Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | tuşlamak | key f. | ||
You cannot key in numbers because the NumLock LED is off. NumLock LED'i kapalı olduğu için rakamları tuşlayamazsın. More Sentences |
||||
Genel | tuşlamak | dial f. | ||
In case of fire, you should dial 119. Yangın durumunda 119'u tuşlamanız gerekmektedir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | tuşlamak | dial f. | ||
Tom dialed 911. Tom, 911'i tuşladı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tuşlamak | enter f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | tuşlamak | type in f. | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | tuşlamak | type f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | önceden tuşlamak | predial f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | girmek/yazmak/tuşlamak | tap in/into f. |
Öbek Fiiller | bir şeyi kasaya/hesap makinesine tuşlamak | punch something up f. |
Öbek Fiiller | (telefonda) tuşlamak | dial in f. |
Öbek Fiiller | (telefonda) tuşlamak | dial into f. |
Öbek Fiiller | (bir şeyi bir şeye) yazmak/tuşlamak | type (something) into (something) f. |
Computer | ||
Bilgisayar | (bir şeyi) klavyede yanlış şekilde tuşlamak | miskey f. |