Geçmiş

tell of (something)

"tell of (something)" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	tell of (something) f.	(bir şeyi) anlatmak
2	Öbek Fiiller	tell of (something) f.	(bir şeyden) bahsetmek

"tell of (something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Idioms
1	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
2	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
3	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
4	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
5	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
6	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
7	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
8	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
9	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
10	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
11	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
12	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
13	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
14	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
15	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
16	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
17	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesini anlatmak
18	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) bilgisini vermek
19	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı bilgiyi vermek
20	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı hikayeyi anlatmak
21	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şeyin göstergesi olmak
22	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şey/hikaye okunmak
23	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
24	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şeyi anlatmak
25	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şeyin göstergesi olmak
26	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şey/hikaye okunmak
27	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
28	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şeyi anlatmak