|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
tıraş makinesi |
shaver i.
|
|
This, however, does not necessarily happen to electric toothbrushes or shavers.
Ancak bu durum elektrikli diş fırçaları ya da tıraş makineleri için geçerli değildir.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
tıraş bıçağı |
razor blade i.
|
|
Be careful with the razor blade.
Tıraş bıçağı konusunda dikkatli ol.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
tıraş olmak |
shave f.
|
|
Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
Yıkanmak, duş almak ve tıraş olmak herhangi bir soruna neden olmayacaktır.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
tıraş kremi |
shaving cream i.
|
|
He uses an old-fashioned razor, with shaving cream, for a closer shave.
Daha sinekkaydı bir tıraş için tıraş kremiyle birlikte eski moda bir tıraş bıçağı kullanıyor.
More Sentences
|
5 |
Genel |
tıraş losyonu |
aftershave i.
|
|
Do you use aftershave?
Tıraş losyonu kullanıyor musun?
More Sentences
|
6 |
Genel |
elektrikli tıraş makinesi |
electric shaver i.
|
|
I should have tried out this electric shaver before buying it.
Bu elektrikli tıraş makinesini almadan önce denemeliydim.
More Sentences
|
7 |
Genel |
alabros tıraş |
crew cut i.
|
|
A student with a crew cut was sitting in the front seat.
Ön koltukta alabros tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.
More Sentences
|
8 |
Genel |
tıraş makinesi |
electric razor i.
|
|
He shaves with an electric razor every morning.
O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
More Sentences
|
9 |
Genel |
saç tıraş makinesi |
hair clipper i.
|
|
Do you have hair clippers?
Saç tıraş makineniz var mı?
More Sentences
|
10 |
Genel |
tıraş etmek (sakalı/kılları) |
shave off f.
|
|
Why did you shave off your beard?
Neden sakalını tıraş ettin?
More Sentences
|
11 |
Genel |
tıraş olmak |
get a shave f.
|
|
I got a shave and a haircut.
Tıraş oldum ve saçımı kestirdim.
More Sentences
|
12 |
Genel |
tıraş etmek |
cut f.
|
|
I don't cut her hair.
Onun saçını tıraş etmem.
More Sentences
|
13 |
Genel |
tıraş etmek |
shave f.
|
|
Racing cyclists shave their legs.
Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler.
More Sentences
|
Technical |
|
14 |
Teknik |
tıraş bıçağı |
razor i.
|
|
He uses an old-fashioned razor, with shaving cream, for a closer shave.
Daha sinekkaydı bir tıraş için tıraş kremiyle birlikte eski moda bir tıraş bıçağı kullanıyor.
More Sentences
|
|
15 |
Teknik |
tıraş etmek |
shave f.
|
|
Sami shaved his lower region.
Sami alt bölgesini tıraş etti.
More Sentences
|
Electric |
|
16 |
Elektrik |
elektrikli tıraş makinesi |
electric shaver i.
|
|
I should have tested this electric shaver before buying it.
Bu elektrikli tıraş makinesini onu almadan önce test etmeliydim.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Yaygın Kullanım |
tıraş eden |
shaver i.
|
|
General |
|
18 |
Genel |
tıraş macunu |
shaving cream i.
|
|
19 |
Genel |
pilli tıraş makinesi |
battery powered shaver i.
|
|
20 |
Genel |
sinekkaydı tıraş |
close shave i.
|
|
21 |
Genel |
tıraş sabunu |
shaving soap i.
|
|
22 |
Genel |
tıraş losyonu |
shaving lotion i.
|
|
23 |
Genel |
tıraş losyonu |
aftershave lotion i.
|
|
24 |
Genel |
tıraş fırçası |
shaving brush i.
|
|
25 |
Genel |
tıraş köpüğü |
shaving foam i.
|
|
26 |
Genel |
bir/iki günlük tıraş |
stubble i.
|
|
27 |
Genel |
tıraş makinesi |
safety razor i.
|
|
28 |
Genel |
tıraş jeli |
shaving gel i.
|
|
29 |
Genel |
elektrikli tıraş makinesi |
shaver i.
