Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yorulmadan | tirelessly zf. | ||
I know our ambassadors in New York are negotiating tirelessly and resolutely but not inflexibly. New York'taki büyükelçilerimizin yorulmadan ve kararlılıkla müzakere ettiklerini biliyorum, ancak esnek değiller. More Sentences |
||||
Genel | yorulmadan | indefatigably zf. | ||
Genel | yorulmadan | unflaggingly zf. | ||
Genel | yorulmadan | untiringly zf. | ||
Genel | yorulmadan | unweariably zf. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | yorulmadan başarı olmaz | no sweet without sweat expr. |
Idioms | ||
Deyim | durmadan yorulmadan çalışmak | answer the bell f. |
Deyim | yorulmadan yardım edebilmek | have a broad back f. |
Deyim | bıkmadan/yorulmadan danışmanlık yapabilmek | have a broad back f. |
Deyim | bıkmadan/yorulmadan yol gösterebilmek | have a broad back f. |
Deyim | bıkmadan/yorulmadan akıl verebilmek | have a broad back f. |
Marine | ||
Denizcilik | yorulmadan kaynaklanan göçme | fatigue failure i. |