stride - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

stride

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"stride" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 38 sonuç

İngilizce Türkçe
General
stride i. uzun adımlarla yürüme
stride i. uzun adım
stride i. adım mesafesi
stride i. adım uzunluğu
stride i. bacaklar arası koordine hareket etme süresi
stride i. bir bacaklık mesafe
stride i. adıma benzer şey
stride i. bacaklar ayrık ayakta durma
stride i. bacaklar ayrık şekilde dikilme
stride i. gelişme evresi
stride i. gelişim aşaması
stride i. gelişme
stride i. ilerleme
stride i. hedefe yürüme
stride i. hedefe ilerleme
stride i. olgunlaşma
stride i. hareket kabiliyeti
stride i. hayvanın ayakları başlangıç pozisyonuna geldiğinde tamamlanan hareket döngüsü
stride i. hayvanın adımı ile katettiği mesafe
stride i. tam hareket açıklığı
stride i. doğal ritim
stride i. doğal tempo
stride f. geçip gitmek
stride f. uzun adımlarla yürümek
stride f. aşmak
stride f. yürüyerek geçmek
stride f. ata biner gibi oturmak
stride f. atlayarak geçmek
Irregular Verb
stride f. strode - stridden
Computer
stride i. kaydırma adımı
stride i. (pikseller içinde) ardışık ögeler arasındaki hafıza noktalarının sayısı
Marine
stride i. (kürek çekerken) kürek darbeleri arasındaki mesafe
stride f. (yarış kanosunda) kürek çekmek
Anatomy
stride i. apış
Art
stride i. uzun dans adımı
stride i. stride piyano tekniği
Music
stride s. stride piyano tekniğine özgü
stride s. stride piyano tekniğine ait veya ilgili

