İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | whiten f. | beyazlamak |
Yaygın Kullanım | whiten f. | beyazlatmak |
General | ||
Genel | whiten f. | beyazlanmak |
Genel | whiten f. | aklamak |
Genel | whiten f. | ağartmak |
Genel | whiten f. | solmak |
Genel | whiten f. | beyazlaştırmak |
Genel | whiten f. | ağarmak |
Genel | whiten f. | renk açmak |
Genel | whiten f. | aklatmak |
Genel | whiten f. | beyazlaşmak |
Genel | whiten f. | saf bir görünüm vermek |
Genel | whiten f. | suçsuz göstermek |
Genel | whiten f. | masum göstermek |
Genel | whiten f. | uygun göstermek |
Technical | ||
Teknik | whiten f. | beyazlatmak |
Teknik | whiten f. | daldırma yöntemi ile (metali) beyaz renkli gümüş tabakası ile kaplamak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | whiten the teeth f. | diş beyazlatmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | whiten up f. | beyazlaşmak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | daha beyaz görünmek | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | beyazlamak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | ağarmak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | beyazlaştırmak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | daha beyaz görünmesini sağlamak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | beyazlatmak | ||
Öbek Fiiller | whiten up f. | ağartmak |