|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
not have such a word in one's vocabulary f.
|
lügatında öyle bir kelime olmamak |
|
| 2 |
Genel |
have no such word in one's vocabulary f.
|
lügatında öyle bir kelime olmamak |
|
| 3 |
Genel |
in the light of such information zf.
|
bu bilgilerin ışığında |
|
| 4 |
Genel |
in the view of such information zf.
|
bu bilgilerin ışığında |
|
| 5 |
Genel |
in such cases zf.
|
bu durumlarda |
|
| 6 |
Genel |
in such a case zf.
|
böyle bir durumda |
|
| 7 |
Genel |
in such a case zf.
|
bu gibi bir durumda |
|
| 8 |
Genel |
in the face of such a situation zf.
|
böyle bir durum karşısında |
|
| 9 |
Genel |
as such in ed.
|
-de olduğu gibi |
|
| 10 |
Genel |
in such a manner that bağ.
|
gibi |
|
| 11 |
Genel |
in such a manner that bağ.
|
şekilde |
|
| 12 |
Genel |
in such a way that bağ.
|
şöyle ki |
|
| 13 |
Genel |
in such a way that bağ.
|
gibi |
|
| 14 |
Genel |
in such a way that bağ.
|
şekilde |
|
| Phrases |
|
| 15 |
İfadeler |
in such circumstances expr.
|
böyle durumlarda |
|
| 16 |
İfadeler |
in such cases expr.
|
bu gibi durumlarda |
|
| 17 |
İfadeler |
in the absence of such a finding expr.
|
bu tür bir bulgunun yokluğunda |
|
| 18 |
İfadeler |
in such circumstances expr.
|
bu gibi durumlarda |
|
| 19 |
İfadeler |
in the absence of such a finding expr.
|
böyle bir bulgunun yokluğunda |
|
|
|
| 20 |
İfadeler |
in situations such as this expr.
|
bu gibi durumlarda |
|
| 21 |
İfadeler |
in such a big size expr.
|
bu büyüklükte |
|
| 22 |
İfadeler |
in such a way as to expr.
|
.....ecek şekilde |
|
| 23 |
İfadeler |
in such cases expr.
|
bunun gibi durumlarda |
|
| Speaking |
|
| 24 |
Konuşma |
where are you going in such a hurry? expr.
|
acele ile nereye böyle? |
|
| 25 |
Konuşma |
I have never heard such nonsense in my entire life! expr.
|
hayatımda böyle saçmalık duymadım! |
|
| 26 |
Konuşma |
where are you going in such a hurry? expr.
|
nereye gidiyorsun böyle aceleyle? |
|
| 27 |
Konuşma |
where are you going in such a hurry? expr.
|
nereye gidiyorsun böyle acele acele? |
|
| 28 |
Konuşma |
why are you in such a hurry? expr.
|
nedir bu acelen? |
|
| Trade/Economic |
|
| 29 |
Ticaret/Ekonomi |
amount of obligations granted such as guarantees, commitments, bailments, endorsements in favour of the shareholders, participations and subsidiaries i.
|
ortaklar, iştirakler ve bağlı ortaklıklar lehine verilen garanti, taahhüt, kefalet, aval, ciro gibi yükümlülüklerin tutarı |
|
| Politics |
|
| 30 |
Siyasal |
even in such circumstances it is your duty to save the turkish independence and republic expr.
|
işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır |
|