"stride" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 151 sonuç

İngilizce Türkçe
General
stride length i. adım uzunluğu
take something in stride f. bir şeyin üzerinde durmamak
take something in stride f. bir şeyi mesele yapmamak
stride out f. uzun adımlarla yürümek
stride over f. bir adımda (birşeyin) üstünden geçmek
stride through f. arşınlamak
hit one's stride f. en yüksek dereceyi elde etmek
hit one's stride f. en yüksek hıza ulaşmak
stride out of f. uzun adımlarla yürüyerek -den çıkmak
get into one's stride f. kendini kaptırmak
get into one's stride f. havasına girmek
stride out of f. uzun adımlarla bir yerden çıkmak
stride in/into f. uzun adımlarla bir yere girmek
stride [obsolete] f. bacakları açık şekilde durmak
stride [obsolete] f. bacakları ayrık şekilde dikilmek
in stride zf. normal hızda
in stride zf. normal düzende
in stride zf. keyfi yerinde
Phrasals
stride off f. uzun adımlarla yürümek
stride off f. hızlı/acele adımlarla yürümek
stride off f. telaşlı/çabuk çabuk yürümek
stride off f. kararlı adımlarla yürümek
stride in f. uzun adımlarla girmek
stride in f. kararlılıkla girmek
stride in f. aceleyle/telaşla girmek
stride in f. -de uzun adımlarla yürümek
stride in f. -de aceleyle/hızlı hızlı yürümek
stride in f. -de kararlı adımlarla yürümek
stride into (some place) f. (bir yere) uzun adımlarla girmek
stride into (some place) f. (bir yere) kararlılıkla girmek
stride into (some place) f. (bir yere) aceleyle/telaşla girmek
stride out of (some place) f. (bir yerden) uzun adımlarla yürüyerek çıkmak
stride out of (some place) f. (bir yerden) kararlılıkla çıkmak
stride out of (some place) f. (bir yerden) aceleyle/telaşla çıkmak
Idioms
knock someone off stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off stride [usa] f. şaşkına döndürmek
throw someone off stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw someone off stride [usa] f. şaşkına döndürmek
throw off stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw off stride [usa] f. şaşkına döndürmek
knock off stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock off stride [usa] f. şaşkına döndürmek
knock someone off his/her stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off his/her stride [usa] f. şaşkına döndürmek
throw someone off his/her stride [usa] f. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw someone off his/her stride [usa] f. şaşkına döndürmek
make a stride f. adım atmak
make a stride f. aşama kaydetmek
put somebody off their stride f. birinin dikkatini dağıtmak
break one's stride f. duraklamak/yavaşlamak
take in stride f. doğal karşılamak
put somebody off their stride f. dikkatlerini başka yöne çekmek
take something in one's stride f. doğal karşılamak
make a stride f. çözüm/çare bulmak
take something in stride f. doğal karşılamak
put one off one's stride f. gelişimine/gidişatına engel olmak
hit one's stride f. formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
reach one's stride f. formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
take in stride f. normal karşılamak
take something in stride f. mesele yapmamak
take something in stride f. normal karşılamak
take something in one's stride f. normal karşılamak
take something in one's stride f. mesele yapmamak
take in stride f. mesele yapmamak
put one off one's stride f. ritmini bozmak
hit one's stride f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
reach one's stride f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
break one's stride f. tempo kaçırmak
put one off one's stride f. temposunu bozmak
take in stride f. üstünde durmamak
take something in one's stride f. zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
take something in stride f. üstünde durmamak
take in stride f. zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
reach one's stride f. (özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
take something in one's stride f. üstünde durmamak
hit one's stride f. (özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
make a wide stride f. büyük ilerleme kaydetmek
make a wide stride f. büyük bir adım atmak
break stride f. duraklamak/yavaşlamak
break stride f. tempo kaçırmak
follow (someone or something) in stride f. (birinin/bir şeyin) izinden gitmek
follow (someone or something) in stride f. (birinin/bir şeyin) yolundan gitmek
follow (someone or something) in stride f. (birinin/bir şeyin) peşinden gitmek/gelmek
follow (someone or something) in stride f. (birinin/bir şeyin) peşi sıra gitmek
get into stride f. kaptırmak
get into stride f. havaya girmek
get into stride f. hızını almak/bulmak
get into your stride [uk] f. formunun/yeteneğinin zirvesine ulaşmak
get into your stride [uk] f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
get into your stride [uk] f. hız ve ustalık kazanmak
hit your stride f. formunun/yeteneğinin zirvesine ulaşmak
hit your stride f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
hit your stride f. hız ve ustalık kazanmak
hit stride f. en yüksek hıza ulaşmak
hit stride f. en yüksek dereceyi elde etmek
hit stride f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
hit stride f. (özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
hit stride f. formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
match (one) stride for stride f. (birine) ayak uydurmak
match (one) stride for stride f. (birinin) hızını yakalamak/hızında hareket etmek
match (one) stride for stride f. (birinin) seviyesini yakalamak/seviyesinde hareket etmek
match (one) stride for stride f. (birine) denk olmak
match (one) stride for stride f. (biri) kadar iyi olmak
put one off stride f. gelişimine/gidişatına engel olmak
put one off stride f. ritmini bozmak
put one off stride f. temposunu bozmak
reach stride f. performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
reach stride f. formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
reach stride f. (özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
take it in stride f. durumu doğal karşılamak
take it in stride f. durumu olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take it in stride f. durumu normal/sakin karşılamak
take it in stride f. durumun üstünde durmamak
take something in your stride [uk] f. bir şeyi doğal karşılamak
take something in your stride [uk] f. bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take something in your stride [uk] f. bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in your stride [uk] f. bir şeyin üstünde durmamak
take something in stride [us] f. bir şeyi doğal karşılamak
take something in stride [us] f. bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take something in stride [us] f. bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in stride [us] f. bir şeyin üstünde durmamak
without breaking (one's) stride zf. hızını/adımlarını yavaşlatmadan
without breaking (one's) stride zf. yürüyüşünü/adımlarını hiç bozmadan/yavaşlatmaksızın
without breaking (one's) stride zf. hiç duraksamadan
without breaking (one's) stride zf. hiç durmadan
without breaking (one's) stride zf. yavaşlamayarak
without breaking (one's) stride zf. istifini bozmadan
without breaking stride [us] zf. hızını/adımlarını yavaşlatmadan
without breaking stride [us] zf. yürüyüşünü/adımlarını hiç bozmadan/yavaşlatmaksızın
without breaking stride [us] zf. hiç duraksamadan
without breaking stride [us] zf. hiç durmadan
without breaking stride [us] zf. yavaşlamayarak
without breaking stride [us] zf. istifini bozmadan
stride for stride zf. adım adım
in stride expr. üzülmeden
in stride expr. kırılmadan
in stride expr. doğal/normal bir şekilde
in stride expr. mesele yapmadan
without breaking stride [us] expr. hızını/adımlarını yavaşlatmadan
without breaking stride [us] expr. yürüyüşünü/adımlarını hiç bozmadan/yavaşlatmaksızın
without breaking stride [us] expr. hiç duraksamadan
without breaking stride [us] expr. hiç durmadan
without breaking stride [us] expr. yavaşlamayarak
without breaking stride [us] expr. istifini bozmadan
without breaking stride [us] expr. hızını kesmeden
Military
diagonal stride without poles i. sopasız zikzaklı uzun adımlarla yürüme
stride level i. uzun seviyeleyici
diagonal stride f. zikzaklı uzun adımlarla yürümek
Sport
length of stride i. adım uzunluğu
Music
stride piano i. stride piyano tekniği
stride piano i. sağ el ile ana parça melodisi çalınan bir piyano kullanma tekniği