Geçmiş

that there

"that there" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	that there expr.	o şey
2	Konuşma Dili	that there expr.	şu şey
3	Konuşma Dili	that there expr.	oradaki şey

"that there" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrases
1	İfadeler	been there, done that, bought the T-shirt expr.	zaten gittim oraya (tişörtünü de/kupa da/mıknatıs da aldım)
2	İfadeler	been there, done that, bought the T-shirt expr.	onu çoktan yaptım
3	İfadeler	been there, done that (btdt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
4	İfadeler	been there, done that (btdt) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
5	İfadeler	been there, done that (got the t-shirt) (btdtgts) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
6	İfadeler	been there, done that (got the t-shirt) (btdtgts) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
7	İfadeler	there are some people that expr.	bazı insanlar vardır ki
8	İfadeler	there is no doubt that expr.	şüphe yoktur ki
9	İfadeler	there is not the shadow of a doubt that expr.	zerre kadar şüphe yok ki
10	İfadeler	and there is also that expr.	ve şu da var ki
Colloquial
11	Konuşma Dili	been there done that expr.	daha önce yaptım
12	Konuşma Dili	isn't there anybody that can? expr.	yardım edecek kimse yok mu?
13	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	sorun yok
14	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	sorun/sıkıntı değil
15	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	bir sakıncası yok
16	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	problem değil
17	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	bana uyar
18	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	benim için sorun değil
19	Konuşma Dili	(there is) no problem with that expr.	benim için bir sakıncası yok
20	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	vesaire
21	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	ve benzeri şeyler
22	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	filan
23	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	falan feşmekan
24	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	falan
25	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	falan filan
26	Konuşma Dili	and stuff like that (there) expr.	ve bunun gibi şeyler
27	Konuşma Dili	(I've) been there(, done that) expr.	(benim de) başıma geldi (, bilirim)
28	Konuşma Dili	(I've) been there(, done that) expr.	(bana da) olmuştu (, bilirim)
29	Konuşma Dili	(I've) been there(, done that) expr.	(benim de) deneyimlediğim bir şey (, bilirim)
30	Konuşma Dili	(I've) been there(, done that) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
31	Konuşma Dili	(I've) been there(, done that) expr.	(ben de) o yollardan geçtim (, bilirim)
32	Konuşma Dili	there is that expr.	aynen
33	Konuşma Dili	there is that expr.	aynen öyle
34	Konuşma Dili	there is that expr.	o da var
35	Konuşma Dili	there is that expr.	o da bir gerçek
36	Konuşma Dili	there is that expr.	doğru söylüyorsun
37	Konuşma Dili	there is that expr.	katılıyorum
38	Konuşma Dili	there is that expr.	çok doğru
39	Konuşma Dili	there is that expr.	haklısın
40	Konuşma Dili	there is that expr.	o da doğru
41	Konuşma Dili	there is nothing wrong with that expr.	bunda yanlış bir şey yok
Idioms
42	Deyim	cross that bridge when (one) gets there f.	sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
43	Deyim	cross that bridge when (one) gets there f.	o zaman geldiğinde düşünmek
44	Deyim	cross that bridge when (one) gets there f.	zamanı gelince bakmak/harekete geçmek
45	Deyim	been there done that expr.	biz de bu yollardan geçtik
46	Deyim	been there done that expr.	o yollardan biz de geçtik
47	Deyim	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	şüphesiz (ki)
48	Deyim	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	kuşku yok (ki)
49	Deyim	btdtbtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
50	Deyim	btdtbtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
51	Deyim	btdtgts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
52	Deyim	btdtgts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
53	Deyim	btdtgtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
54	Deyim	btdtgtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
55	Deyim	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	buz gibi
56	Deyim	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	çok soğuk
57	Deyim	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	dondurucu derecede soğuk
Speaking
58	Konuşma	been there, done that expr.	biz de geçtik o yollardan
59	Konuşma	and there is also that expr.	bir de şu var
60	Konuşma	is there something that you want to tell me? expr.	bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
61	Konuşma	there is none of that here expr.	burada onların hiçbiri yok
62	Konuşma	that does not mean i'm going there expr.	bu oraya gideceğim anlamına gelmez
63	Konuşma	what's that have to do with going there? expr.	bunun oraya gitmekle ne ilgisi var?
64	Konuşma	there is some truth in that expr.	bunda doğruluk payı var
65	Konuşma	been there done that expr.	benim de başıma geldi
66	Konuşma	there will be plenty more where that came from expr.	geldiği yerde bundan bir sürü daha var
67	Konuşma	there is reason to believe that expr.	inanmak yerindedir
68	Konuşma	there is no denying that expr.	inkar edilmez bir şey varsa
69	Konuşma	let's say that we have no choice but to go there expr.	oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını varsayalım
70	Konuşma	there is more to it than that expr.	o kadar basit değil
71	Konuşma	at that point we started to think there may be something in this expr.	o noktada bunda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladık
72	Konuşma	there's no way out that he's still there expr.	onun hala orada olmasına imkan yok
73	Konuşma	there is a lot more to it than that expr.	o kadar basit değil
74	Konuşma	there is a bit more to it than that expr.	o kadar basit değil
75	Konuşma	I'm sorry that I wasn't there expr.	orada olmadığım için özür dilerim
76	Konuşma	there is much more to it than that expr.	o kadar basit değil
77	Konuşma	let's say that we have no choice but to go there expr.	oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını düşünelim
78	Konuşma	there is a report that expr.	söyleniyor
79	Konuşma	there is no harm in that expr.	zarar yok
80	Konuşma	is there anything that I can help you with? expr.	yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı?
81	Konuşma	what a lot of things there are that you can do expr.	yapabileceğin ne de çok şey var
82	Konuşma	I thought there wasn't anything that you could do expr.	yapabileceğin bir şey olmadığını düşündüm
Computer
83	Bilgisayar	I received a warning stating that there is low disk space in the hard disk expr.	hard diskte yeterli alan kalmadığını belirten bir uyarı aldım
Slang
84	Argo	been there done that got the t-shirt f.	daha önce başına gelmek
85	Argo	been there done that got the t-shirt f.	daha önce yaşamak