spending - Türkçe İngilizce Sözlük

spending

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"spending" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
spending i. harcama
The reason is that it contains fixed budget items, together with guidelines on agricultural spending.
Bunun nedeni, tarımsal harcamalara ilişkin kılavuz ilkelerle birlikte sabit bütçe kalemlerini içermesidir.

More Sentences
Trade/Economic
spending i. harcama
Spending should create the necessary conditions for lasting growth, employment, security and solidarity.
Harcamalar kalıcı büyüme, istihdam, güvenlik ve dayanışma için gerekli koşulları yaratmalıdır.

More Sentences
Common Usage
spending i. harcayış
General
spending i. harcayış

"spending" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

İngilizce Türkçe
General
spending money i. cep harçlığı
Don't forget your spending money.
Cep harçlığını unutma.

More Sentences
spending spree i. alışveriş çılgınlığı
Tom went on a spending spree.
Tom'u alışveriş çılgınlığı bastı.

More Sentences
Trade/Economic
spending cut i. harcama kesintisi
We need spending cuts now.
Harcama kesintilerine şimdi ihtiyacımız var.

More Sentences
government spending i. hükümet harcamaları
The president promised to ax government spending.
Başkan hükümet harcamalarını kısmak için söz verdi.

More Sentences
public spending i. kamu harcaması
I do not want to see an expansion of public spending at European level.
Avrupa düzeyinde kamu harcamalarında bir genişleme görmek istemiyorum.

More Sentences
public spending i. kamu harcaması
Defining broad guidelines for public spending is more important than the level of deficit.
Kamu harcamaları için genel ilkelerin belirlenmesi, bütçe açığı seviyesinden daha önemlidir.

More Sentences
cut spending f. harcamayı kesmek
We must cut spending.
Biz harcamayı kesmeliyiz.

More Sentences
Politics
social spending i. sosyal harcamalar
You have also said that we must spend better, we want to move towards basic social spending such as education.
Ayrıca daha iyi harcama yapmamız gerektiğini, eğitim gibi temel sosyal harcamalara yönelmek istediğimizi söylediniz.

More Sentences
Military
military spending i. askeri harcamalar
The report therefore recommends that the Member States increase their military spending.
Bu nedenle rapor, Üye Devletlere askeri harcamalarını artırmalarını tavsiye etmektedir.

More Sentences
General
reduce spending i. harcamayı kısma
spending money i. harçlık
deficit spending i. bütçe açığı
discretionary spending i. zorunlu olmayan harcamalar
spending limit i. harcama limiti
health care spending i. sağlık harcaması
manufactured spending i. bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme
government spending policy i. kamu harcamaları politikası
bring spending money f. harcanacak para getirmek
high-spending s. gereğinden fazlasını harcayan
high-spending s. uygun olandan fazlasını harcayan
high-spending s. harcayacak çok parası olan
without spending time zf. vakit geçirmeden
Speaking
you are spending too much money expr. çok para harcıyorsun
you are spending a lot of money expr. çok para harcıyorsun
I don't have any spending money either expr. üzerimde hiç para yok
Trade/Economic
deficit spending i. açığa dayalı harcama
deficit spending i. açık bütçe harcamaları
deficit spending i. bütçe açığına dayalı devlet harcaması
flexible spending account (fsa) i. esnek harcama hesabı
spending responsibilities i. harcama yükümlülükleri
spending item i. harcama kalemi
spending variance i. harcama sapması
spending pattern i. harcama kalıbı
spending level i. harcama seviyesi
list of spending i. harcama listesi
spending authority i. harcama yetkilisi
spending habit i. harcama alışkanlığı
spending policy i. harcama politikası
spending account i. harcama hesabı
spending plan i. harcama planı
spending list i. harcama listesi
level of spending i. harcama seviyesi
spending bill i. harcama pusulası
spending unit i. harcamaların yapıldığı kısım
discretionary spending power i. isteğe bağlı satın alma gücü
discretionary spending i. ihtiyari harcamalar
discretionary spending power i. isteğe bağlı harcama gücü
government spending policy i. kamu harcamaları politikası
credit card spending i. kredi kartı harcaması
autonemous spending i. otonom harcamalar
spending habits i. para harcama alışkanlıkları
real export spending i. reel ihracat harcaması
total spending i. toplam harcama
deficit spending i. tazmin harcaması
compensatory spending i. telafi edici kamu harcaması
consumers' spending habits i. tüketicinin harcama alışkanlıkları
compensatory spending i. tazmin harcaması
deficit spending i. telafi edici kamu harcaması
domestic spending i. ülke içi harcama
investment spending i. yatırım harcaması
in an environment of cautious capital spending by our customers expr. müşterilerimizin yatırım harcamalarına dikkat ettiği bir ortamda
Law
spending money i. cep harçlığı
Politics
state spending i. devlet harcaması
pro-poor spending i. fakirler için olan harcamalar
the government’s spending and taxing policies i. hükümetin harcama ve vergilendirme politikaları
countercyclical spending i. konjonktür karşıtı harcama
current spending i. mevcut harcamalar
health spending i. sağlık harcaması
domestic spending i. yerel harcama
domestic spending i. yurtiçi harcamalar
Technical
power analysis of spending function i. harcama fonksiyonunun güç analizi
Computer
double spending i. çift harcama
double spending i. mükerrer harcama
double spending i. mükerrer ödeme
Telecom
IT spending i. bilgi teknolojileri harcamaları
declining consumer spending i. düşme eğilimi gösteren tüketici harcaması