zf.
yüzüstü face downwards zf.

"yüzüstü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 95 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüzüstü bırakmak forsake f.
I won't forsake you.
Seni yüzüstü bırakmayacağım.

More Sentences
yüzüstü bırakmak desert f.
No one should desert his friends.
Kimse dostlarını yüzüstü bırakmamalıdır.

More Sentences
yüzüstü bırakmak abandon f.
Nevertheless, we must not abandon the Israeli people.
Yine de İsrail halkını yüzüstü bırakmamalıyız.

More Sentences
yüzüstü bırakmak fail f.
You must not fail me again.
Beni bir daha yüzüstü bırakmamalısın.

More Sentences
Idioms
yüzüstü düşmek fall flat f.
Tom stumbled and fell flat on his face.
Tom tökezledi ve yüzüstü düştü.

More Sentences
Slang
yüzüstü bırakmak blow off f.
Pretty nice for a guy you've blown off twice.
İki kez yüzüstü bıraktığın bir adama göre oldukça iyi.

More Sentences
General
yüzüstü yere düşme face-plant i.
yüzüstü düşme face-plant i.
yüzüstü bırakmak let down f.
yüzüstü bırakmak turn somebody adrift f.
yüzüstü bırakmak let somebody down f.
yüzüstü yatmak welter f.
yüzüstü bırakmak leave something unfinished f.
yüzüstü bırakmak leave in the lurch f.
yüzüstü bırakmak walk on f.
birini yüzüstü bırakmak leave someone in the lurch f.
yüzüstü düşmek fall prostrate f.
yüzüstü bırakmak turn adrift f.
yüzüstü bırakmak (birisini) fail (someone) f.
yüzüstü bırakmak leave somebody in the lurch f.
yüzüstü bırakmak rat out f.
kocasını ve çocuklarını yüzüstü bırakmak walk out on one's husband and children f.
birini yüzüstü bırakmak fail someone f.
yüzüstü bırakmak reject [obsolete] f.
yüzüstü yere kapaklanmak face-plant f.
yüzüstü bırakmak betray f.
yüzüstü bırakmak destitute [obsolete] f.
birini yüzüstü bırakmak dingo f.
yüzüstü bırakmak forego f.
yüzüstü bırakmak forelet [dialect] [uk] f.
yüzüstü bırakmak praetermit f.
yüzüstü/çaresiz bırakılmış/kalmış left stranded s.
yüzüstü bırakılmış neglected s.
yüzüstü bırakılmamış unforsaken s.
yüzüstü yere uzanmış prostrate s.
Phrasals
yüzüstü bırakmak fall from [obsolete] f.
birini yüzüstü bırakmak let someone down f.
yüzüstü bırakmak rat out on f.
yüzüstü bırakmak give up on f.
-de yüzüstü bırakılmak languish in f.
(birini) yüzüstü bırakmak bail on (one) f.
birini yüzüstü bırakmak bail on someone f.
(birini) yüzüstü bırakmak bail out on (one) f.
yüzüstü bırakmak bail out f.
yüzüstü bırakmak chicken out on f.
(birini) yüzüstü bırakmak chicken out on (one) f.
birini yüzüstü bırakmak give someone up f.
yüzüstü bırakmak quit on f.
(birini) yüzüstü bırakmak quit on (one) f.
Colloquial
yüzüstü yere yapışma face plant i.
birini yüzüstü bırakmak let someone all down f.
Idioms
yüzüstü bırakma deserting a sinking ship i.
yüzüstü bırakma leaving a sinking ship i.
birini yüzüstü bırakmak leave one in the lurch f.
birisini yüzüstü bırakmak leave somebody to twist in the wind f.
birisini yüzüstü bırakmak chicken out on someone f.
birini yüzüstü bırakmak leave somebody in the lurch f.
birini yüzüstü bırakmak throw someone to the dogs f.
birisini yüzüstü bırakmak bail out on someone f.
birini yüzüstü bırakmak leave somebody in a lurch f.
birini yüzüstü bırakmak leave someone holding the bag f.
söz verilen kişiyi yarı yolda/yüzüstü bırakmak crap out of something on someone f.
yüzüstü bırakmak leave in the lurch f.
yüzüstü bırakmak leave someone flat f.
yüzüstü kapaklanmak fallen flat on its face f.
yüzüstü bırakmak treat someone as a kick in the teeth f.
yüzüstü bırakmak desert a sinking ship f.
yüzüstü bırakmak leave high and dry f.
yüzüstü bırakmak leave a sinking ship f.
yüzüstü bırakmak fink out on someone f.
yüzüstü bırakmak turn one's back upon f.
birisini yüzüstü bırakmak run out on someone f.
(birini) yüzüstü bırakmak kick (one) in the teeth f.
birini yüzüstü bırakmak kick somebody in the teeth f.
birini yüzüstü bırakmak kick someone in the teeth f.
(birini) yüzüstü bırakmak leave (one) flat f.
(birini) yüzüstü bırakmak leave (one) holding the baby [uk] f.
(birini) yüzüstü bırakmak leave (one) holding the bag [us] f.
(birini) yüzüstü bırakmak leave (one) in a lurch f.
yüzüstü bırakmak leave flat f.
yüzüstü bırakmak leave to twist in the wind f.
yüzüstü bırakmak leave twisting in the wind f.
Speaking
beni yüzüstü bırakma don't disappear on me expr.
beni yüzüstü bırakamazsın you can't let me down expr.
Sport
serbest /yüzüstü kulaç atarak yüzme front crawl i.
yüzüstü yatılarak ön kol ve ayak parmak uçları üzerine yapılan bir tür şınav plank exercise i.
Slang
birini yüzüstü bırakmak rat out f.
yüzüstü bırakmak jack in f.
yüzüstü düşmek eat it f.
yüzüstü bırakmak fink out f.
(birini/bir şeyi) yüzüstü bırakmak fink out on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) yüzüstü bırakmak fink out (on someone/something) f.
beni yüzüstü bırakma don't pimp me expr.
beni yüzüstü bırakma don't flake on me expr.
beni yüzüstü bırakma don't ditch me expr.