Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | pazarları | on sundays zf. | ||
I'm not home on Sundays. Pazarları evde değilim. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | pazarları çalışmak | work on sundays f. | ||
No one wants to work on Sundays. Kimse pazarları çalışmak istemez. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | ihracat pazarları | exporting markets i. | ||
Europe has other assets and other creative ways of finding export markets. Avrupa'nın başka varlıkları ve ihracat pazarları bulmak için başka yaratıcı yolları var. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tarihi eserler, sanat hazineleri gibi objelerin satıldığı pazarları kontrol eden kartele mensup kimse | ringster i. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | dünya pazarları | world markets i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ihraç pazarları | export markets i. | ||
Ticaret/Ekonomi | pazarları paylaşma | sharing the markets i. | ||
Ticaret/Ekonomi | tüketici pazarları | consumer markets i. | ||
Statistics | ||||
İstatistik | insan nüfusunun bir bölümünün pazarları tanımlamak için kullanılan istatistiki özellikleri | demographics i. |