|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
save for f.
|
para biriktirmek |
|
I am working to save for my college tuition.
Üniversite öğrenimime para biriktirmek için çalışıyorum.
More Sentences
|
2 |
Genel |
save for ed.
|
hariç |
|
Save for the cold in the hall, the gig was good.
Salondaki soğuk hariç konser iyiydi.
More Sentences
|
Phrasals |
|
3 |
Öbek Fiiller |
save for (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) dışında |
|
Save for the cold in the hall, the gig was good.
Salondaki soğuk dışında konser iyiydi.
More Sentences
|
4 |
Öbek Fiiller |
save for (something) f.
|
(bir şey) için para biriktirmek |
|
Save for retirement starting with your first paycheck.
İlk maaş çekinizden başlayarak emeklilik için para biriktirin.
More Sentences
|
General |
|
5 |
Genel |
save something for the right occasion f.
|
bir şeyi uygun bir zamana saklamak |
|
6 |
Genel |
save money for something f.
|
bir şey için para biriktirmek |
|
Phrasals |
|
7 |
Öbek Fiiller |
save up for something f.
|
bir şey için para biriktirmek |
|
8 |
Öbek Fiiller |
save for (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) için ayırmak |
|
9 |
Öbek Fiiller |
save for (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) için tutmak |
|
10 |
Öbek Fiiller |
save for (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) haricinde |
|
11 |
Öbek Fiiller |
save for (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) başka |
|
12 |
Öbek Fiiller |
save for (something) f.
|
(bir şey) için kenara para koymak |
|
13 |
Öbek Fiiller |
save for (something) f.
|
(bir şey) almak için para biriktirmek |
|
Proverb |
|
14 |
Atasözü |
save up something for a rainy day
|
ak akçe kara gün içindir |
|
15 |
Atasözü |
save for a rainy day
|
ak akçe kara gün içindir |
|
Colloquial |
|
16 |
Konuşma Dili |
save the best for the last f.
|
en iyisini sona saklamak |
|
17 |
Konuşma Dili |
save the best for the last f.
|
en iyisini en sona saklamak |
|
18 |
Konuşma Dili |
save (something) for another time f.
|
(bir şeyi) bir başka zamana saklamak |
|
Idioms |
|
19 |
Deyim |
save something for a rainy day f.
|
(zor günler için) bir kenara koymak |
|
20 |
Deyim |
save something for a rainy day f.
|
zor günler için saklamak |
|
|
21 |
Deyim |
save oneself (for marriage) f.
|
(evlenene kadar) bekaretini korumak |
|
22 |
Deyim |
save money up (for something) f.
|
(bir şey) için para biriktirmek |
|
23 |
Deyim |
save money up (for something) f.
|
(bir şey) için kenara para koymak |
|
24 |
Deyim |
save money up (for something) f.
|
(bir şey) almak için para biriktirmek |
|
25 |
Deyim |
save room (for something) f.
|
(bir yiyecek) için yer ayırmak/bırakmak |
|
26 |
Deyim |
save room (for something) f.
|
(bir yiyeceğe de) yer bırakmak |
|
27 |
Deyim |
save room (for something) f.
|
çok yemeyip (bir şeye) yer ayırmak/bırakmak |
|
28 |
Deyim |
save room (for something) f.
|
(bir şeye) yer ayırmak/bırakmak için çok yememek |
|
29 |
Deyim |
save room (for something) f.
|
(bir şey) için karnını tam/tıka basa doyurmamak |
|
30 |
Deyim |
save, keep, it for a rainy day f.
|
zor günler için saklamak |
|
31 |
Deyim |
save, keep, it for a rainy day f.
|
kenara koymak |
|
32 |
Deyim |
save, keep, it for a rainy day f.
|
ilerisi için saklamak |
|
33 |
Deyim |
save, keep, it for a rainy day f.
|
kenara koymak |
|
34 |
Deyim |
save it for the judge [cliché] expr.
|
bunları hakime anlatırsın |
|
35 |
Deyim |
save it for the judge [cliché] expr.
|
derdini hakime anlatırsın |
|
36 |
Deyim |
save it for the judge [cliché] expr.
|
bunları mahkemede anlatırsın |
|
37 |
Deyim |
save it for the judge [cliché] expr.
|
derdini mahkemede anlatırsın |
|
38 |
Deyim |
save it for the judge [cliché] expr.
|
derdini hakime/mahkemede anlat |
|
39 |
Deyim |
save it for a rainy day expr.
|
zor günler için sakla |
|
40 |
Deyim |
save it for a rainy day expr.
|
zor günler için kenara koy |
|
|
41 |
Deyim |
save it for a rainy day expr.
|
ilerisi için sakla |
|
42 |
Deyim |
save it for a rainy day expr.
|
ilerisi için kenara koy |
|
Speaking |
|
43 |
Konuşma |
save the last bullet for yourself expr.
|
son kurşunu kendin için sakla |
|
Law |
|
44 |
Hukuk |
save for the exceptions or derogations provided for expr.
|
-de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla |
|
Politics |
|
45 |
Siyasal |
save for the exceptions or derogations provided for expr.
|
de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla |
|
Computer |
|
46 |
Bilgisayar |
save data only for forms expr.
|
formlar için veriyi kaydet |
|
47 |
Bilgisayar |
prompt for save expr.
|
kaydetmek için sor |
|
48 |
Bilgisayar |
save data only for forms expr.
|
veriyi sadece formlar için kaydet |
|
Slang |
|
49 |
Argo |
save the drama for your mama expr.
|
zırıltılarını anana sakla |
|