put for - Türkçe İngilizce Sözlük

put for

"put for" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
put for f. yollarına düşmek

"put for" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 130 sonuç

İngilizce Türkçe
General
put in for f. başvurmak
Tom put in for a raise.
Tom zam için başvurdu.

More Sentences
Phrasals
put (something) up for (something) f. (bir şeyi) satışa çıkarmak
The Herald has recently been put up for sale by the Scottish Media Group.
Herald kısa bir süre önce İskoç Medya Grubu tarafından satışa çıkarıldı.

More Sentences
General
put someone down for f. yazdırmak (okul/üniversite vb'ne)
put in a good word for someone f. biri için iyi şeyler söylemek
put someone down for f. kaydetmek (okul/üniversite vb'ne)
put in for f. başvuruda bulunmak
put up for f. adaylığını koymak
put in a claim for f. hak iddia etmek
put oneself in for f. talip olmak
put something up for sale f. bir şeyi satışa çıkarmak
put somebody in for f. aday göstermek
put up for sale f. satışa sunmak
put up for sale f. satılığa çıkarmak
put up something for auction f. açık artırmaya çıkarmak
put up for sale f. satışa çıkarmak
put someone down for f. birinin adının yanına yazmak (bir listede)
put someone down for f. kaydettirmek (okul/üniversite vb'ne)
put something up for auction f. bir şeyi açık artırma ile satışa çıkarmak
put in a good word (for someone) f. biri hakkında olumlu şeyler söylemek
put in for f. adaylığını koymak
put a house up for sale f. evi satışa çıkarmak
put a house up for sale f. evi satılığa çıkarmak
Phrasals
put in for f. (kuş) saklanmak
put up for auction f. açık artırmaya çıkarmak/koymak
put someone down (for something) f. birini (bir şey için) listeye yazmak/eklemek
put someone down (for something) f. birinin adını (bir şey için) listeye yazmak
put (one) up for (something) f. (birini bir pozisyon, iş) için önermek
put (one) up for (something) f. (birini bir pozisyon, iş) için aday göstermek
put (one) up for (something) f. (birini bir pozisyon, iş) için sunmak/öne sürmek
put in for (something) f. (bir şey) için başvuruda bulunmak
put in for (something) f. (bir şeye) başvurmak
put in for (something) f. (bir şeye) adaylığını koymak
Proverb
one must put by for a rainy day ak akçe kara gün içindir
don't put off for tomorrow what you can do today bugünün işini yarına bırakma
Colloquial
put the baby up for adoption f. bebeği evlatlık vermek
Idioms
put one's name down for f. birini listeye dahil etmek
put one's name down for f. birinin ismini eklemek
put out the red carpet (for someone) f. kırmızı halılar sermek
put out the red carpet (for someone) f. ayağının altına kırmızı halı sermek
put out the red carpet (for someone) f. yoluna kırmızı halılar sermek
put out the red carpet (for someone) f. krallar gibi karşılamak
put out the red carpet (for someone) f. krallar gibi ağırlamak
put out the red carpet (for someone) f. coşkuyla karşılamak
put out the red carpet (for someone) f. dört başı mamur bir şekilde ağırlamak
put out the red carpet (for someone) f. birini ağırlamak için çok hazırlanmak
put a good word in for someone f. arka çıkmak
put in a good word for f. birisini destekler nitelikte konuşmak
put one's prayers out for someone f. biri icin dua etmek
put a good word in for someone f. biri hakkında iyi konuşmak
put a good word in for someone f. birinin lehine konuşmak
put a plug in for someone f. birinden olumlu bahsetmek
put a good word in for someone f. birinin iyiliğine konuşmak
put one's head down for an hour f. bir saat uyumak
put a plug in for someone f. birinin reklamını yapmak
put a good word in for someone f. birine destek olmak
put a plug in for someone f. birinden övgüyle bahsederek ilgiyi onun üzerinde toplamak
put in a good word for somebody with someone f. biri hakkında başka birine olumlu referans vermek
put money up (for something) f. finansman sağlamak
put money up (for something) f. maddi/finansal olarak karşılamak
put something aside (for something) f. (bir şey için) (bir şeyi) bir kenara ayırmak
put in a good word for someone f. (bir iş için) birine kefil olmak
put in a good word for f. (birisi hakkında) iyi konuşmak
put something aside for a rainy day f. zor günler için saklamak
put something aside for a rainy day f. (zor günler için) bir kenara koymak
put out the welcome mat (for somebody) f. sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody) f. özenle ağırlamak
put out the welcome mat (for somebody) f. özenli bir karşılama yapmak
