ya bu - Türkçe İngilizce Sözlük

ya bu

"ya bu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
şans bu ya as it happens expr.
As it happens, she is absent.
Şans bu ya, o burada değil.

More Sentences
General
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria'ya veya bu bölgenin sakinlerine ait masurian s.
orta doğu'ya veya bu bölgede yaşayanlara ait veya ilişkin middle eastern s.
o ya da bu şekilde in one way or another zf.
ya şu ya bu either zm.
bu ya da öbürü one [dialect] zm.
ya o ya bu ither [dialect] [uk] bağ.
Phrases
bu benim ... ya ilk gelişim this is my first trip to ... expr.
şans/rastlantı eseri/bu ya as chance/luck would have it expr.
şans/rastlantı eseri/bu ya as it so happens expr.
olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu to be, or not to be, that is the question expr.
şu ya da bu şekilde one way or the other expr.
şans bu ya as luck would have it expr.
şu ya da bu şekilde one way or another expr.
tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr.
terslik bu ya as illness would have it expr.
ya bu ya o either this or that expr.
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler or words to that effect expr.
ya bu ya şu either this or else that expr.
Colloquial
ya o ya da bu olmak be a toss-up f.
ya o ya da bu olmak be a toss-up (between a and b) f.
şu ya da bu şekilde somehow expr.
ya bu ya da şu it's a toss-up expr.
ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin like it or lump it expr.
(bir şey yapmak) ya da (bir şey yapmamak), (işte bütün mesele bu) to (do something) or not to (do something)(,that is the question) expr.
(bir şey) yapmak ya da (yapmamak), (bütün mesele bu) to (do something) or not to (do something)(,that is the question) expr.
şans bu ya as it just so happens expr.
şans bu ya as it so happens expr.
şu ya da bu kimse/şey/yer somebody/something/somewhere or other expr.
Idioms
şans bu ya as chance would have it expr.
tesadüf bu ya as chance would have it expr.
rastlantı bu ya as chance would have it expr.
şans bu ya as luck would have it expr.
tesadüf bu ya as luck would have it expr.
rastlantı bu ya as luck would have it expr.
ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gitdersin shape up or ship out expr.
ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli like it or lump it expr.
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler owtte (or words to that effect) expr.
ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin you can like it or lump it expr.
Speaking
peki ya bu? what about this one? expr.
peki ya bu? how about this one? expr.
ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin take it or leave it expr.
ya bu? how about this? expr.
ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin my way or the highway expr.
ya peki bu? how about this? expr.
ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli take it or leave it expr.
Trade/Economic
bu sözleşme sonucu ya da bu sözleşme ile bağlantılı olarak doğacak/doğan tüm anlaşmazlıklar all disputes arising out of or in connection with this contract i.
Automotive
özellikle dört değerli platin içeren veya ona benzeyen ya da bu tür platine ait platinic s.
Medical
verilen ilaç ya da maddenin zararlı olduğunu düşünen hastanın bu şartlanmadan ötürü hastalık semptomları göstermesi nocebo effect i.
bir hastalığı, bu hastalığın neden olduğu sonuçlardan farklı ya da bu sonuçların tam zıttı sonuçlar yaratan ilaçlarla tedavi etme yöntemi allopathy i.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygos vein i.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygous vein i.
pankreas kanallarının (wirsung ve santorini) bulunmayışı ile karakterize malformasyon (bu durum akut ya da kronik pankreatit meydana gelişini kolaylaştırır) pankreatic divisum i.
Botanic
avustralya'ya özgü bir bitki ve bu bitkiden elde edilen lif traveler's-grass (gymnostachys anceps) i.
avustralya'ya özgü bir bitki ve bu bitkiden elde edilen lif settler's twine i.
Social Sciences
kendisini lgbti çatısı altında tanımlayıp şu ya da bu sebepten açılmamış veya açılmayan in the closet s.
Religious
eski ahit'te peygamber yeremya'ya atfedilen ve kudüs'ün yıkımını anlatan dini metin ya da bu metinden uyarlanmış ilahiler lamentations i.
Military
birbirine bağlı, fikirlerinde sabit devrimci grup ya da bu grubun üyesi cadre i.
Music
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği mazourka i.
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği mazurka i.
Slang
olacak iş mi bu ya damn it to blue blazes! [rural] exclam.