yaşlanmış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yaşlanmış



"yaşlanmış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yaşlanmış aged s.
yaşlanmış yeared [obsolete] s.
yaşlanmış wintry s.
yaşlanmış geriatric s.
yaşlanmış senescent s.
Colloquial
yaşlanmış full of years s.
yaşlanmış over-the-hill s.
yaşlanmış getting on (in years) s.
Idioms
yaşlanmış over the hill expr.

"yaşlanmış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yaşlanmış bir şekilde agedly zf.
yaşlanmış bir biçimde hoarily zf.
Colloquial
yaşlı/yaşlanmış advanced in years s.
yaşlı/yaşlanmış along in years expr.
yaşlı/yaşlanmış up in years expr.
yaşlı/yaşlanmış on in years expr.
Idioms
yaşlanmış kimse the old gray mare i.
yaşlanmış gibi davranmak come the old soldier f.
yaşlanmış gibi davranmak play the old soldier [us] f.
çok yaşlanmış olmak be over the hill f.
artık yaşlanmış/ihtiyarlamış olmak be past the sell-by date f.
artık yaşlanmış/ihtiyarlamış olmak be past one's sell-by date f.
çok yaşlanmış at an advanced age expr.
çok yaşlı/yaşlanmış long of tooth expr.
çok yaşlı/yaşlanmış long in the tooth expr.
Technical
aşırı yaşlanmış içyapı overaged microstructure i.
aşırı yaşlanmış yapı overaged structure i.
aşırı yaşlanmış alaşım overaged alloy i.
aşırı yaşlanmış alüminyum alaşımı overaged aluminium alloy i.
aşırı yaşlanmış overaged s.
Biology
yaşlanmış hayvan veya bitkilere ait gerontic s.
yaşlanmış hayvan veya bitkilerle ilgili gerontic s.
Slang
yaşlanmış atları alıp satan kimse knacker i.
Modern Slang
yıllanmış şarap gibi yaşlanmış/yıllanmış aged like fine wine s.
güzel yaşlanmış aged like fine wine s.
şarap gibi yaşlanmış/yıllanmış aged like fine wine s.