sanık - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sanık



"sanık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sanık defendant i.
General
sanık suspect i.
sanık defence i.
sanık culprit i.
sanık accused i.
sanık respondent i.
sanık indictee i.
sanık the accused i.
sanık suspected s.
Colloquial
sanık perp i.
Law
sanık culprit i.
sanık prisoner i.
sanık defendant i.
sanık perpetrator i.
sanık alleged criminal i.
sanık conisor [obsolete] i.
sanık connusor [obsolete] i.
sanık cognisor i.
sanık cognizor i.
sanık conusor i.
sanık suspected s.
sanık accused s.

"sanık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sanık yeri dock i.
(sanık vb) dili çözülmek talk f.
Idioms
sanık koltuğunda on trial expr.
sanık sandalyesinde in dock [uk] expr.
sanık koltuğunda/sandalyesinde in the dock expr.
Law
iskoç mahkemelerinde sanık aleyhine mevcut olan delilin sanığı mahkum etmek için yetersiz olduğunu gösteren karar not proven i.
bir istirdat davasında sanık olan kişinin makul gerekçeler göstererek haklı olduğunu iddia ettiği defii avowry i.
istirdat davasında sanık defendant in replevin i.
mahkemede sanık kürsüsü bar i.
mahkemede avukatların sorularına cevap vermek (sanık/şahit) take the stand i.
sanık avukatı defence attorney i.
sanık kürsüsü bar i.
savcı-sanık uzlaşması plea deal i.
sanık sandalyesi dock i.
savcı-sanık uzlaşması copping a plea i.
sanık lehine tanıklık eden kimse witness for the defence i.
sanık aleyhine tanıklık eden kimse witness for the prosecution i.
sanık sandalyesi felon's dock i.
savcı-sanık uzlaşması plea bargain i.
sanık şahidi prisoner's evidence i.
sanık lehine temyiz appeal on behalf of accused i.
sanık avukatı defence barrister i.
savcı-sanık uzlaşması plea agreement i.
sanık yeri dock i.
sanık vekili defense counsel i.
suçun reddedildiği sanık defisi plea of not guilty i.
suçluluğu ispat edilene kadar şüpheli ya da sanık da olsa herkesin masum ve suçsuz olduğu ilkesi presumption of innocence i.
suçlama karşısında savunma yapmayı reddeden sanık mute i.
ortak sanık corespondent i.
şüpheden sanık yararlanır prensibi benefit of the doubt i.
sanık sandalyesine oturmak (defendant) to stand in the dock f.
sanık sandalyesine oturmak appear in the dock f.
sanık sandalyesine oturmak (defendant) to sit in the dock f.
(bir sanık) hiçbir ceza yemeden serbest bırakılmak go scot-free f.
(bir sanık) hiçbir ceza yemeden serbest bırakılmak get off scot-free f.
(eski ingiliz hukukunda ihbarcı veya sanık olarak) sahte kovuşturma için işbirliği yapmak prevaricate f.
sanık lehine on behalf of accused expr.
sanık hazır olmadan in absence of the defendant expr.
sanık lehine in favour of accused expr.
Latin
müştekinin toprağına yasadışı olarak giren sanık trespass quare clausum fregit i.
sanık hazır olmadan absente reo zf.
şüpheden sanık istifade eder in dubio pro reo expr.