put out the welcome mat (for somebody) f. ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak
put out the welcome mat (for somebody) f. ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out a call for (someone or something) f. (biri/bir şey) aradığını ilan etmek
put out a call for (someone or something) f. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru yayınlamak
put out a call for (someone or something) f. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru çıkartmak
put out a call for (someone or something) f. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan vermek
put out a call for (someone or something) f. (biri/bir şey) aradığını duyurmak
put out a call for (someone or something) f. (birine/bir şeye) ihtiyacı olduğunu duyurmak
put somebody's name down (for something) f. birinin ismini (bir şeye) yazdırmak
put somebody's name down (for something) f. birinin ismini (bir şey için) yazdırmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (birini) ağırlamak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (birine) özenli bir karşılama yapmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (birini) sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody) [us] f. (birini) özenle ağırlamak
put up for the night f. (birini) (bir geceliğine) misafir etmek
put (one) down for (something) f. (birini bir şey) için bir listeye yazmak/eklemek
put (one) down for (something) f. (birinin adını bir şey) için bir listeye yazmak
put (one) down for (something) f. (birinin ismini bir şey) için not almak
put (one) down for (something) f. (birini/birinin ismini bir şeye) yazmak/eklemek
put (one's) hands together (for someone or something) f. (birini/bir şeyi) alkışlamak
put a plug in for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) reklamını yapmak
put a plug in for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle bahsederek ilgiyi üzerine toplamak
put a plug in for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) olumlu bahsetmek
put a plug in for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) başkalarına da tavsiye etmek
put a warrant out for (someone) f. (biri) için yakalama emri çıkartmak
put a warrant out for (someone) f. (biri) için tutuklama emri çıkartmak
put in a good word (for one) f. (birini) övmek
put in a good word (for one) f. (biri) hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek
put in a good word (for one) f. (birini) önermek
put in a good word (for one) f. (birinin) lehine konuşmak
put in a good word (for one) f. (biri) hakkında iyi konuşmak
put in a good word (for one) f. (biri için) kefil olmak
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi övmek
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi önermek
put in a good word for someone/something f. birinin/bir şeyin lehine konuşmak
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey hakkında iyi konuşmak
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey için kefil olmak
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi savunmak
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi en iyi şekilde sunmak
put in a plug for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) reklamını yapmak
put in a plug for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle bahsederek ilgiyi üzerine toplamak
put in a plug for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) olumlu bahsetmek
put in a plug for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) başkalarına da tavsiye etmek
put out a warrant for (someone or something) f. tutuklama emri çıkartmak
put out a warrant for (someone or something) f. yakalama emri çıkartmak
put out a warrant for (someone or something) f. yasal işlem başlatmak
put the money up (for something) f. (bir şey için) gereken finansmanı sağlamak
put the money up (for something) f. (bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put them together for someone f. birini alkışlamak
put up the money (for something) f. (bir şey için) gereken finansmanı sağlamak
put up the money (for something) f. (bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put your hands together for someone f. birini alkışlamak
put them together for someone f. birini alkışlamak
Trade/Economic
premium for the put option i. satma opsiyonu primi
put something up for auction f. açık artırmaya çıkarmak
put up for sale f. satılığa çıkarmak
be put up for sale f. satılığa çıkarılmak
put up for sale f. satışa sunmak
put something up for sale f. satışa çıkarmak
be put up for sale f. satışa sunulmak