Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yerleştirilmek | be placed f. | ||
If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location. Orkidenizin yaprakları sararmışsa, uygun olmayan bir yere yerleştirilmiş demektir. More Sentences |
||||
Genel | yerleştirilmek | be inserted f. | ||
If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console. Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yörüngeye yerleştirilmek | be placed into orbit f. |
Genel | içine yerleştirilmek | be incorporated into f. |
Genel | dar veya sağlam olmayan bir yüzeye yerleştirilmek | balance f. |
Genel | merkeze yerleştirilmek | revolve f. |
Genel | bir yer boyunca yerleştirilmek | line f. |
Genel | yan tarafa yerleştirilmek | flank f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir okula, programa) yerleştirilmek | get into (someone or something) f. |
Technical | ||
Teknik | tıbbi ekipman içine yerleştirilmek için tasarlanmış düşük basınç regülatörleri | low-pressure regulators intended for incorporation into medical equipment i. |
Railway | ||
Demiryolu | (demiryolu makası) ters yöne yerleştirilmek | reverse f. |
Bookbindery | ||
Ciltçilik | sekme dizinlerine yerleştirilmek üzere malzeme hazırlayan makinenin operatörü | indexer i. |
Slang | ||
Argo | cinsel zevk için anüse yerleştirilmek üzere tasarlanmış bir seks oyuncağı | butt plug i. |