Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
yoğunlaşan
Geçmiş
Cümleler
"yoğunlaşan"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yoğunlaşan
concentrated
s.
2
Genel
yoğunlaşan
condensing
s.
"yoğunlaşan"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yoğunlaşan rekabet
intensifying competition
i.
2
Genel
belirli bir noktada yoğunlaşan hareketli etkinlik
feeding frenzy
i.
3
Genel
yoğunlaşan arz
springtide
i.
4
Genel
antik yunan kültürüne yoğunlaşan
classical
s.
5
Genel
antik roma kültürüne yoğunlaşan
classical
s.
Colloquial
6
Konuşma Dili
forum, blog gibi platformlarda feminist ülkülere karşı erkek hakları tartışmalarına ve erkeklik fikrine yoğunlaşan grup
manosphere
i.
7
Konuşma Dili
erkek hakları ve erkeklik konusu çevresinde yoğunlaşan/bir araya gelen grup
manosphere
i.
Trade/Economic
8
Ticaret/Ekonomi
new york'ta wall street'te yoğunlaşan bankalar, yatırım kuruluşları ve menkul değerler borsalarına verilen genel isim
wall street
i.
Food Engineering
9
Gıda
yoğunlaşan sıvı
condensate
i.
Chemistry
10
Kimya
yoğunlaşan hidroklorik asit buharına dayanıklılık
resistance to condensing hydrochloric acid vapour
i.
11
Kimya
yoğunlaşan azeotropik hidrolorik asit buharına karşı dayanıklılık
resistance to condensing azeotropic hydrochloric acid vapour
i.
Biology
12
Biyoloji
(bakterinin kuyruklarında yoğunlaşan) metakromatik granül
polar body
i.
Religious
13
Dini
(presbiteryen kilisesinde) bölge kurulunca atanan ve eğitim faaliyetlerine yoğunlaşan papaz
presbyter
i.
14
Dini
(presbiteryen kilisesinde) bölge kurulunca atanan ve eğitim faaliyetlerine yoğunlaşan papaz
prester [obsolete]
i.
Philosophy
15
Felsefe
nefes kontrolü, esneme ve sessiz meditasyona yoğunlaşan nazik bir yoga çeşidi
sivananda yoga
i.
Geology
16
Jeoloji
yeryüzünün dış silikat kabuğunda yoğunlaşan
lithophile
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yoğunlaşan
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy