Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
wait for
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"wait for"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
wait for
f.
gözlemek
2
Genel
wait for
f.
dört gözle beklemek
3
Genel
wait for
f.
beklemek
Computer
4
Bilgisayar
wait for
expr.
beklerken
"wait for"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 121 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
wait up for someone
f.
yatmayıp birini beklemek
2
Genel
wait for somebody's words
f.
ağzına bakmak
3
Genel
lie in wait for
f.
pusuya yatmak
4
Genel
wait for a dead man's shoes
f.
miras beklemek
5
Genel
wait for an opportunity
f.
fırsat beklemek
6
Genel
wait for an opportunity
f.
fırsat kollamak
7
Genel
wait for a sight of
f.
görmek için beklemek
8
Genel
wait (for someone) in the car
f.
arabada beklemek
9
Genel
keep someone wait for a while
f.
az bekletmek
10
Genel
wait for news
f.
birisinden haber beklemek
11
Genel
wait for news
f.
haber beklemek
12
Genel
wait for a response
f.
karşılık beklemek
13
Genel
wait for a bus
f.
otobüs beklemek
14
Genel
wait for confirmation
f.
konfirmasyon beklemek
15
Genel
wait for dead men's shoes
f.
mirasa konmayı beklemek
16
Genel
wait for an apology
f.
özür beklemek
17
Genel
wait for the answer
f.
cevabı beklemek
18
Genel
wait up for
f.
yatmadan beklemek
19
Genel
wait up for
f.
uyumayıp beklemek
20
Genel
wait up for
f.
ayakta beklemek
21
Genel
wait for a long time
f.
uzun zamandır beklemek
22
Genel
wait for a long time
f.
uzun zamandır bekliyor olmak
23
Genel
wait for news
f.
haberleri beklemek
24
Genel
wait for a permission to cross the border
f.
sınırdan geçmek için izin beklemek
25
Genel
can't wait for something
f.
sabırsızlanmak
26
Genel
can't wait for something
f.
dayanamamak
27
Genel
wait for support
f.
destek beklemek
28
Genel
wait for his/her replacement
f.
kendi yerine gelecek/geçecek olan kişiyi beklemek
29
Genel
wait for one's turn
f.
sırasını beklemek
30
Genel
wait for the right time
f.
doğru zamanı beklemek
31
Genel
wait for the elevator
f.
asansör beklemek
32
Genel
wait for the elevator
f.
asansörü beklemek
33
Genel
wait for a parking space to become available
f.
boş bir park yeri için beklemek
34
Genel
wait for a parking space to become available
f.
park yerinin boşalmasını beklemek
35
Genel
wait for approval
f.
onay beklemek
36
Genel
wait for a sign
f.
bir işaret beklemek
37
Genel
wait for information
f.
bilgi beklemek
38
Genel
wait for the phone to ring
f.
telefonun çalmasını beklemek
39
Genel
wait for the school bus
f.
okul servisini beklemek
40
Genel
wait for an opportunity to arise
f.
fırsat çıkmasını beklemek
41
Genel
wait for a miracle
f.
bir mucize beklemek
42
Genel
wait in queue for voting
f.
oy kullanmak için kuyrukta beklemek
43
Genel
wait in queue for voting
f.
oy kullanmak için sırada beklemek
44
Genel
wait for them to cook
f.
pişmesi için beklemek
45
Genel
wait for them to cook
f.
pişmelerini beklemek
Phrasals
46
Öbek Fiiller
wait for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) beklemek
Proverb
47
Atasözü
time and tide wait for no man
zaman senin için beklemez
48
Atasözü
time and tide wait for no man
zamanı durduramayız
49
Atasözü
time and tide wait for no one
zaman kimseyi beklemek
50
Atasözü
time and tide wait for no one
zamanı durduramayız
51
Atasözü
time and tide wait for no one
geç kalırsan fırsatlar elinden kayıp gider
52
Atasözü
time and tide wait for no one
ertelersen kaçırırsın
53
Atasözü
time and tide wait for no one
fırsatlar ve zaman durup beklemez
54
Atasözü
time and tide wait for no one
zaman su gibi akıp gider
55
Atasözü
time and tide wait for no one
fırsatları yakalamazsan kaybedersin
Colloquial
56
Konuşma Dili
wait for rescue
f.
kurtarılmayı beklemek
57
Konuşma Dili
wait for the next bad thing to happen
f.
olacak bir sonraki kötü şeyi beklemek
58
Konuşma Dili
wait for him to get drunk
f.
sarhoş olmasını beklemek
59
Konuşma Dili
wait for morning
f.
sabahı beklemek
60
Konuşma Dili
wait for a short while please
ünl.
biraz bekleyin lütfen
61
Konuşma Dili
wait for it
ünl.
bekle
62
Konuşma Dili
wait for it
expr.
bak dinle
63
Konuşma Dili
wait for it
expr.
dur bak
64
Konuşma Dili
wait for it
expr.
sıkı dur
65
Konuşma Dili
wait for it
expr.
zamanını bekle
Idioms
66
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
67
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
68
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihin yüzüne gülmesini beklemek
69
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
70
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
paraya kavuşmaya beklemek
71
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
servete ya da başarıya kavuşulacağı günü beklemek
72
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
talihin yüzüne güleceği günü beklemek
73
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
talih kuşunun konacağı günü beklemek
74
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
75
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
76
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihini yüzüne gülmesini beklemek
77
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
başarılı olmayı beklemek/ummak
78
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
79
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
80
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
81
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
talihini yüzüne gülmesini beklemek
82
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
başarılı olmayı beklemek/ummak
83
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
84
Deyim
wait for something with bated breath
f.
bir şeyi sabırsızlıkla beklemek
85
Deyim
wait for something with bated breath
f.
bir şeyi heyecanla beklemek
86
Deyim
wait for her prince charming
f.
beyaz atlı prensini beklemek
87
Deyim
wait for the other shoe to drop
f.
bir sonraki kötü şeyi beklemek
88
Deyim
wait for the other shoe to drop
f.
kötü birşeyin olmasını beklemek
89
Deyim
wait for the cat to jump
f.
olayların gelişimine göre temkinli hareket etmek
90
Deyim
lie in wait for
f.
pusu kurmak
91
Deyim
lie in wait for
f.
pusuda beklemek
92
Deyim
wait for the next wave
f.
sonraki dalgayı beklemek
93
Deyim
lie in wait for
f.
pusuya yatmak
94
Deyim
wait for ages
f.
uzun süredir beklemek
95
Deyim
wait for a dead man's shoes
f.
(birinin) ölümünü dört gözle beklemek
96
Deyim
lay wait for
f.
pusuda beklemek
97
Deyim
lay wait for
f.
tuzak/pusu kurmak
98
Deyim
wait for the dust to settle
f.
ortalığın yatışmasını beklemek
99
Deyim
wait for the dust to settle
f.
kargaşanın geçmesini beklemek
100
Deyim
wait for the dust to settle
f.
durumun normalleşmesini beklemek
101
Deyim
wait for the dust to settle
f.
durumun oturmasını/düzelmesini beklemek
Speaking
102
Konuşma
wait for me
ünl.
beni bekle
103
Konuşma
wait for me
ünl.
beni de bekle
104
Konuşma
why didn't you wait for me?
expr.
beni niye beklemedin?
105
Konuşma
I can't wait for you all day
expr.
bütün gün seni bekleyemem
106
Konuşma
why didn't you wait for me?
expr.
beni neden beklemedin?
107
Konuşma
I'm so sorry for the wait
expr.
beklettiğim için üzgünüm
108
Konuşma
wait for me
expr.
beni bekleyin
109
Konuşma
do we wait for that to happen?
expr.
bunun olmasını mı bekleyeceğiz?
110
Konuşma
we can't wait for you
expr.
seni bekleyemeyiz
111
Konuşma
wait for your turn
expr.
sıranı bekle
112
Konuşma
wait for tomorrow
expr.
yarını bekle
113
Konuşma
wait for my three count
expr.
üçe kadar saymamı bekle
114
Konuşma
I can't wait for the weekend
expr.
hafta sonunu iple çekiyorum
115
Konuşma
do you want me to wait for you?
expr.
seni beklememi ister misin?
Trade/Economic
116
Ticaret/Ekonomi
wait for an offer
f.
teklif beklemek
Computer
117
Bilgisayar
wait for a call
expr.
aranmayı bekle
118
Bilgisayar
wait for paper
expr.
kağıt bekle
119
Bilgisayar
then wait for
expr.
sonra bekle
Telecom
120
Telekom
wait-for-overhead message
i.
yük mesajı için bekleme
Automotive
121
Otomotiv
spiral springs for wait mechanism
i.
bekletme mekanizması için spiral yaylar
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of wait for
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy