| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | societal s. | toplumsal | ||
|
We also have to recognise that the Member States have societal models and fundamental interests to protect. Ayrıca Üye Devletlerin korumaları gereken toplumsal modeller ve temel çıkarlar olduğunu da kabul etmeliyiz. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | societal assertiveness i. | sosyal dayatma |
| Genel | societal marketing i. | toplumsal pazarlama |
| Genel | societal marketing i. | sosyal pazarlama |
| Genel | societal marketing i. | yardım amaçlı pazarlama |
| Genel | societal marketing i. | yardım amaçlı tanıtım |
| Genel | extra societal s. | ekstra-toplumsal |
| Genel | extra societal s. | toplum harici |
| Genel | extra societal s. | toplum dışı |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | changing societal needs i. | değişen toplum ihtiyaçları |
| Ticaret/Ekonomi | societal marketing concept i. | toplumsal pazarlama kavramı |
| Politics | ||
| Siyasal | societal costs i. | sosyal bedeller |
| Siyasal | societal security i. | toplumsal güvenlik |
| Social Sciences | ||
| Sosyal Bilimler | societal collapse i. | toplumsal çöküş |
| Sosyal Bilimler | societal gender equality i. | toplumsal cinsiyet eşitliği |
