yak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yak

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"yak" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
General
yak i. tibet sığırı
yak i. yak
yak i. tibet öküzü
yak i. gevezelik
yak i. uzun ve anlamsız konuşma
yak f. çenesi düşmek
Textile
yak i. yak yünü
Zoology
yak i. tibetöküzü
yak i. tibet sığırı
yak i. yak
Slang
yak f. gevezelik etmek
yak f. yüksek sesle, durmadan ve genelde önemsiz şeylerden konuşmak

"yak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yak yak i.
Zoology
yak bos grunniens i.
yak yak i.

"yak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
General
yakety yak i. ısrarcı konuşma
yak yak i. laklak
yakety-yak i. gevezelik
yakity-yak i. gevezelik
yak shaving i. daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler
yakety-yak f. çenesi durmamak
yakety-yak f. çenesi düşmek
Phrasals
yak on f. dırdır etmek
yak on f. dedikodu etmek
yak at (one) f. kafa ütülemek
yak at (one) f. dırdır etmek
yak at (one) f. önemsiz veya anlamsız şeyler hakkında bıktırıcı şekilde durmadan konuşmak
yak it up f. durmadan ya da uzun uzadıya konuşmak
yak it up f. kolayca ve uzun uzadıya konuşmak
yak it up f. rahatça ve uzun uzadıya konuşmak
yak on (at one) f. önemsiz veya anlamsız bir konuda yorucu, sıkıcı ve uzun uzadıya konuşmak
Colloquial
yak it up f. yediğini kusmak
yak it up f. yediğini çıkarmak
yak up f. (bir şeyi) kusmak/çıkarmak
yak up f. uzun uzadıya konuşmak
yak up f. uzun uzadıya anlatmak
yak up f. durmadan/boyuna konuşmak
yak up f. durmaksızın konuşmak/anlatmak
yak it up f. aralıksız konuşmak
yak it up f. çenesi düşmek
yak it up f. çenesi durmamak
Textile
yak lace i. yak yünü
Gastronomy
yak butter i. yak tereyağı
Slang
yackety-yak i. saçma sapan konuşarak lafı uzatma
yakety-yak i. gürültülü konuşma
yackety-yak i. kafa ütüleme
yackety-yak i. dırdır
yackety-yak i. gevezelik
yak at (one) f. (birini) tıraşa tutmak
yak at (one) f. (birini) esir alıp çene çalmak
yak at (one) f. (birine bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
yak at (one) f. (birine) dır dır etmek
yak at (one) f. (birine) söylenip durmak
yak at (one) f. (birine) car car etmek
yak at (one) f. (birinin) başının etini yemek
yak (up) f. kusmak