|
|
30 |
Genel |
başın tepesini tıraş etme |
tonsure i.
|
|
31 |
Genel |
tıraş losyonu |
after shave lotion i.
|
|
32 |
Genel |
tıraş losyonu |
after shave i.
|
|
33 |
Genel |
tıraş olma |
shaving i.
|
|
34 |
Genel |
tıraş olma |
toilet i.
|
|
|
35 |
Genel |
tıraş makinesi |
razor i.
|
|
36 |
Genel |
tıraş kolonyası |
shaving cologne i.
|
|
37 |
Genel |
3 numara tıraş |
flattop i.
|
|
38 |
Genel |
üç numara tıraş |
flattop i.
|
|
39 |
Genel |
tıraş edilmiş değerli taşların yüzü |
facet i.
|
|
40 |
Genel |
tıraş edilmiş elmas yüzü |
facet i.
|
|
41 |
Genel |
tıraş losyonu |
after-shave i.
|
|
42 |
Genel |
tıraş bıçağı |
blade i.
|
|
43 |
Genel |
jiletli tıraş makinesi |
safety razor i.
|
|
44 |
Genel |
tıraş bıçağı |
razorblade i.
|
|
45 |
Genel |
tıraş makinesi |
electric shaver i.
|
|
46 |
Genel |
hafif tıraş |
light shave i.
|
|
47 |
Genel |
tıraş makinesi |
rasour [obsolete] i.
|
|
48 |
Genel |
tıraş makinesi ile kırpılan kabarık saç modeli |
razor-cut i.
|
|
49 |
Genel |
saçın elektrikli tıraş makinesi ile çok kısa kesildiği bir model |
number one i.
|
|
50 |
Genel |
saçın elektrikli tıraş makinesi ile kısa kesildiği bir model |
number two i.
|
|
51 |
Genel |
tıraş olurken omuzlara konan örtü |
toilet [obsolete] i.
|
|
52 |
Genel |
kafanın her iki yanının tıraş edildiği, ortada kalan saç şeridinin yukarı dikilerek kullanıldığı pankçı saç stiline sahip kimse |
mohican i.
|
|
53 |
Genel |
tıraş makinesi |
haircutter i.
|
|
54 |
Genel |
alabros tıraş |
buzzcut i.
|
|
55 |
Genel |
kıvamlı ve köpüklü madde (tıraş kremi) |
foam i.
|
|
56 |
Genel |
tıraş öncesi losyonu |
preshave i.
|
|
57 |
Genel |
1920'lerde tanıtılan tek kenarlı bir tıraş bıçağı |
rolls razor i.
|
|
58 |
Genel |
tıraş makinesi |
shave i.
|
|
59 |
Genel |
elektrikli tıraş bıçağı |
shave i.
|
|
60 |
Genel |
tıraş makinesinin takılabildiği duvar prizi |
shaver point [us] i.
|
|
61 |
Genel |
tıraş bıçağı (başlıklı) |
cartridge razor i.
|
|
62 |
Genel |
tıraş olma |
pogonotomy i.
|
|
63 |
Genel |
tıraş etmek |
barber f.
|
|
64 |
Genel |
tıraş olmak |
get shaved f.
|
|
65 |
Genel |
tıraş olmak |
have a haircut f.
|
|
66 |
Genel |
tıraş olmak |
shave oneself f.
|
|
67 |
Genel |
tıraş olmak |
have a shave f.
|
|
68 |
Genel |
başın tepesini tıraş etmek |
tonsure f.
|
|
69 |
Genel |
tıraş etmek |
trim f.
|
|
70 |
Genel |
tıraş edilmek |
be shaved f.
|
|
71 |
Genel |
koltuk altlarını tıraş etmek |
shave one's under-the-arms f.
|
|
72 |
Genel |
bacaklarını tıraş etmek |
shave one's legs f.
|
|
73 |
Genel |
tıraş etmek |
razor f.
|
|
74 |
Genel |
(tıraş makinesi, ustura vb. ile) kırkmak |
razor-cut f.
|
|
|
75 |
Genel |
başın tepesini tıraş etmek |
shear [obsolete] f.
