| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Computer | ||||
| Bilgisayar | time spent i. | harcanan zaman | ||
|
The time spent to see the monument is short. Anıtı görmek için harcanan zaman kısadır. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | the time spent i. | harcanan süre |
| Genel | the effort and time spent i. | harcanan emek ve zaman |
| Phrases | ||
| İfadeler | taking into account the time he has already spent in prison expr. | cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak |
| İfadeler | taking into account the time he has already spent in jail expr. | cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak |
| Speaking | ||
| Konuşma | I spent time with my friends expr. | arkadaşlarımla vakit geçirdim |
| Medical | ||
| Medikal | time spent under the rubble i. | göçük altında kalma süresi |
| Medikal | the time spent motionless i. | hareketsiz olarak geçirilen süre |
| Statistics | ||
| İstatistik | spent waiting time i. | harcanan bekleme süresi |