|
|
76 |
Genel |
tıraş etmek |
skive f.
|
|
77 |
Genel |
tıraş etme |
shaving s.
|
|
78 |
Genel |
tıraş edilebilir |
shaveable s.
|
|
79 |
Genel |
tıraş edilebilir |
shavable s.
|
|
80 |
Genel |
tıraş edilmiş |
shaven s.
|
|
81 |
Genel |
tıraş olmuş |
shaved s.
|
|
82 |
Genel |
tıraş edilmiş |
shaved s.
|
|
83 |
Genel |
tıraş edilebilir |
razorable s.
|
|
84 |
Genel |
tıraş olmaya hazır |
razorable s.
|
|
85 |
Genel |
tıraş olmamış |
unbarbed s.
|
|
86 |
Genel |
tıraş olmamış |
unrazored s.
|
|
87 |
Genel |
tıraş edilmemiş |
unrazored s.
|
|
88 |
Genel |
(tıraş kremi) fırçasız kullanıma uygun |
brushless s.
|
|
89 |
Genel |
tıraş öncesi uygulanan |
preshave s.
|
|
Phrasals |
|
90 |
Öbek Fiiller |
tıraş kremini sürüp köpürtmek |
lather up f.
|
|
Idioms |
|
91 |
Deyim |
sabah tıraş olup akşama doğru cildin altında beliren sakal |
a five o'clock shadow i.
|
|
Technical |
|
92 |
Teknik |
emniyetli tıraş makinesi |
safety razor i.
|
|
93 |
Teknik |
tıraş makinesi |
razor i.
|
|
94 |
Teknik |
kalınlığını eşitlemek için et tarafındaki derinin tıraş edilmesi işlemi |
whitening i.
|
|
95 |
Teknik |
tıraş edilecek malzemeyi tutmaya yarayan bir tür tezgah |
dumbhead i.
|
|
96 |
Teknik |
tıraş etmek |
shear f.
|
|
97 |
Teknik |
(taşı) şekillendirmek için tıraş etmek |
draw f.
|
|
98 |
Teknik |
tıraş edilmiş yüzü olmayan (elmas) tıraş edilmiş yüzü olmayan (değerli taş) |
unfaceted s.
|
|
Electric |
|
99 |
Elektrik |
tıraş makinesi besleme birimi |
shaver supply unit i.
|
|
Textile |
|
100 |
Tekstil |
tıraş edilmemiş havlu |
loop terry i.
|
|
Psychology |
|
101 |
Psikoloji |
tıraş bıçaklarından korkma |
xyrophobia i.
|
|
Religious |
|
102 |
Dini |
keşiş ya da rahibin kafasının tıraş edilmiş kısmı |
tonsure i.
|
|
103 |
Dini |
katolik keşiş ya da rahiplerin kafalarını tıraş etme ritüeli |
tonsure i.
|
|
Military |
|
104 |
Askeri |
düzgün tıraş |
proper haircut i.
|
|
Bookbindery |
|
105 |
Ciltçilik |
tıraş edilmiş kenar |
cut edge i.
|
|
106 |
Ciltçilik |
tıraş edilmiş kenar |
trimmed edge i.
|
|
Printery |
|
107 |
Matbaa |
tıraş etmek |
cut flush f.
|
|
Archaic |
|
108 |
Eski Kullanım |
tıraş etmek |
raze f.
|
|
Slang |
|
109 |
Argo |
deodorant ve tıraş losyonu |
foo-foo i.
|
|
110 |
Argo |
tam vulva üzerinde tek bir dik şerit halinde tıraş edilmiş/alınmış vajinal kıl |
landing strip i.
|
|
111 |
Argo |
cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek |
manscap f.
|
|
112 |
Argo |
cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek |
manscape f.
|
|
113 |
Argo |
sinekkaydı tıraş olmuş tombul surat |
bacon-faced [obsolete] s.
|
|
Modern Slang |
|
114 |
Modern Argo |
makine kullanmadan jiletle yapılan tıraş |
acoustic shave i.
|
|
115 |
Modern Argo |
tüylerini tıraş ettikten sonra meydana gelen kaşıntı |
after itch i.
|
|